Enflasyonda önemli etkenler
Enflasyon konusu gündemimizdeki yerini korumaya devam ediyor.
Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocak ayı
enflasyon verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre ocak ayında fiyatlar
genel düzeyi yıllık %48,69 ile son yılların en yüksek seviyesini gördü.
Ancak verileri incelerden gözden kaçırılmaması gereken bazı
hususlar olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
Özellikle ekim, kasım ve aralık aylarında yaşanan döviz
kurundaki sert yükselişi ve buna bağlı olarak enflasyondaki hızlanmayı hep
beraber yaşadık.
20 Aralıkta açıklanan kur korumalı TL vadeli mevduat ve
katılım hesabı politikası sonrasında döviz kurunda bir dengelenme çabası ve
sonrasında büyük oranda dengelenmenin yaşandığını gördük.
Döviz kurunda yaşanan dengelenmeyle beraber enflasyonda bir
düşme yaşanması bekleniyordu. Nitekim öyle de oldu.
Yıllık bazda enflasyon artış gösterirken aylık bazda
enflasyon oranında bir düşüş gerçekleşti.
Aralık ayında aylık %13,58 oranında artan enflasyon ocak
ayında aylık %11,10 oranında gerçekleşti. Aynı şekilde yurtiçi üretici fiyat
endeksinde de yıllık %9,53 oranında artış gerçekleştiğini gördük. Ancak aynı
zamanda aralık ayında aylık %19,08 oranında artış yaşanırken ocak ayında %10,45
oranında gerçekleştiğini görüyoruz.
Enflasyonun aylık bazda düşmesi döviz kurunda yaşanan
dengelenme sonrası enflasyonun düşeceğinin bir işareti olarak okunabilir.
Ocak ayında gerek TÜFE’de aylık bazda daha fazla düşüş
yaşanması bekleniyordu. Ancak bu düşüş sınırlı kalmasının bazı nedenleri oldu.
Bu nedenlerin en başında ocak ayında yapılan sigara zammı
oldu. Bunun dışında elektrik, su, doğalgaz zamları yine önemli bir etken oldu.
Ayrıca ocak ayı genellikle kira artışlarının yoğun olduğu bir ay olması
nedeniyle yine önemli bir etken oldu.
Akaryakıt ve işçi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak da
yapılan zamların etkili olduğu söylenebilir. Ancak en önemli etkenlerin
yukarıda bahsettiğim harcama gruplarından kaynaklanmaktadır. Çünkü bu
maddelerin sepetteki ağırlıkları da yüksektir.
Bir diğer neden ise daha önce de yazdığım gibi hesaplama
yönteminden kaynaklanmaktadır. Fiyatlar ocak ayında hiç değişmese bile
hesaplama yöntemi kaynaklı bir artış yaşanacaktı. Yani kasım ayında bir ürünün
fiyatının 100 TL olduğunu düşünelim. Aralık ayının bir tarihinde 150 TL’ye
çıktıysa ortalaması 125 TL olarak hesaplanmıştır. (Normalde geometrik ortalama
alınır. Basitçe ifade etmek için aritmetik ortalama aldım) Fiyatın hiç
değişmediğini varsayarsak ocak ayında 150 TL olarak devam ederse aralık
ortalaması 125 TL olduğu için bu seviyeden 150 TL’ye çıkmış gibi görünecektir.
Nitekim kasım ayından aralık ayına göre de bu artış %25 olmuştu. Yani herkes
%50 olarak düşünürken beklenenden daha düşük çıkmasının nedenlerinden biri de
budur. Ancak bu artış gerçekleştiği için ocak ayında artmasa bile artış olarak
enflasyon oranına yansımaktadır.
Elbette ki tüm bu yazdıklarım işin teknik kısımları.
Vatandaşlar olarak hepimiz enflasyon denince aklımıza başta
gıda fiyatları olmak üzere ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçlarımızı
rahatlıkla karşılayıp karşılayamadığımıza bakarız.
Özellikle geçen yıl yaşanan kıtlık sebebiyle gıda
fiyatlarındaki artış herkes tarafından en çok şikâyet edilen husus.
Nitekim gıda enflasyonuna bakıldığı zaman ocak ayında bir
önceki aya göre %55,61 oranında bir artış olduğunu görüyoruz.
Aynı şekilde ulaştırma alanında %68,89 oranındaki artış
herkesin rahatsız olduğu bir durum olarak önümüzde duruyor. Kira artışları,
elektrik, su ve doğalgaz gibi temel ihtiyaçların artışı yine önemli bir gider
kalemi ve bu giderlerin fiyatlarındaki artış elbette herkesi huzursuz ediyor.
Kira artışlarının temelinde son dönemde maliyetlerin
artmasıyla beraber konut sayısının artmaması, kentsel dönüşümle beraber arzın
artması bilakis azalması ve hâlihazırda mülk sahibi olanların kentsel dönüşümle
beraber kısa süreli de olsa kiracı pozisyonuna geçmeleri etkili oldu.
Enerji fiyatlarındaki küresel artış da enflasyonda etkili
oldu. Pandemi öncesinde 55-60 dolar seviyesinde olan brent petrol geçtiğimiz
aralık başında 68 dolar seviyesindeyken 93,27 dolara kadar yükseldi. Hâlihazırda
doğalgaz maliyetinin 4’te 3’ünü devlet karşılasa da bir kısmı vatandaşa
yansıtıldı.
Velhasıl kelam şubat ayında özellikle döviz kurundaki
dengelenmenin devam etmesiyle beraber aylık bazda enflasyon oranında düşme
devam edebilir. Küresel enflasyon düzeyine kadar düşme bekleyebiliriz.