Erdoğan takıntısı
Düşünün 16 yıldır iktidarda olan bir parti seçime giriyor ve yine en yüksek oranı yakalayarak sandıklardan zaferle çıkıyor. Partinin lideri ise 16 yılın verdiği yıpranmışlığın aksine 5 rakibinin toplamından fazla rey alarak ilk turda Cumhurbaşkanlığına tekrar seçildiğini ilan ediyor. Üstelik ana muhalefetteki parti, oy oranını artıracağına % 3 düşürüyor. Böyle olunca da muhalifler saçmalamaya başlıyor.
FETÖ'cü olduğu anlaşılan eski bir tanıdığın sözlerine kulak verelim. Ona diyorum ki: "Senin eli kanlı şeytan hocan 15 Temmuzda darbe yapmaya kalktı. İnsanlarımızın üzerine havadan bombalar yağdırdı, silahlarla ateş yağmuruna tuttu. 252 insanımızı şehit etti." diyecek oluyorum. Cevap başkalarına benzer şekilde geliyor: "Tayyip Erdoğan aramıza ajanlar soktu ve bizimkileri darbeye teşebbüs etmeleri için tahrik etti. Böylelikle esas darbe FETÖ'cülere geldi. Bunu bahane ederek ezdi bizi. Yani bizi oyuna getirdi. Bizim darbeyle ilgimiz yok."
Bu cevap bir örnektir. Sadece FETÖ'cüler değil ona karşı birçok kesim de birbirine yakın cevaplar vermektedirler.
Tayyip Erdoğan özellikle muhaliflerinin gözünde çok kudretli durumundadır. Bir açıdan da bunları anlamaya çalışıyorum. Gerçekten günümüzde Türkiye gibi kritik konumda olan ve pek çok hassas dengelere sahip bir ülkeyi başarıyla yönetmek çok zor ve olağanüstü ustalık isteyen yetenektir. Sayın Cumhurbaşkanımız ülkemizi hakkıyla yönettiği, dev projelere imza attığı gibi bunun yanında girdiği her seçimi de farklı bir şekilde kazanıyor. Böyle olunca da her olayın ardında onu arayanlar çoğalıyor.
Ancak işi Erdoğan takıntısına kadar götüren bu muhaliflere tavsiyemiz en önce Sayın Cumhurbaşkanımızın neden bu kadar sevildiğini araştırmak olacaktır. Hakkın ve hakikatin yanında olan Cumhurbaşkanımız gücünü milletinden almaktadır.
Kendilerine söylediğim ise şu: Madem Cumhurbaşkanımız bu kadar güçlü ve kudretli, ülkemizin başına geçmeyi her açıdan hak ediyordur. Susunuz ve onu destekleyerek ülkenin gelişmesine katkıda bulununuz.