Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.05
Gram Altın
3000.68
BIST 100
9426.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Kasım 2022

Erdoğan-Sisi Tokalaşması (2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır Devlet Başkanı Sisi ile görüşmesinin yankıları hem dünyada hem de hem Türkiye’de hâlâ sürüyor. Bu nedenle bu hafta da aynı konu üzerinde durmayı uygun gördük.

Hatırlanacağı gibi Haziran 2012 tarihinde Muhammed Mursi, demokratik yöntemlerle seçilerek Mısır Cumhurbaşkanı olmuştu. Mursi’nin meşru iktidarına oldukça temkinli yaklaşan batılı ülkeler, darbeci Sisi’yi başkentlerinde ağırlamışlardı. Hatta sadece ağırlamakla kalmadılar, askeri anlaşmalar imzalayarak darbe rejiminin uluslararası meşruiyetini sağladılar.

Dönemin ABD Başkanı Obama ‘’Washington Mısır’daki krize taraf olmayacağını’’ açıklamış yeni durum için ‘’darbe’’ tanımlamasından özellikle kaçınmıştı. Daha da vahimi Dışişleri Bakanı John Kerry, 2013’te Kahire’ye gitti ve Mısır’ın ‘’doğru yolda olduğunu’’ söyleyerek aslında ’darbenin tarafında’ olduklarını itiraf etmişti.

ABD darbenin ilk günlerinde göstermelik olarak kısıtladığı parasal fon akışını tekrar açmış, 1,5 milyar dolar Sisi hükümetine vererek darbeyi adeta ödüllendirmişti. 2015-2016 yıllarındaki haber kaynaklarına bakılırsa, ABD’nin Mısır’a daha fazla silah verdiği görülecektir.

İlginç olan bu ülkeler hâlâ pişkince her fırsatta hukuktan, demokrasiden ve insan haklarından bahsederler. Hâlbuki demokratik kurallarla seçilmiş Cumhurbaşkanına darbe yapan Sisi iktidarına tepki gösteren Türkiye’ydi. Türkiye, darbeye karşı çıkarak, insanlığın kararan ufkunu aydınlatmış ve batının sahte demokrat yüzünü deşifre etmişti.

Elbette Türkiye’nin göstermiş olduğu tepki, Sisi hükümetini rahatsız etmiş ve iki ülke ilişkilerinin kesilmesine neden olmuştu. Ancak ilişkileri daha fazla bu şekilde sürdürmesinde kimseye bir faydası yoktu. Nitekim Türkiye’nin Mısır politikasını revize etmesi gerektiğini en başından beri hem yazılarımızda hem de çıktığımız televizyon programlarında dile getirmiştik.

Bugün Türkiye, tam da ifade ettiğimiz gibi, Mısır politikasını revize ettiğini görüyoruz ve bundan da memnuniyet duyuyoruz. Zira Mısır, Asya ile Afrika’nın kesiştiği noktada olup, Akdeniz ve Kızıl Deniz’e kıyısı bulunan tarih boyunca jeopolitik önemi yüksek bir ülke olmuştur.

Dolayısıyla jeopolitik önemi yüksek, halkı Müslüman bir ülkeyle, güçlü ilişkilere sahip olmak sadece Türkiye ve Mısır’a değil tüm bölgeye faydası olacaktır. Ancak kaostan menfaat sağlayan emperyalistler, Türk-Mısır ilişkilerinin gelişmesinden rahatsız olacaklar. Bunu engellemek için muhtemelen Sisi’ye baskı kurup manipüle etmeye çalışacaklar. Dolayısıyla tedbir alınmasında fayda var diye düşünüyorum.

Ancak Türk-Mısır ilişkilerinin geliştirilmesinde sadece emperyalistler değil, içimizdeki muhalefet de rahatsız oldu. Muhalefet elbette iktidarın politikalarını eleştirebilir. Ancak eleştiri yapanın samimiyeti ve dili hem eleştirilenin tepkisini hem de eleştiri konusu olan meselenin sonucunu belirler.

Bu açıdan baktığımızda Erdoğan-Sisi tokalaşmasına yönelik yapılan eleştiriler, son derece yüzeysel ve jeopolitik kavrayıştan uzak olduğunu görüyoruz. Yapılan eleştirinin amacı Türkiye’yi korumak değil, Erdoğan’ı batırmaktır.