Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Şubat 2013

Erbakan Hoca'nın rüyası

SABRİ GÜLTEKİN / MİLAT GAZETESİ

[email protected]

İnsanlar iki nefes arasında ölüyor, fakat insanlık ru00fbhlara nefes üflendiğinden beri yaşıyor.

"Çileyle Yoğrulan Adam"vuslatının ikinci sene-i devriyesinde "ölümsüzleşmenin şifreleri"ni bizlere bir kez daha hatırlatıyor.

Biz O'nu çok sevmiştik. Davasını davamız bilip;"Rablerinin emirlerine uygun yaşayanlar için, alt tarafından ırmaklar akan cennetler vardır" (u00c2l-i İmran, 198) müjdesi mucibince hep yanında olmuştuk. Ve bugün yine O'nun yanındayız. Kabrinin başında; kalbimizle, dualarımızla ve geriye dönüp hatırladıklarımızla...

*****

Geçirdiği "hasta adam" travmasıyla dünyaya küsenler, O'nun kurduğu hayallerle "ölüm uykusu"ndan uyanmaya başlıyordu.

O, ateşten bir gömlek giyiyor; adına da "Millu00ee Görüş" diyordu. Şems'ini arayan Mevlana gibi yollara düşüyor; çoğu kimse "bir çiçekle bahar gelmez" diyordu. Davasına inanan adam, "bir çiçek açmadan da bahar gelmez" muştusuyla Tarık Bin Ziyad gibi bütün gemileri yakıyordu. Ve en sıkıntılı anlarda bile çevresindekilere umudun sonsuzluğa uzanan haritasını çiziyordu.

Kur'an'ın ru00fbhu, Peygamber'in şuuru bu topraklarda bir kez daha makes buluyor; "Millu00ee Görüş" bayrağı altında dalga dalga İslam coğrafyasına yayılıyordu.

O, İslam aleminin içinde bulunduğu sıkıntıların asıl kaynağının "ümmet şuuru"ndan uzaklaşmasına bağlıyor; her fırsatta siyonizmin köleleştirdiği Müslüman coğrafyanın tekrar ayağa kalkma yolunun "cihad farzı"ndan geçtiğini beyan ediyordu."Cihad edilmeyen yerde İslam yaşamaz" diyor; sonra cihadın olmazsa olmazlarını maddeler halinde birbiri ardınca sıralıyordu. Meseleyi daha vurgulu duymak isteyenlere ise; "Namaz dinin direği, cihad ise dinin zirvesi" diye tarif ediyordu.

*****

"Anadolu'nun Ruhu"na ket vuranlar, bendine sığmayan "Savunan Adam"ı her defasında engelliyor; o bütün engellemelere rağmen "kesilen sakal" gibi her defasında daha gür çıkıyordu. Leopart tanklarıyla başlayan rüya; Gümüş Motor, Devrim Otomobili'yle gerçeğe dönüşüyor; idealize edilen "millu00ee sanayii"nin temelleri atılıyordu.

1968'de Odalar Birliği Başkanlığı, Süleyman Demirel ve eyyamcıları tarafından ilga ediliyor; O yılmıyordu...

1971'de Millu00ee Nizam Partisi antidemokratik bir şekilde kapatılıyor; O yılmıyordu...

1980'de Millu00ee Selamet Partisi antidemokratik bir şekilde kapatılıyor; O yılmıyordu...

*****

Ve 1995'te Türkiye'de yeni bir dönem başlıyor; çetin günler artık O'nu bekliyordu... Refah Partisi genel seçimlerinde yüzde 21.37 oyla 158 milletvekilliği alarak büyük bir başarıya imza atıyor; O'nun başbakanlığında kurulan Refahyol Hükümeti, milletin özlediği hizmetler için kolları sıvıyordu. 54. Hükümet'in Millu00ee Görüş kanadı gece-gündüz demiyor; bütün engellemelere rağmen Türkiye'nin özlediği hizmet yarışında çıtayı akıllara gelmeyecek zirvelere taşıyordu. Millet O'ndan memnundu; fakat dış güçler, kartel medyası, askerler, sendikacılar, çeteler rahatsız oluyordu.

54. Refahyol Hükümeti'yle yakalanan tarihu00ee fırsat; ikna odalarıyla, adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir rütbelinin ağzından atılan manşetlerle, Kaddafi'nin çadırında bir kaşık suda kopartılan fırtınalarla, başbakanlıkta iftara davet edilen tarikat liderleri ve şeyhlerle, Yargıtay Başsavcısı'nın gazete kupürlerine dayanarak açtığı davalarla, Susurluk'ta kaza yapan mafya-siyasetçi-polis üçgenindeki kirli ilişkilerle, laikliğe kafa tutan Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'yle, Sincan'da Kudüs Gecesi düzenleyen Bekir Yıldız'la, Sincan'da tanklara verilen balans ayarlarıyla, TOBB-TİSK-TESK-TÜRK/İŞ ve DİSK'in oluşturduğu "5'li çete"nin yaygaralarıyla, "Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık"-"İrticaya Karşı Bir Dakika Karanlık" eylemleriyle, Ali Kalkancı'nın zikir ayinleriyle, Müslüm Gündüz'ün uçkuruyla, Fadime Şahin'in şalvarıyla, 28 Şubat'ta 9 saat süren MGK'da dayatılan kararlarla,"28 Şubat 1000 yıl sürecek" diyen Paşaların beyanatlarıyla akamete uğratılıyordu.

31 Mart 1909'da 2. Abdülhamid'e uygulanan çökertme operasyonu bu defa O'na uygulanıyor; Müslümanlara 88 yıl aradan sonra bir kez daha diz çöktürülüyordu. Abdülhamid'e uyguladıkları dezenformasyonlarla 33 yıl sonra başarıya ulaşan zihniyet; O'nu 11 ay gibi kısa bir sürede hal ediyordu.

Ülke maddi ve manevi olarak milyarlarca zarara uğratılıyor; başta D-8 Projesi olmak üzere "hasta adamı ayağa kaldıracak" siyasi hafıza çöpe atılıyordu. Bankalar hortumlanıyor; 250 katrilyonu bulan yolsuzluğun faturası doğmamış çocukların hesabına yazılıyordu.

Bölgesel istikrarın kaybolmasıyla Büyük Ortadoğu Projesi yeniden ivme kazanıyor; Irak'la başlayan ve kesintisiz devam edecek olan "kardeşi kardeşe kırdırma politikası"nın sinyalleri veriliyordu. Ve bölge adım adım bir ateş topunun içine sürükleniyordu.

1998'de Refah Partisi antidemokratik bir şekilde kapatılıyor; O yılmıyordu.

****

2002'de Fazilet Partisi antidemokratik bir şekilde kapatılıyor; O yılmıyordu.

20 Temmuz 2001 tarihinde kurulan Millu00ee Görüş'ün yeni temsilcisi Saadet Partisi, onun ilk üyelerinden birinin adı ise, yine davasının kölesi olan "Savunan Adam"dı. Fakat emperyalistlerin O'na karşı hamlesi bitmek bilmiyor; 2 Aralık 2007'te yeni bir oyunla "ömür boyu siyasi yasaklı" yaftası boynuna asılıyordu. Bu durumu ABD eski Büyükelçisi Eric Edelman, "28 Şubat'ta O'nu gömdük, şimdi üzerine beton dökeceğiz" ifadeleriyle özetliyordu.

O, seçim meydanlarında yaptığı sert muhalefetle, Saadet Partisi içerisinde kopan fırtınalarla AK Parti'ye en büyük desteği veriyor; son nefesine kadar Millu00ee Görüş bayrağının dünya durdukça dalgalanacağını haykırıyordu.

O adam, Millu00ee Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'dı.

Hataları, günahları yok mu, saatlerce saysak ne kazanırız; fakat hizmetlerini "1000 yıl geçse de" asla unutmayız. 2011'in 27 Şubat'ında aramızdan ayrılıp dar-ı bekaya irtihal eden merhum Erbakan'ı bir kez daha rahmetle anıyoruz.

****

Hamiş:Bu günlerde 28 Şubat Post Modern Darbesi'ne direkt veya dolaylı olarak bulaşıp da yüzü gülen, kalbi ferah olan bir kişi görüyor musunuz? "İlahlık" iddiasından vazgeçmiş; şanını, şöhretini, makamını, rütbesini, kaybetmenin sefilliğini yaşıyorlar. Çünkü; "u2026Hiç şüphesiz Allah her şeyin mutlak galibidir ve zalimlerden intikam alıcıdır." (İbrahu00eem / 47)