Enflasyonda bundan sonra ne olacak?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bugün enflasyon verilerini açıklıyor.
Geçen 3 ay sürecinde döviz kurundaki hızlı yükselişe paralel
olarak küresel enflasyon, küresel emtia fiyatlarındaki artış, kıtlık, tedarik
zincirinin bozulması, ihracatın aniden hızlı bir şekilde artması gibi çeşitli
nedenlerle enflasyonda hızlı bir yükseliş yaşadık.
20 Aralıkta açıklanan “Kur korumalı TL vadeli mevduat ve
katılım hesabı” politikasıyla döviz kuru büyük ölçüde kontrol altına alındı.
Son günlerde tekrar kıpırdanmalar olsa da vatandaşların dövize olan yoğun
talebinin azaldığı görülebiliyor. Döviz kurunun daha az oynak hale gelmesiyle
ülkemizdeki enflasyonun temel problemlerinden birini eleyecektir.
Geriye iklim değişikliği sebebiyle yaşanan kuraklık ve
küresel enflasyon konuları kalıyor. Özellikle Küresel emtia fiyatlarındaki
artış sebebiyle ülkemizde de enflasyonun yükseldiğini görebiliyoruz. Artan
emtia fiyatlarının çözümü sadece bizimle alakalı olmadığı için küresel
piyasaları takip etmeye devam edeceğiz. Bununla beraber yağışların düzenli
olması sebebiyle bu yıl rekoltenin artması beklenebilir. Ancak gübre
fiyatlarındaki artış gıda fiyatlarını artırıcı bir etken oluşturacaktır.
Ülkemizde enflasyonu etkileyen bir diğer unsur da ihracatta
yaşanan hızlı artıştır. Küresel tedarik zincirinin bozulmasıyla beraber Türk
mallarına olan talep artışı ülkemizde arz azalmasına neden oldu. Artan ihracat
talebi ihracatçıların peşin ve döviz kuru sebebiyle daha yüksek fiyattan
satmalarını sağlarken üreticilerin iç piyasa yerine ihracatı tercih etmelerine
neden oldu. Hem ihracatı artıracak hem de iç piyasanın ihtiyacını karşılayacak
en önemli unsur şüphesiz ki üretimin artmasıdır. Üretimin artması için de
finansman maliyetlerinin düşmesi yani faiz oranlarının düşmesi gerekmektedir.
Bugün açıklanan enflasyonun yüksekliği herkesçe malum… Ancak
bu fiyat artışlarını biz aralık ayında yaşadık. Üretici fiyat endeksinde yaşanan
artışlar tüketici fiyat endeksine yansıyor. Döviz kurundaki dengenin
sağlanmasıyla beraber bundan sonraki süreçte üfe azalmaya başlayıp tüfenin de
azalmasını sağlayacaktır. Ancak bu süreç zamana yayılmış bir şekilde
gerçekleşecektir. Fiyatlar genel düzeyinde yaşanan bu artış birkaç fiyatın
düşmesiyle düşecek değil elbet. En azından bir iki aylık süreç içinde enflasyonun
düşmesi beklenebilir.
Tam bu kısımda şunu ifade etmekte fayda var. Enflasyonun düşmesi
fiyatların düşmesi anlamına gelmez. Enflasyonun düşmesi fiyat artış hızının
düşmesi anlamına gelir. Döviz kurundaki
hızlı düşmeyle beraber bazı ürünlerde fiyat düşüşleri olsa da fiyatlar genel
düzeyine yansıması zaman alacaktır.
Enflasyon konusunda unutulmaması ve gözden kaçırılmaması
gereken bir husus var. Enflasyon özellikle sabit gelirlilerin alım gücünü
azaltır. Asgari ücret artışı ve memur zammı sabit gelirlilerin alım gücünü
artırıcı etki oluşturacaktır. Yani en genel ifadeyle yeni fiyat düzeyinde yeni
gelir düzeyiyle piyasa dengeye gelecektir.
Asgari ücret artışı ve memur zamlarıyla beraber döviz
kurunun ve fiyatların yükseldiği kasım ve aralık aylarında daralan piyasa bir
nebze olsun canlanacaktır. Piyasanın canlanmasıyla beraber esnafın da gelirinde
artışlar olacaktır.
Bugün açıklanan yüksek enflasyon oranı aralık ayında yaşanan
ve ödenen enflasyondur. Yüksek enflasyon sebebiyle döviz kurunda yükseliş
bekleyenler unutmamalıdır ki döviz kurundaki dengenin sağlanmasıyla enflasyon
düşmeye başlayacaktır. Ocak ayında aylık bazda negatif veya sıfıra yakın
enflasyon oranı gelme ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle dövize yönelmenin
hiçbir gereği yok. Piyasada sıcak para olmadığı için ülkemizde dövizi yükselten
en büyük etken iç piyasadaki talebin artışı olacaktır. İç piyasada dövize olan
talep artarsa döviz tekrar yükselir. Dövizin yükselmesi enflasyonun düşmesi
yerine tekrar yükselmesine neden olur. Dövize talebi artıranlar yeni bir
enflasyon dalgasına neden olurken döviz alarak enflasyonu yükseltenin kendileri
olduğunun farkında olmaları gerekir. Yani parasını enflasyona karşı korumak
isterken aslında kendisini kendisinden korumaya çalıştığını bilmesi gerekir.
Uygulanan “Kur korumalı TL vadeli mevduat/katılım” politikası hâlihazırda döviz
kurunun yükselmesi durumunda oluşacak kaybı karşılayacağını vadediyor. Bu
nedenle döviz almanın hiçbir mantığı yok (hanehalkı için). Döviz alınmadığı
takdirde döviz kuru dengelenecek ve enflasyonun düşmesi hızlanacaktır.