Erdoğan ve Karamollaoğlu görüşmesinde sonuç: Ayrışarak birleşme
Oğuzhan Asiltürk’ün vefatından sonra camianın Milli Görüş’ün yeni lideri konumuna getirdiği Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmede ayrışma ve birleşme arasında gidip gelen bir ruh hali hüküm sürdü.
Külliye ve Saadet Partili kaynaklardan derlediğim bilgilere
göre Cumhurbaşkanı Erdoğan ile koltuk krizi yaşanması meselesi bir kurgudan
ibaret...
Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarcı yemek
teklifini reddederek daha sonrasında “ayıp ettik galiba” düşüncesine kapılması,
Erdoğan ile Karamollaoğlu arasında bir gösteriş krizlerinin çıkmasının mümkün
olmadığını ortaya koyuyor.
2 saat 20 dakika süren görüşmenin uzunluğu göz önünde
bulundurulunca Karamollaoğlu’nun koltuk meselesiyle ilgili bir düşünce içine
girmediği de anlaşılabilir.
Görüşmede Saadet Partisi’nin kamuoyuna da deklare ettiği
sorunlar Karamollaoğlu tarafından bir bir Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aktarıldı.
Samimi geçen görüşmede Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin
getirdiği aksaklıkları dile getiren Karamollaoğlu buna karşın Erdoğan’dan
“arkadaşlar çalışıyor” cevabını aldı.
Buradan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında
yapılan sistem revizyonu çalışmalarıyla birlikte MHP ile yürütülen yeni anayasa
yapımı süreçlerinde bu konunun ele alındığı anlaşılıyor.
Görüşmede siyasetteki dilin yumuşamasını isteyen Karamollaoğlu
ile CHP’yle ortaklık yolundan dönülmesi çağrısı yapan Erdoğan arasında ortaya
çıkan ayrışmaların siyaset yapış biçimleriyle alakalı olduğu görülüyor.
Erdoğan farklı düşünceler barındıran merkez parti konumunda
politika üretirken Karamollaoğlu büyük oranda homojen bir yapıdaki tabanın
talepleriyle siyaset yapıyor.
Siyaset esneklik gösterdiği ölçüde toplumsal ve kurumsal
sorunlara çözüm üretebiliyor.
15 Temmuz sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin
Cumhur İttifakı çatısı altında AK Parti ile bir araya gelmesi, siyasetin
sahadaki gerçeklikten uzak olamayacağına gösteriyor.
Saadet Partisi için de benzer bir gerçeklik var.
CHP ile yakın durulması Milli Görüş tabanında ayrışmaya
neden oluyor.
Milli Görüşçülerin bir kısmı AK Parti ile Fazilet Partisi döneminde
yaşanan ayrışmanın dargınlığını canlı tutarken bir kısmı ise Milli Görüş
değerlerinin yıpratılmasından dem vuruyor.
Tabanda çok az bir kesim AK Parti’ye düşmanlık beslediği
için CHP ile yakınlaşma hâlinde bulunuyor.
Buna rağmen tabanın çoğunluğu Milli Görüş’ün kendi yolunda
gitmesi gerektiği inancını taşıyor.
Tabandaki bu durumu iyi bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan da
Karamollaoğlu’na “CHP ile bir arada durmayın” mesajını açıkça aktardı.
ANAHTAR BAHÇELİ’DE
AK Parti ile Saadet Partisi’nin bir araya gelmesinin
anahtarı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de saklı.
MHP ile AK Parti’yi farklı düşündükleri alanlarla birlikte
aynı kaba sokan siyasetin var olabilmesi, Saadet Partisi’nin de kendi varlığı
ile bu ittifak içinde yer alabileceğinin en büyük kanıtı.
Kıbrıs gezisinde uçaktan kol kola inen Oğuzhan Asiltürk ve
Devlet Bahçeli’nin bu davranışı daha önce Alparslan Türkeş ile Necmettin
Erbakan’ın kurduğu ittifakın yeniden filizlendirilebileceği ihtimalini akıllara
getirmişti.
Temel Karamollaoğlu’nun siyaset yapış tarzının Bahçeli
tarafından kabul görmesi Cumhur İttifakı’nın geleceğini de etkileyecektir.
Zira Karamollaoğlu’nun Bahçeli ile görüşme ve bir araya
gelme konusunda talebi olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Cumhur İttifakı’nın geleceği artık Bahçeli’nin elinde.