Erdoğan ile II. Diriliş başlıyor
15 yıldır Türkiye'de tek başına iktidar olan, devrimlere imza atan, en son sistem değişikliği ile Türkiye'ye Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemini kazandıran Ak Parti'nin kuruluş sürecini 2000'li yıllara dayandırırsak zamana, tarihe, hakkaniyete ters düşeriz.
Yetmez, onlarca yıl ibadet bilinciyle ortaya konan emeğe, alın terine, gözyaşlarına, uykusuz gözlere, semaya açılan ellere, teşkilat çalışmalarında bölüştürdükleri simitlere zulm ederiz.
DP kapatılmış, Menderes idam edilmiş, ülke darbecilere esir düşmüştü. Bu karamsarlıkla 1960'lı yılların sonuna gelindi.
MNP ile adı konan hareket 1970'in ilk yıllarında MSP ile vücut buldu. 1973 ve sonrasındaki 7 yıl boyunca hiç kimse çalışmalar için davet beklemiyordu.
1980 darbesi, partilerin kapatılması, Milli Görüş'ün lideri rahmetli Necmettin Erbakan Hoca'nın hapis yılları derken RP. Büyük fedakarlıklarla yapılan çalışmalar sonunda 1994 Mahalli seçimlerinde kazanılan başta İstanbul ve Ankara Belediyelerinin performansı, bu süreçte Recep Tayyip Erdoğan'ın kazandığı güven, elde ettiği başarı, sahip olduğu karizma ile bütünleşti.
80 yıl boyunca çoğunluğa tahakküm eden azınlığın kışkırtmalarıyla 28 Şubat gibi demokrasi, insan hakları, hukuk, medya ve insanlık adına utanç verici müdahale ile ülke talan edilmişti.
2000'li yıllara girmeye aylar kalmıştı. Pınarhisar Cezaevinde YENİ TÜRKİYE çalışmalarını sakin kafa ile yürüten bir lider vardı. Seven sevmeyen herkes(im)in, "bir çıksa da ülkeyi yakın felaketten kurtarsa" diye bekledikleri bu lider Recep Tayyip Erdoğan'dı.
14 Ağustos 2001 günü kurulan ve 2002 sonu itibariyle iktidara gelen Ak Parti bütün engellere rağmen Türkiye için hayati adımlar attı. Milli seferberlik şuuru ile bütün dünyaya parmak ısırtan değişim ve dönüşümü gerçekleştiren bu Ak Parti idi.
15 yıl geçti, iktidarda yıpranma Ak Parti için de mukadderdi ve bütün hizmetlere rağmen iç ve dış gelişmelere paralel olarak yıpranan Ak Parti, Türkiye ve dünyadaki duruma göre yeniden dirilişe geçmeliydi. Bu Ak Parti'nin inancı, millet sevdası, vatana bağlılığı ile alakalı bir durum. Ak Parti, "Bana ne, 15 yıllık hizmetimiz dünya ve ahiret için bize yeter." deyip kenara çekilemezdi. Çünkü Ak Parti'nin dünyaya bakışı/dünya tasavvuru buna izin vermez. Sorumluluk bilinci gereği Ak Parti misyonunu tamamlayacak bir hareket değil, kişiler değişse de vazifesi ilelebet sürecek bir inanca dayanmaktadır.
Ak Parti birinci dönemi ile üzerine düşeni u2013kaçınılmaz eksik ve hatalarla birlikte- yerine getirmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hüku00fbmet Sistemi ile ikinci dönem başlamıştır. II. Diriliş Dönemi dediğimiz sürece Ak Parti "YENİ ATILIM DÖNEMİ" diyor.
- Diriliş Ak Parti'nin 21 Mayıs'ta gideceği olağanüstü kongre ile başlayacak. 2018 Ak Parti Olağan Kongresi ile Yeni Türkiye'nin bütün kodları ortaya çıkmış olacak. 2019 seçimleri ile de Diriliş bütün unsurları ile gerçekleşip Diriliş sonrası Şahlanış süreci başlamış olacaktır.
Burada yoğunlaşmamız gereken konu 21 Mayıs'taki değişiklik ve bilhassa Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması olmalıdır. Çünkü bu süreçte büyük değişiklikler beklemek siyaseten mümkün olmayabiliyor. Ancak kongrede Yeni Türkiye Manifestosunu, Reis 100 yıllık tecrübeyi bin yıllık gelenek ile yoğurarak yapacağı tarihi konuşma ile milletimize ve dünyaya ilan edilecek.
Elbette MKYK, MYK, Grup Başkan Vekillikleri, kabine II. Diriliş dönemine uygun ve 16 Nisan referandum sonuçları ışığında, ama bilhassa "Güney sınırlarımızın ötesi" ile ilgili gelişmeler nazar-ı dikkate alınarak değişmeli.
Bütün dünyanın beklediği bu tarihi bildirge Yeni Türkiye'nin ülke sathında sağlayacağı barış ve istikrar, bölgesel ve global hedeflerimiz açısından önemlidir. Çünkü el an bile Türkiye ile ilgili ince hesap yapanlar boş durmuyor. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın bugün sona erecek ABD ziyaretini sabote etmek isteyenler hem Amerika'da hem Türkiye'de boş durmadılar.
Yeni Türkiye'nin hedefi yerli-milli savunma, etkin dış politika, gelişmiş demokrasi, iç istikrar olmalıdır. Bu da tam bağımsızlık şuuru ile birlikte kuşatıcı söylem, adil uygulama, hakkaniyete dayalı paylaşımla mümkündür. Yeni Türkiye yeni dil, yeni söylem, yeni hedeflerle asırlara yelken açabilir. Aslında "yeni" dediğimiz her şey kadim geleneğimizin bize en değerli mirasıdır ve bunu geliştirmek, yaygınlaştırmak ırk, din, mezhep ve meşrep farklılığına dayalı "öteki"leştirmeyi tamamen tarihe gömmekle mümkündür.
Bu vesileyle adalet, merhamet, sevgi temelli kardeşliği Diyarbakır Sur'ları ile Rumeli Hisarı'na nakşetmeliyiz. Ahmedu00ea Hani ile Eyüp Sultan Türbelerini yakınlaştırmalıyız. Çanakkale Boğazı'nı, Dicle Nehri, Kızılırmak ve Munzur Nehri ile buluşturmalıyız. II. Diriliş sürecindeki Yeni Türkiye'nin "ötekisi" ve kriminal kesimi olmamalıdır.
Hakkarili, Trabzonlu, Kayserili, İzmirli Mehmetler, Ayşeler dilinden, inancından dolayı hiç bir zorluk yaşamamalıdır. 15 yıllık uygulama zaten hep bu meyanda değil miydi? Yeni Türkiye ve II. Diriliş'in mimarı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan bunu sağlayacak tek liderdir.
Bugün Sultan Alparslan'la sırt sırta cenk eden Selahaddin-i Eyyubi'nin dedesi Şadi Beyler, Yavuz Sultan Selim'le omuz omuza savaşan İdris-i Bitlis'u00eeler, Sultan Abdulhamid'le beraber mübarek toprakları koruyun Kürt Beyleri olmasa da Recep Tayyip Erdoğan'a umut bağlayan, onunla aynı duygular içinde yürüyen milyonlarca Kürt, Türk, Alevi, Sünni vardır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın 21 Mayıs Olağan Kongre konuşması "Değişim, demokrasi, reform" esas alınarak atacağımız en değerli adım olacaktır.
Xeyr be/Hayırlı olsun.