Erdoğan ile yola devam!
Referandum sonuçlarının bu kadar heyecanla karşılanmasının temelinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tekrar AK Parti'ye dönerek fiili yönetimi ele alacak olması yatıyordu.Başta FETÖ'cüler ve PKK'lılar olmak üzere hayırcı cephenin ana elemanları da aynı sebeple dehşete kapılmışlardı.
FETÖ ve terör ile en hakiki mücadelenin Cumhurbaşkanı Erdoğan eliyle yapılacağı inanç, siyasi tercihleri ne olursa olsun herkesin ortak kanaatiydi.
Lakin Erdoğan aleyhine kampanya yürütenler her vesile ile bunu sürdürmekten geri durmadılar. Başta sağlık raporu ile usulsüz tahliye üzerinden Erdoğan'ı yıpratmaya çalışıp FETÖ ile mücadelenin asla başarıya ulaşamayacağı algısını yerleştirmeye çalıştılar.
Bunların diğer amaçları da başta itirafçı FETÖ'cüleri durdurmak, örgüt üyelerinin düştükleri yılgınlıkla örgütün mahrem sırlarınıifşa etmelerini engellemekti. FETÖ için kamikaze saldırısı düzenleyen yargı mensuplarının son çırpınışlarıydı bu.
KPSS soruşturması ve Sakarya'daki 15 Temmuz darbe girişimi davalarındaki tahliyelerle çoğaltılan yetersiz mücadele algısı topluma yayılmak istendi.
Bir yere kadar başarılı oldular da! Özellikle sosyal medyada şehit yakınlarının ve gazileri verdikleri tepkiler hiç olmadığı kadar sertti.
Gazilik haklarından feragat ettiğini deklare edenden, bu gidişle bizi tutuklayacaklar ifadesine varan ümitsizlik içeren ifadelere tanıklık ettik. Tabiri caizse -haklı olarak- oyuna fazla geldik.
Bilhassa olağanüstü kongreye kadar AK Parti tabanını ayrıştıracak Erdoğan'a güveni zedeleyecek teşebbüsler zaten beklenendi. Milletin sinir uçlarıyla oynamayı iyi bilenler, doğru hamleleri yapmayı başarmışlardı.
FETÖ cephesinde ortaya çıkan olumsuzluklarla boğuşurken Fırat Çakıroğlu'nun üniversite rektörü tarafından okula dönüşünün onaylandığı haberi ayrı bir tepkiye neden oldu. İddia şimşek hızıyla yayıldıktan sonra üniversitenin haberi tekzip eden açıklaması elbette tüm ateşi söndürmeye yetmemişti!
Bir taraftan FETÖ diğer taraftan PKK üzerinden ortaya çıkan durumu birbirinden bağımsız yorumlamamak gerekir. İki taraflı gelişmeler toplumda huzursuzluk oluşturmak, güveni sarsmak adına yeterli oldu.
Birilerinin referandum süreciyle birlikte ellerini ovuşturup "AKP'liler birbirine düştü" diyerek nasıl keyiflendiklerini elbette gözden kaçırmıyoruz.
Umut ediyoruz ki bunlar AK Partilileri psikolojik zaafa düşürmek, FETÖ'cülerdeki çözülmeyi durdurmak adına yapmayı başardıkları son girişimlerden olacaktır.
NitekimHSYK'nın, içlerinde Adil Öksüz'ü serbest bırakan hakim de dahil olmak üzere 107 hakim ve savcının ihraç kararı bezginlik içerisindeki bünyelerimize ilaç gibi geldi. Gerçi hepimiz söz konusu hakimin hala görevine devam ediyor olduğunu öğrenmenin şokunu yaşasak da FETÖ ile mücadelenin hızlı ve sağlıklı bir şekilde yürütüleceğine inancımız canlandı.
Hoş, FETÖ'cülüğü tescilli sanıkların tahliyesini duyduğumda benim de başım dönmüş, ben de sersemlemiş gibi hissetmiştim. PKK'lı katilin af edildiği haberi ise suratımdaki tüm rengi süpürmüştü.
İlk şoku atlattıktan sonra her şeyin en sağlam şekilde şimdi başlıyor olduğunu düşündüm.Coğrafyanın kader adına bize verdiği çalkantıya mukabil coğrafyanın sağlam evladıyla yürümekte olduğumuzu hatırladım!
Erdoğan ile devam edilecek yolun sağlamlığına dair sarsılmış bellekler bırakmak isteyenlere yenilmeyeceğimizi içimden söyledim! Sonra bir kez daha dudaklarımı kıpırdatarak yineledim, kalbime mühürledim...
*Twitter.com/sabihadogann