Erdoğan, AK Parti ve Türkiye
AK Parti, 16 yaşına giren bir parti olarak ülkemiz siyasal ve sosyal hayatındaki yerini kalıcı hale getirmiştir. 14 Ağustos 2001 Tarihinde kurulan AK Parti, kuruluşundan 14 ay sonra iktidara gelmeyi başaran bir parti olarak ülkemiz siyasal hayatının ana aktörü haline gelmiştir. AK Parti, 16 yıldır ülkemizi tek başına yöneten hakim parti konumundadır.
Ülkemiz siyasal tarihinde CHP, DP, AP, ANAP, RP ve MHP etrafında oluşan büyük siyasal yapılar meydana gelmiştir. Bu partilerin hepsi soğuk savaş dönemi şartlarında ortaya çıkan siyasal yapılardır. CHP-DP çatışması, CHP-AP gerilimi, ANAP-DYP kavgası gibi geçmişte yaşanılan çatışmalar, hep soğuk savaş dönemi şartlarının etkisiyle ülkemizde ortaya çıkan olaylardır. AK Parti, soğuk savaş döneminin ürünü olmayan bir siyasal yapı olarak ortaya çıkmıştır. AK Parti'yle beraber ülkemizde soğuk savaş yıllarına ait siyasal partilerin dönemi kapanmıştır.
Soğuk savaş yıllarında ülkemizin siyasal güçleri, birbirleriyle mücadele etmeyi siyaset olarak algılama eğilimindeydiler. DP'yi orduya ezdirmek için 27 Mayıs askeri isyanını kullanan CHP'nin politikasını bu yaklaşımın an yıkıcı ve acı örneği olarak değerlendirebiliriz.
AK Parti, kuruluşundan itibaren hiçbir siyasal partiyi kendisine düşman şeklinde konumlayarak siyaset yapmamıştır. Kuruluşundan itibaren AK Parti, sürekli olarak kendi kendisiyle rekabet eden bir siyasal yapı olarak karşımızdadır. Kendi kendisiyle sürekli olarak rekabet eden AK Parti, başka bir siyasal partiye karşıtlık temelinde kendisini konumlandırmamıştır. Bir siyasal partiye karşıt olmanın ötesinde büyük bir siyasal iddiaya sahip olan AK Parti'nin muhalefet ettiği güç çok daha büyüktü. AK Parti, vesayet sistemi olarak ifade edilen statükoya karşıt ve alternatif olma temelinde siyasal varoluşunu temellendirmiştir. AK Parti, vesayet sisteminin sona erdirilmesini kendisinin ve ülkenin varoluşsal sorunu olarak değerlendirmiştir.
AK Parti, ilk girdiği kasım 2002 seçimlerinden tek başına iktidar olarak çıkmayı başarmıştır. Kasım 2002 seçimleri, rutin bir genel seçim olmanın ötesinde anlamlara sahip bulunmaktadır. Toplum, Kasım 2002 seçimleriyle MHP, DYP, ANAP ve MHP gibi büyük partilerin tamamını baraj altında bırakmıştır. Siyasal statükonun başarısızlıklarından ve krizlerinden bıkan toplum, seçim sandığından Anadolu İhtilali olarak ifade edilen radikal bir sonuç ve süreç çıkarmıştır. AK Parti, Anadolu İhtilali denilen sonucun ve sürecin aktörü olarak yoluna devam etmektedir. Anadolu İhtilali, 2002 Kasım seçimleriyle olan biten bir olgu değildir. AK Parti'nin 16 yıllık geçmişinin sonunda Anadolu İhtilali denilen sürecin kesintisiz bir şekilde sürdüğünü söyleyebiliriz.
AK Parti, kuruluşundan bugüne kadar geçen 16 yıllık süreçte tek bir aktörün hikayesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Tayyip Erdoğan fenomeni, AK Parti'nin her şeyinde vardır. AK Parti, Erdoğan'la başlayan, Erdoğan'la gelişen ve Erdoğan'la devam eden bir hikayedir. Erdoğan ve AK Parti arasında doğal bir bütünlük ve birlik hali söz konusudur. AK Parti ve Erdoğan olguları özdeşleştikçe ve bütünleştikçe, AK Parti hep kazanan taraf olma şeklindeki yerini 16 yıl boyunca korumayı başarmıştır. Erdoğan, AK Parti'nin sadece lideri değil, AK Parti'nin her şeyi olmuş bir insandır.
AK Parti, ülkenin kalkınmasını önüne hedef olarak koymuş bir siyasal harekettir. Geçen 16 yıl içinde ülkemiz, tarihte eşi görülmeyen sahici anlamda bir kalkınma sürecini yaşadı. 16 yıllık süreçte eğitim, ulaşım ve sağlık alanlarında dev yatırımlar gerçekleştirildi. Marmaray, Üçüncü Köprü, Avrasya Tüneli ve Osman Gazi Köprüsü gibi yatırımlar AK Parti'nin geride kalan 16 yılının sembol yatırımları haline geldiler. Binlerce kilometrelik otoyol ve duble yol ağıyla ülkenin her tarafı birbirine kısa sürede ulaşılabilir hale getirildi. Bütün illere yapılan havaalanları ve üniversiteler, hastane ve okul hizmetlerinde niteliğin ve niceliğin artması, IMF'ye olan borcun bitirilmesi gibi büyük hamleler, AK Parti'nin geçen 16 yılının bir kalkınma hikayesi olduğunu ortaya koymaktadır.
AK Parti'nin temel iddiası vesayet düzenine karşı milletin hareketi olmaktır. Milletin hareketi olan AK Parti, vesayet düzeninin militer, bürokratik ve sivil bütün unsurlarına karşı büyük bir mücadele verdi. Vesayet düzenine karşı çıkışının bedeli olarak AK Parti'ye karşı kapatma davası açıldı, muhtıralar verildi ve darbe planları yapıldı. Vesayet düzeninin geleneksel aktörlerini etkisizleştiren Erdoğan ve AK Parti, küresel sistemin ülkemizdeki vesayet gücü olan FETÖ'ye karşı büyük bir mücadele vermektedir. Erdoğan liderliğinin ve milletin direnişinin birleşimi sonucunda 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖİST teröristler tarafından gerçekleştirilen darbe ve işgal girişimi mağlup edildi. AK Parti ve Erdoğan, milletten aldıkları güçle ulusal ve uluslararası düzeyde kurulan vesayet sisteminin bütün unsurlarını tasfiye etmişlerdir.
16 yılı geride bırakan AK Parti, 2019 yılında yapılacak seçimlere şimdiden hazırlanmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki AK Parti'de büyük bir değişim ve yenilenme rüzgarı esmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin mentalini ve metalini yani zihinsel ve maddi unsurlarını topyekun yenileyerek 2019 yılına büyük hazırlık anlamına gelen radkal bir yapılanmayı gerçekleştirme amacındadır. Milletin hareketi olma iddiasıyla yola çıkan AK Parti, milli iradeyi esas alarak geleceğe bakan büyük Türkiye Partisi olarak yoluna devam etmektedir.