Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.89
Gram Altın
2428.16
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Ocak 2023

Enflasyonist sürecin geleceği

Küresel sistem büyük bir kırılma yaşıyor.

Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle karşılıklı uygulanan yaptırımlar küresel ekonomide mevcut problemlere yenilerini ekledi.

COVID-19 virüsünün ilk olarak Çin’de ortaya çıkması ve Çin’in kapanma politikasıyla birlikte ortaya çıkan tedarik problemi küresel enflasyonu artıran en önemli etken olmuştu. Devamında yaşanan savaş ve yaptırımlar da enerji krizinin yaşanmasına neden oldu.

Tedarik probleminin yaşandığı bir dönemde Türkiye’nin üretim merkezli bir ekonomik modele geçerek üretim üssü olma yolunda adımlar atması ve enerji krizinin yaşandığı dönemde de enerji merkezi olma çalışmaları yapması Türkiye’yi bölgesel bir merkez olma yolunda öne çıkardı.

Savunma sanayide atılan adımlar sayesinde yurtiçinde terörle mücadelede büyük başarı sağlanması ve sınır ötesinde terör örgütünün adeta belinin kırılması ve eylem yapamaz hale getirilmesi Türkiye’yi uyguladığı politikalarla birlikte ön plana çıkardı.

Türkiye üretim merkezi olma yolunda attığı adımlarla organize sanayi bölgesi sayısını 379’a çıkarırken her geçen gün yeni yatırımların önünü açmaya devam ediyor. Alt yapı yatırımlarının yanında uygulanan para ve maliye politikalarıyla be politikayı destekleyen Türkiye enflasyonla mücadelede en önemli adımın arzı artırmak olduğunun farkında olduğunu gösteriyor.

Gerek baz etkisi gerekse uygulanan diğer para ve maliye politikalarının etkisi ve tüm bunların yanında diğer ülkelerde uygulanan sıkı para politikası sebebiyle küresel emtia fiyatlarındaki düşüş Türkiye’de enflasyonu düşüren etkenler olarak gösterilebilir. Nasıl ki Türkiye’de enflasyonu yükselten en önemli etkenler dış kaynaklı olduysa bugün Türkiye’de enflasyonun düşmesinde önemli rol oynuyor.

Bugün Türkiye’de enflasyonun düşmesini sadece baz etkisiyle açıklamaya çalışmak son derece eksik ve bu eksiklik sebebiyle yanlış bir değerlendirme olur. Hiperenflasyona doğru giden bir enflasyon oranını kontrol altına alarak düşürmeyi başaran Türkiye atılan diğer adımların (enerji, üretim vb) etkisiyle enflasyonun yükselmesinin önüne geçerek düşürmeyi başardı.

Enflasyondaki düşüş fiyatların düşüşü anlamına gelmez. Enflasyon, fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış anlamına gelir. O nedenle “fiyatlar artıyor ama siz enflasyon düşüyor diyorsunuz” şeklinde yapılan söylemler de yanlış olur.

Enflasyon, Dünya ve Türkiye ekonomisinin en önemli problemi olmaya bir süre daha devam edecek. Ancak Türkiye döviz kurunu dengeli tutmaya devam ettiği takdirde enflasyona sebebiyet veren en önemli nedeni de kontrol altında tutmayı başaracaktır. Döviz kuru artıyor bu nedenle maliyetler artıyor, maliyetler arttığı için biz de zam yapıyoruz söylemi özellikle son dönemde rafa kalkmış olması gerekiyor. Bunun yanında petrol gibi enerji fiyatları da düşmeye başlayınca enerji kaynaklı zam nedeni de ortadan kalkmış gibi görünüyor. Geçen hafta enerji fiyatlarında indirim yapılması da maliyetleri azaltan bir diğer önemli etken olarak görülebilir. Tüm bu unsurlar enflasyonun yükselmesini engellerken düşüren etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Asgari ücret artışını bahane ederek fiyatlara zam yapanlar toplam maliyetleri içinde işçi ücretleri payı kadar fiyat artışı yapmaları görece mantıklı olabilecekken tüm maliyetleri aynı oranda artmış gibi zam yapmalar tamamen ahlaki problem olarak söylenebilir.

Türkiye’de üretilen bir ürünü Avrupa ülkesinden daha ucuza alan bir Türk firması olduğuna şahit olunca ahlaksızlığın hangi boyutlara ulaştığını daha net kavradığımı söyleyebilirim. Türkiye’den Almanya’ya giden ürün, Alman firmasının üzerine kârını koyarak yeniden Türkiye’ye göndermesi ve tüm bu fazladan maliyetlere rağmen üretici firmanın Türk firmasına çok daha fazla fiyat vermesi gerçekten ahlaki çöküntü yaşandığını göstermektedir. Türkiye’de enflasyonun neden diğer ülkelere göre daha yüksek olduğunu da göstermektedir.

Enflasyonu düşürmek için uygulanan ve uygulanacak politikalar elbette çok önemli. Ancak denetimler ve uygulanacak yaptırımlar en önemlisi olarak söylenebilir. Çünkü fahiş fiyat uygulayan işletmeye uygulanan ceza fahiş fiyat sebebiyle elde ettiği gelirden fazla olması gerekiyor ki bir daha böyle bir ahlaksızlık yapamasın. Bu nedenle cezaların artırılması elzemdir.