Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
35.99
Gram Altın
2990.80
BIST 100
9509.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Şubat 2022

Enflasyonda önemli etkenler

Enflasyon konusu gündemimizdeki yerini korumaya devam ediyor.

Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre ocak ayında fiyatlar genel düzeyi yıllık %48,69 ile son yılların en yüksek seviyesini gördü.

Ancak verileri incelerden gözden kaçırılmaması gereken bazı hususlar olduğuna dikkat çekmek istiyorum.

Özellikle ekim, kasım ve aralık aylarında yaşanan döviz kurundaki sert yükselişi ve buna bağlı olarak enflasyondaki hızlanmayı hep beraber yaşadık.

20 Aralıkta açıklanan kur korumalı TL vadeli mevduat ve katılım hesabı politikası sonrasında döviz kurunda bir dengelenme çabası ve sonrasında büyük oranda dengelenmenin yaşandığını gördük.

Döviz kurunda yaşanan dengelenmeyle beraber enflasyonda bir düşme yaşanması bekleniyordu. Nitekim öyle de oldu.

Yıllık bazda enflasyon artış gösterirken aylık bazda enflasyon oranında bir düşüş gerçekleşti.

Aralık ayında aylık %13,58 oranında artan enflasyon ocak ayında aylık %11,10 oranında gerçekleşti. Aynı şekilde yurtiçi üretici fiyat endeksinde de yıllık %9,53 oranında artış gerçekleştiğini gördük. Ancak aynı zamanda aralık ayında aylık %19,08 oranında artış yaşanırken ocak ayında %10,45 oranında gerçekleştiğini görüyoruz.

Enflasyonun aylık bazda düşmesi döviz kurunda yaşanan dengelenme sonrası enflasyonun düşeceğinin bir işareti olarak okunabilir.

Ocak ayında gerek TÜFE’de aylık bazda daha fazla düşüş yaşanması bekleniyordu. Ancak bu düşüş sınırlı kalmasının bazı nedenleri oldu.

Bu nedenlerin en başında ocak ayında yapılan sigara zammı oldu. Bunun dışında elektrik, su, doğalgaz zamları yine önemli bir etken oldu. Ayrıca ocak ayı genellikle kira artışlarının yoğun olduğu bir ay olması nedeniyle yine önemli bir etken oldu.

Akaryakıt ve işçi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak da yapılan zamların etkili olduğu söylenebilir. Ancak en önemli etkenlerin yukarıda bahsettiğim harcama gruplarından kaynaklanmaktadır. Çünkü bu maddelerin sepetteki ağırlıkları da yüksektir.

Bir diğer neden ise daha önce de yazdığım gibi hesaplama yönteminden kaynaklanmaktadır. Fiyatlar ocak ayında hiç değişmese bile hesaplama yöntemi kaynaklı bir artış yaşanacaktı. Yani kasım ayında bir ürünün fiyatının 100 TL olduğunu düşünelim. Aralık ayının bir tarihinde 150 TL’ye çıktıysa ortalaması 125 TL olarak hesaplanmıştır. (Normalde geometrik ortalama alınır. Basitçe ifade etmek için aritmetik ortalama aldım) Fiyatın hiç değişmediğini varsayarsak ocak ayında 150 TL olarak devam ederse aralık ortalaması 125 TL olduğu için bu seviyeden 150 TL’ye çıkmış gibi görünecektir. Nitekim kasım ayından aralık ayına göre de bu artış %25 olmuştu. Yani herkes %50 olarak düşünürken beklenenden daha düşük çıkmasının nedenlerinden biri de budur. Ancak bu artış gerçekleştiği için ocak ayında artmasa bile artış olarak enflasyon oranına yansımaktadır.

Elbette ki tüm bu yazdıklarım işin teknik kısımları.

Vatandaşlar olarak hepimiz enflasyon denince aklımıza başta gıda fiyatları olmak üzere ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçlarımızı rahatlıkla karşılayıp karşılayamadığımıza bakarız.

Özellikle geçen yıl yaşanan kıtlık sebebiyle gıda fiyatlarındaki artış herkes tarafından en çok şikâyet edilen husus.

Nitekim gıda enflasyonuna bakıldığı zaman ocak ayında bir önceki aya göre %55,61 oranında bir artış olduğunu görüyoruz.

Aynı şekilde ulaştırma alanında %68,89 oranındaki artış herkesin rahatsız olduğu bir durum olarak önümüzde duruyor. Kira artışları, elektrik, su ve doğalgaz gibi temel ihtiyaçların artışı yine önemli bir gider kalemi ve bu giderlerin fiyatlarındaki artış elbette herkesi huzursuz ediyor.

Kira artışlarının temelinde son dönemde maliyetlerin artmasıyla beraber konut sayısının artmaması, kentsel dönüşümle beraber arzın artması bilakis azalması ve hâlihazırda mülk sahibi olanların kentsel dönüşümle beraber kısa süreli de olsa kiracı pozisyonuna geçmeleri etkili oldu.

Enerji fiyatlarındaki küresel artış da enflasyonda etkili oldu. Pandemi öncesinde 55-60 dolar seviyesinde olan brent petrol geçtiğimiz aralık başında 68 dolar seviyesindeyken 93,27 dolara kadar yükseldi. Hâlihazırda doğalgaz maliyetinin 4’te 3’ünü devlet karşılasa da bir kısmı vatandaşa yansıtıldı.

Velhasıl kelam şubat ayında özellikle döviz kurundaki dengelenmenin devam etmesiyle beraber aylık bazda enflasyon oranında düşme devam edebilir. Küresel enflasyon düzeyine kadar düşme bekleyebiliriz.