'Erdoğan kazandı' diyememek…
Değeri
dostlar, bir kez daha bu kadarına da pes denilecek günler içerisinden
geçiyoruz. Erdoğan düşmanlığı; bazılarının gözlerini kör,
kulaklarını sağır ve akli melekelerini de dumura uğratınca olanlar
oluyor.
Tek
sermaye bu olunca sureti insanların bu aziz millete yaşattıklarının canlı
şahidi olmak gibi bir bahtsızlığı millet olarak yaşıyoruz.
Son
yarım yüzyılın Ülkemiz adına yaşanmışlıklarının nerede ise hepsi hafızamda
canlı ve taze.
Nereden
nereye geldiğimizi ve özellikle son 5-6 yıl içerisinde ülkemiz adına
kazanımları gördükçe mutlu olmamız gerekirken mutsuz olmayı tercih edenlerin
işi gerçekten zor.
TOGG
diyorsun tu kaka, terör diyorsun bin bir tutarsızlık, kalkınma diyorsun, hani
nerede sesleri, savunma sanayi diyorsun marketlerde satılan dronlar
gündem olunca gerçekten insan bir hoş oluyor.
Be
acezeler Erdoğan kazanınca ülke kayıp mı ediyor.
Kazanan
Türkiye olmuyor mu?
Hafta
içinde Madrid’de yapılan NATO toplantısında ülkemizi temsil eden
Cumhurbaşkanımızın vakarlı duruşu, davranışı ve samimiyeti ile Yunanistan dahil
tüm ülkelerden olumlu puan alırken,
içimizdeki amacı mamacı ipe un seren güruh bindikleri dalı kestiklerinin
farkında bile değiller.
Düşmanlığın
boyutunun nerelere vardığını anlayın.
Erdoğan
kazandı deseniz diliniz eşek arısı mı sokar.
Sanırsın
ki, Erdoğan ülkeyi satmış.
Muhalefet
etmeninde omurgası ve iz’anı olsa asında ülkemiz adına son yıllarda ortak
kazanımlara en azından ses çıkartmazlar diyeceğim ama huylu huyundan bir türlü
vaz geçmiyor.
Muhalefet
edeceğim diye bu kadar savrulmanın kime ne faydası olacak bir bilen beni
aydınlatsın.
Bir
asır önce Lozan’da yapılan anlaşmanın zafer mi hezimet mi olduğu hususunda hala
milletin kafası karışık iken şimdi birde Madrid mutabakatı çıktı.
Tayyip
düşmanlığı aklıselimi dumura uğratınca onca kazanıma rağmen kaybetti diye
naralar atarak sosyal medyada çoğunluğu elde tutmanın sarhoşluğu ile ne
yaptıklarının farkında değiller.
Muhalefet
virüsü Covidden kat ve kat daha tehlikeli ve öldürücü.
Aklıselimi
yok ediyor.
Cumhurbaşkanımızın
Madrid’den ayrılırken yaptığı basın toplantısını sonuna kadar izlemiş olanalar,
art arda gelen ve insan asabını bozacak kadar saçma olan tahrik edici onlarca
soruya verdiği cevapları izlerken aklıselim ile hareket etselerdi ülkemiz adına
sevinecekler ve gururlanacaklardı ama virüslü beyinler bunu bile algılayamadı.
Yazık
diyorum.
Hem
de çok yazık.
Erdoğan
düşmanlığı hastalığının tedavisi ve eradikasyonu zor olsa gerek.
Bu
hastalığın pençesinde can çekenlere bir çift sözüm var.
Devletimiz
bâki,, yönetenler ise fani.
Bu
gerçekliği 20 yıldır ülkemizi idare eden Cumhurbaşkanı sıklıkla tekrarlayarak
aslında anlayanlara mesaj veriyor vermesine de, anlamayanlar için denecek tek
söz kalıyor.
Allah müstahaklarını versin.
Rahmeti
Kadir Mısıroğlu yaşasa idi Madrid mutabakatı ile ilgili de bir kitap yazar ve
mutabakat metnini sağır sultanın bile anlayacağı netlikte açık ve seçik
anlaşılır maddeleri üzerinden gerçekleri tıpkı Lozan
anlaşmasında olduğu gibi yazarak necip milletimizin istifadesine sunardı.
Böylece
millet olarak gerçeğin ta kendisini öğrenir,
Lozan’da
yaşadığımız hezimetin zaferi olarak bu mutabakat ile gururlanır ve yıllardır
yaşadığımız eziklikten kurtulabilirdik.
Sağlık
ve mutluluk dileklerimle.