Enflasyonist sürecin geleceği
Küresel sistem büyük bir kırılma yaşıyor.
Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle karşılıklı uygulanan
yaptırımlar küresel ekonomide mevcut problemlere yenilerini ekledi.
COVID-19 virüsünün ilk olarak Çin’de ortaya çıkması ve
Çin’in kapanma politikasıyla birlikte ortaya çıkan tedarik problemi küresel
enflasyonu artıran en önemli etken olmuştu. Devamında yaşanan savaş ve
yaptırımlar da enerji krizinin yaşanmasına neden oldu.
Tedarik probleminin yaşandığı bir dönemde Türkiye’nin üretim
merkezli bir ekonomik modele geçerek üretim üssü olma yolunda adımlar atması ve
enerji krizinin yaşandığı dönemde de enerji merkezi olma çalışmaları yapması
Türkiye’yi bölgesel bir merkez olma yolunda öne çıkardı.
Savunma sanayide atılan adımlar sayesinde yurtiçinde terörle
mücadelede büyük başarı sağlanması ve sınır ötesinde terör örgütünün adeta
belinin kırılması ve eylem yapamaz hale getirilmesi Türkiye’yi uyguladığı
politikalarla birlikte ön plana çıkardı.
Türkiye üretim merkezi olma yolunda attığı adımlarla
organize sanayi bölgesi sayısını 379’a çıkarırken her geçen gün yeni
yatırımların önünü açmaya devam ediyor. Alt yapı yatırımlarının yanında
uygulanan para ve maliye politikalarıyla be politikayı destekleyen Türkiye
enflasyonla mücadelede en önemli adımın arzı artırmak olduğunun farkında
olduğunu gösteriyor.
Gerek baz etkisi gerekse uygulanan diğer para ve maliye
politikalarının etkisi ve tüm bunların yanında diğer ülkelerde uygulanan sıkı
para politikası sebebiyle küresel emtia fiyatlarındaki düşüş Türkiye’de
enflasyonu düşüren etkenler olarak gösterilebilir. Nasıl ki Türkiye’de
enflasyonu yükselten en önemli etkenler dış kaynaklı olduysa bugün Türkiye’de
enflasyonun düşmesinde önemli rol oynuyor.
Bugün Türkiye’de enflasyonun düşmesini sadece baz etkisiyle
açıklamaya çalışmak son derece eksik ve bu eksiklik sebebiyle yanlış bir
değerlendirme olur. Hiperenflasyona doğru giden bir enflasyon oranını kontrol
altına alarak düşürmeyi başaran Türkiye atılan diğer adımların (enerji, üretim
vb) etkisiyle enflasyonun yükselmesinin önüne geçerek düşürmeyi başardı.
Enflasyondaki düşüş fiyatların düşüşü anlamına gelmez.
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış anlamına gelir. O nedenle
“fiyatlar artıyor ama siz enflasyon düşüyor diyorsunuz” şeklinde yapılan
söylemler de yanlış olur.
Enflasyon, Dünya ve Türkiye ekonomisinin en önemli problemi
olmaya bir süre daha devam edecek. Ancak Türkiye döviz kurunu dengeli tutmaya
devam ettiği takdirde enflasyona sebebiyet veren en önemli nedeni de kontrol altında
tutmayı başaracaktır. Döviz kuru artıyor bu nedenle maliyetler artıyor,
maliyetler arttığı için biz de zam yapıyoruz söylemi özellikle son dönemde rafa
kalkmış olması gerekiyor. Bunun yanında petrol gibi enerji fiyatları da düşmeye
başlayınca enerji kaynaklı zam nedeni de ortadan kalkmış gibi görünüyor. Geçen
hafta enerji fiyatlarında indirim yapılması da maliyetleri azaltan bir diğer önemli
etken olarak görülebilir. Tüm bu unsurlar enflasyonun yükselmesini engellerken
düşüren etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Asgari ücret artışını bahane ederek fiyatlara zam yapanlar
toplam maliyetleri içinde işçi ücretleri payı kadar fiyat artışı yapmaları
görece mantıklı olabilecekken tüm maliyetleri aynı oranda artmış gibi zam
yapmalar tamamen ahlaki problem olarak söylenebilir.
Türkiye’de üretilen bir ürünü Avrupa ülkesinden daha ucuza
alan bir Türk firması olduğuna şahit olunca ahlaksızlığın hangi boyutlara
ulaştığını daha net kavradığımı söyleyebilirim. Türkiye’den Almanya’ya giden
ürün, Alman firmasının üzerine kârını koyarak yeniden Türkiye’ye göndermesi ve
tüm bu fazladan maliyetlere rağmen üretici firmanın Türk firmasına çok daha
fazla fiyat vermesi gerçekten ahlaki çöküntü yaşandığını göstermektedir.
Türkiye’de enflasyonun neden diğer ülkelere göre daha yüksek olduğunu da
göstermektedir.
Enflasyonu düşürmek için uygulanan ve uygulanacak
politikalar elbette çok önemli. Ancak denetimler ve uygulanacak yaptırımlar en
önemlisi olarak söylenebilir. Çünkü fahiş fiyat uygulayan işletmeye uygulanan
ceza fahiş fiyat sebebiyle elde ettiği gelirden fazla olması gerekiyor ki bir
daha böyle bir ahlaksızlık yapamasın. Bu nedenle cezaların artırılması
elzemdir.