ENFLASYON SÜPRİZ YAPTI
Tüketici enflasyonu(TÜFE), Aralık ayında beklentilerin aksine yüzde 0,44 oranında gerileyince 2014 yılını yüzde 8,17 ile tamamlayarak sürpriz yaptı.
Aralık ayında giyim ve ulaştırma grubu fiyatlarında sert düşüş yaşanması ve gıda fiyatlarında hiç artış olmaması enflasyonun tahminlerin altında gerçekleşmesine neden oldu.
Yanlış anlamaya meydan vermemek için şu hususu açıklığa kavuşturalım.
"Tahminlerin altında" derken Kasım ayında hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program'da revize edilen yüzde 9,4'lük enflasyon hedefini kastediyoruz.
Yoksa 2014'ün başında hedef 5 idi.
Buna göre yüzde 63 oranında hedeften sapıldı.
Zaten son 4 yılda hiçbir dönem enflasyon hedefi tutturulamadı.
İşte tablo şöyle;
YIL | HEDEF | GERÇEKLEŞME |
2011 | 5,5 | 10,4 |
2012 | 5 | 6,2 |
2013 | 5 | 7,4 |
2014 | 5 | 8,1 |
2015 yılı için Merkez Bankası enflasyon hedefini yine yüzde 5 olarak belirledi.
50 dolardan işlem gören Brent petrolün varil fiyatının bu seviyelerde seyretmesi, kurların aşırı yükselmemesi ve iklim koşullarının elverişli olması şartıyla bu defa enflasyon hedefinin yakalanacağına dair iyimser yorumlara katılmak istiyoruz.
Özellikle petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün enflasyonu 0,4-0,5 puan aşağı çektiğine ilişkin hesaplamalar insanı umutlandırıyor.
Öte yandan2002'de yüzde 29,7 olan enflasyonun yüzde 8'lere indirilmesini takdir etmekle beraber, enflasyon sorununun ikinci planda kaldığı küresel bir konjonktürde bizim hala yüzde 5 hedefinden emin olamamamız ve petrole bel bağlamamız sorgulanmalıdır.
Gerçekten son yıllarda pek çok ülke durgunluktan kurtulmak için enflasyon yaratmaya(!) çalışıyor, ama bir türlü ideal kabul edilen yüzde 2 seviyesine çıkartamıyor.
Biz ise yüzde 5'e dahi yaklaşamıyor, zaman zaman çift hanelerde geziniyoruz.
Neden?
Merkez Bankası hükümete açık mektup göndererek, yılbaşında 2014 enflasyonu için konulan yüzde 5'lik hedefe rağmen enflasyonun yüzde 8,17'e gelmesinin nedenlerini açıklayacak.
Çünkü "modern hırsızlık" diye nitelen enflasyon illetiyle mücadelede temel görev Merkez Bankası'na düşüyor.
Fiyat istikrarından birinci derece sorumlu kuruluş.
Yalnız bütün faturanın bankaya yüklenmesi de haksızlık olur.
Enflasyon sadece kur, faiz, kredi sınırlandırılması gibi parasal önlemlerle zapt-ı rapt altına alınabilecek bir sorun değildir.
Sorunun üretim yanı da vardır.
Bu alan ise Merkez Bankası'nın yetkisine girmez.
Kamu ve özel sektör elbirliği ile üretim artışını gerçekleştirebilirse, enflasyona kalıcı darbe vurulmuş olur
Enflasyonla ilgili iki noktaya değinip konuyu noktalayalım.
Her ne kadar yıllık enflasyon yüzde 8,17 ise de, halkın cebini esas itibariyle gıda fiyatları ilgilendirmektedir.
Gıda fiyatlarındaki artış yüzde 12,73'tür.
Gelirinin büyük bir bölümünü gıdaya ayıran kesim için gerçek enflasyon bu rakamdır.
Diğer bir husus da faizlerle ilgilidir.
Enflasyon bu seviyede olduğu sürece Merkez Bankası'nın faizde ciddi bir indirime gitmesi uzak ihtimaldir.
Hele de ABD Merkez Bankası'nın yılın ilk yarısında faiz artışına gideceğinin netleştiği böyle kritik bir süreçte.