ERBAKAN HOCA TERÖR İÇİN NE DİYORDU?
Çözüm süreci başladığında süreci başlatan Sn. Erdoğan ve ekibine çok fazla eleştiri geldi. Birçok şeyi sineye çekmek zorunda kaldılar. Çözüm süreci beklemeye alındı denildiğinde de aynı eleştirileri getirenler tarafından yine çok eleştirildi. Neden kaldırıyorsun diye. Şimdi yeni bir süreçteyiz. Bu süreci 80 lere benzetenler olduğu gibi 90 lara benzetenlerde var. 80 lere benzetenler temennilerini dile getiriyorlar. Bir darbe ile Sn. Erdoğan'ın akabinde de tüm muhafazakar/İslamcı ekibin tasfiyesini istiyorlar. 90 lara benzetenler ise ikiye ayrılıyor. 1. Gruptakiler ülkeyi geriye götürdünüz bir şeyi beceremediniz diyenler. 2. Gruptakiler ise iyi niyetli olup aman "beyaz toros" geri dönmesin diyenler.
Beyaz Renault toros marka araçlarla gelen devlet görevlileri! Birçok kişinin korkulu rüyası olmuştu o dönem. Bundan dolayı da birçok olumsuz durum bu kavram ile ifade edilir olmuştu. Şimdi her şeyi herkes biliyor ve sosyal medyada yazıyor. Bir de Erbakan Hocanın ne dediği üzerinden bu güne bakmaya çalışalım. Kendisi yaşamadığı ve de hiçbir güncel siyasi polemik içine çekilemeyeceği için sözlerinin önemli olduğuna inanıyorum. İnternette Refah Partisinin 1993 kongresinde yaptığı konuşmasında önemli bir bölümünü teröre ve nasıl çözülebileceğine değiniyor. Zira iktidara geliyor olduklarını görüyor ve kendi çözüm önerilerini sıralıyor. Bu günleri 90 lı yıllara benzetenler için faydalı bir konuşma olduğuna inanıyorum.
Öncelikle tek sorun değil 3 sorun olduğunu belirtiyor. Terör, güneydoğu Anadolu sorunu ve kürt sorunu. Aslında mevcut Ak Parti hükümeti burada bu ayrımı yapmaya çalıştı. Ancak kürt sorunu ile ilgili olarak kazanımlar PKK hanesine yazıldı. Kürtlerin Türkiye kuruldu kurulalı olması gerekenler konusunda normalleşmenin en fazla yaşandığı dönemdir Ak Parti dönemi.
Terör konusu ise kökü dışarıdadır diyor Erbakan hoca. Bunu bizlerde uzun süredir söylüyoruz. Özellikle Alman ve İngiliz medyası bu konuda çok şeye ışık tutuyor. Türkiye'deki en ufak adi olayı bile manşetten veren bu ülke basın organları yaşanan onca barbar katillerin/teröristlerin öldürdükleri insanlarımız için tek satır ile olayı duyurmuyorlar bile. Yani özgür batı basını! Asli görevi olan halkı bilgilendirmeyi yapmıyor. Sadece işine gelenleri bildiriyor. Batıda basın hükümetlerin emrindedir. Beraber çalışırlar. Özgür falan da değildir. Devlet ile iç içe geçmiştir. Bunu bu tür nazik konularda daha iyi görürüz. Bu terör konusunda ne yapmalıyız. 90 lı yılları hatırlayanlar bilirler. Türkiye'ye PKK ile mücadelesinde ABD ve Almanya onlardan aldığımız silahları kullanamayacağımızı söyler sürekli bu konu ile karşımıza çıkarlardı. Yani parasını aldıkları silahları kime karşı kullanacağımıza da karışırlardı. Şu anda bu tür bir çıkış yok. Şimdi de diyorlar ki siz PKK ile değil DEAŞ ile mücadele edin. Zira Türkiye ilk defa kendi silahlarını yapmaya başladı. Belli bir aşama da kaydetti. Ancak dün bize satılan ve PKK ya karşı kullandırılmayan silahlar bugün PKK'nın elinde. Nasıl oluyor bu? Çok basit kahraman! PYD, DAEŞ ile savaşabilsin diye bahsettiğimiz ülkelere PYD terör örgütüne ağır silahları verdiler. Bu silahlar şimdi bize karşı kullanılıyor.
Terörün dış kaynağının etkisinin azaltılabilmesi için yapılması gereken ülke içinde hiçbir yabancı askeri üssün bırakılmamasıdır. İncirlikte bulunan tüm yabancı askerlerin buraları boşaltması gerekmektedir. Derhal. Zira çekiç güç döneminde buraları dizayn eden bu yapı hala görevini! Yerine getirmektedir.
Erbakan hoca kendi o hoş üslubu ile 93 yılından bugüne ışık tutuyor. İzlemek isteyenler için internette mevcut.
Bugün için asıl tehlike nedir? "barış" çağrıları ile savaşa benzin dökenlerin isteği olan insanların karşı karşıya gelmesidir. Elimizde olmayan, terci bize bırakılmamış olan "ırk" üzerinden benim daha üstün öbürünün daha aşağıda olduğunu söylemek kesin dille yasaklanmıştır. Sokaklarda evine ekmek götürmek isteyen, aracı ile bir yerlere giden insanlara saldırılması tam da terörün istediği şeydir. Burada aman diyorum. Zira barış derken bile insanlara savaş telkininde bulunan kişilerin ne dediğinin önemi yok. Mutlaka tepki ortaya konulmalı. Mutlaka barışçıl eylemler gerçekleştirilmeli. Ancak biz ne hakimiz ne savcı ne de cellat. Hiç kimsenin hiç kimseye saldırma hakkı yoktur. Hiç kimsenin bir başkasının malına zarar verme hakkı da yoktur. Birileri yalan haber yapsalar da yoktur. Zira o insanlar her zaman yalan haber yapıyorlar. İşleri bu! Hiçbir gerekçe bu ülkenin insanlarının yaşamını zorlaştırma hakkını bir başkasına veremez. Terörün çözümü "kardeşliktir". @CavitTatli