Enflasyonla mücadelede döneminde işsizlik
Türkiye İstatistik Kurumu Haziran ayı işsizlik verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre işsizlik oranı 0,1 puan artarak %9,6 seviyesinde gerçekleşti. Ancak işsizlik verilerine sadece işsizlik oranı üzerinden bakmak eksik olur. Bu nedenle istihdam oranı ve iş gücüne katılım oranına da bakmak gerekir. İstihdam oranı 0,6 puan azalarak %47,8 oldu. Bununla beraber işgücüne katılma oranı ise 0,6 puan azalarak %52,9 olarak gerçekleşti.
Verilere
bakıldığında iş gücüne katılım oranında bir azalma görünüyor. Yani daha önceden
iş arayanlar bir sebeple iş aramaktan vazgeçmiş. Ayrıca istihdam oranında da
azalma olduğu görünüyor. Hem iş gücüne katılım hem de istihdamdaki azalmanın
etkisiyle işsizlik oranı da artmış. Ancak istihdam oranı ve iş gücüne katılım
oranı ile beraber düşününce işsizlik oranında daha yüksek bir artış olması
bekleniyor.
Nitekim
enflasyon ile mücadele sürecinde uygulanan faiz ve vergi artırımı politikası talebi
düşürmek için yapıldığı için işsizlik oranının daha da artacağı zaten beklenen
bir durum. Kredi musluklarının kısılması, borçlanma maliyetlerinin artırılması,
talebin daraltılması esnafın daha az mal sarmasını neden olacak. Daha az satış
daha az iş gücüne ihtiyaç duyulması anlamına gelir. Esnaf daha az mal satınca
üreticiler de daha az üretim yapacak ve daha az iş gücüne ihtiyaç duyacak. Yeni
istihdam artışı bir yana işçi çıkarmalar dahi olacaktır. Tüm bu bağlamda
düşünüldüğünde işsizlik oranı önümüzdeki aylarda artışını sürülecektir.
Nihayetinde perakende satış hacminde verilerine bakıldığında aylık bazda 0,1
oranında bir azalma görünüyor. Faiz artışının etkisi ile sonraki aylarda
perakende satış hacminin daha fazla azalacağı beklentisi artıyor. Ancak yaz
dönemi olması sebebiyle tatilcilerin harcamalarını artırdığı bir dönem olduğu
da göz önüne alınırsa perakende satış hacminde beklenen azalma bir iki ay
gecikmeli de olabilir. Nitekim faiz oranlarındaki artışın uygulama tarihleri de
yine Merkez Bankası faiz kararından sonraki aylarda uygulanmaya başlandığı için
de etkisi sonbahar aylarında görülecektir.
İşsizliğin
artmaması için uygulanması gereken en önemli politika ihracatın artmasıdır.
İhracat odaklı bir büyüme modeli olursa içeride talebi azaltıcı politikalar
uygulanırken üretimin devam etmesi ve istihdamın sağlanabilmesi için böyle bir
politika uygulanması elzemdir.
Türkiye’de
genç nüfusun yoğun olması istihdam artışı için yeni yatırımların artmasını
gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Uluslararası Doğrudan Yatırım artışı ve ihracat
artışı ile ekonomik büyüme sağlanabilirken istihdam artışı sağlanarak işsizlik
ile mücadele edilebilir.
İşsizlikle
mücadele yollarından bir diğer önemli husus ise kısmi zamanlı çalışma imkanlarının
artırılması lazım. Çalışma saati düşürülüp kısmi zamanlı çalışma imkanı
artırılırsa bir süre maliyet artışı olmuş gibi görülür ancak istihdam artışı
beraberinde verimliliği artıracağı için büyümeyi de olumlu etkileyecektir.
İşsizliği
azaltmak için uygulanabilecek diğer politikaları şu şekilde ifade edebiliriz.
1.
Eğitim
ve Beceri Geliştirme Programları: İşgücünün yeteneklerini güçlendirmek için
eğitim ve beceri geliştirme programları oluşturulabilir. Mesleki eğitim
kursları, teknik okulların desteklenmesi ve yeni teknolojilere uyumlu
yeteneklerin kazandırılması bu alanda etkili olabilir.
2.
Girişimcilik
Teşvikleri: Yeni işletmelerin kurulmasını teşvik etmek için vergi avantajları,
finansal destekler ve hızlı kuruluş süreçleri sunulabilir. Girişimciliği teşvik
eden politikalar iş fırsatlarını artırabilir.
3.
Altyapı
Yatırımları: Altyapı yatırımları, inşaat sektörünü canlandırarak istihdam
yaratabilir. Yollar, köprüler, enerji tesisleri gibi projeler hem kısa dönemde
hem de uzun dönemde istihdamı artırabilir.
4.
Sektörel
Destekler: Özellikle büyüme potansiyeli yüksek sektörlere yönelik teşvikler ve
destekler sağlanabilir. Bu şekilde işgücünün talep edildiği alanlarda istihdam
artışı sağlanabilir.
5.
İş
Dünyasının Büyümesini Destekleyen Reformlar: İş dünyasının rekabet gücünü
artıracak düzenlemeler, iş yapma kolaylığını artırabilir. Bürokrasiyi azaltan, yatırımları
kolaylaştıran reformlar istihdamı olumlu etkileyebilir.
6.
İşgücü
Piyasasının Esnekliği: Esnek çalışma modellerinin teşvik edilmesi, işverenlerin
işgücü taleplerine daha hızlı cevap verilmesini sağlayabilir.
7.
Dış
Ticaret Politikalarının Gözden Geçirilmesi: İhracatın artırılması için uygun
dış ticaret politikalarının benimsenmesi, yeni pazarlara açılma ve iş
imkanlarının çeşitlenmesini sağlayabilir.
8.
İşsizlik
Sigortası ve Sosyal Güvence Sistemleri: İşsizlik sigortası ve sosyal güvence
sistemleri, işsizlik durumunda bireylere destek sağlayarak ekonomik güvenceyi
artırabilir.
Tüm bu öneriler enflasyonist dönemde
istihdamı koruyarak işsizliğin artmaması in yapılabilecek uygulamalardır. Bu
nedenle enflasyonu düşünürken işsizlikle mücadele de ihmal edilmemelidir. Enflasyon
ile mücadelede işçiyle mücadeleye dönüşmesi gerekir.