ENFLASYON İNAT EDİYOR
Ekim ayında tüketici enflasyonu beklentilerin üzerinde gerçekleşerek bir önceki aya göre yüzde
1,90'a çıkarken, yıllık TÜFE yüzde 8,96'ya yükseldi.
Elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 9'luk zam, kötü hava koşuları nedeniyle gıda fiyatlarının yüksek seyretmesi, yeni sezonun başlamasıyla birlikte giyim fiyatlarındaki artış gibi faktörlerin enflasyonu tetiklediği söyleniyor.
Enerji ve gıdanın enflasyonu olumsuz yönde etkilediği doğru.
Lakin enerji ve gıda fiyatları dikkate alınmadığında da enflasyon yüzde 8,5'in üzerinde hesaplanıyor.
Dolayısıyla sorun sadece bu iki mal grubundan kaynaklanmıyor.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı 2014 yılının son enflasyon raporunu açıklarken, "Enflasyon yüzde 70 ihtimalle 2014 sonunda yüzde 8,4 ile yüzde 9,4 aralığında olacak, orta noktası yüzde 8,9'a denk gelecektir" ifadesini kullanmıştı.
Bilindiği gibi enflasyon yıl içinde birkaç kez yukarı doğru revize edildi.
Başlangıçta 2014 yılı için öngörülen hedef yüzde 5,3 idi.
Daha sonra yüzde 6,6 ve yüzde 7,6 olarak değiştirildi.
Başçı, geçtiğimiz mayıs ayında yaptığı toplantıda, hazirandan itibaren enflasyonda belirgin bir düşüş olacağını söylemişti.
Ne yazık ki bu öngörüsü gerçekleşmedi, enflasyon yükselmeye devam etti.
Bunun üzerine hedef yüzde 8,9 olarak yeniden belirlendi.
Ekim ayı itibariyle yüzde 8,96'ya tırmanan yıllık enflasyonun bu yeni hedefi yakalayabilmesi için kasım ve aralık aylarında artışın toplamda yüzde 44'ü geçmemesi gerekiyor.
Öte yandan Yurt İçi Üretici Fiyatlarındaki (Yİ-ÜFE) yıllık artışın yüzde 10,10 gibi yüksek oranda gerçekleşmesi, önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarını yukarı çekebilir.
Üretilen mal ve hizmetin maliyet artışını ifade eden Yİ-ÜFE gerilemeden tüketici enflasyonu düşmez.
2014 yılında gelişmiş ülkelerde enflasyon beklentisi yüzde 1,5, gelişmekte olan ülkelerde enflasyon beklentisi yüzde 5,5 civarında iken Türkiye'nin çift haneden uzaklaşamaması üzücü bir durum.
Bizim aylık enflasyonumuz gelişmiş ülkelerin yıllık enflasyonundan fazla.
Her ne kadar fiyat istikrarından birinci dereceden sorumlu olan kuruluş Merkez Bankası ise de tüm faturanın bu kuruluşa çıkarılması haksızlık olur.
Yapısal sorunlar çözülmeden sırf parasal tedbirlerle "modern hırsızlık" diye nitelenen enflasyon meselesi çözülemez.
Bu bağlamda yerli girdilere dayalı üretim artışını sağlayacak reformların devreye sokulması lazım.
Enflasyonla ilgili iki hususa daha değinelim.
Birincisi; yıllık enflasyondan ziyade, gıda ve alkolsüz içeceklerin oluşturduğu mal grubundaki fiyat artışları halkın bütçesini daha yakından ilgilendirmektedir.
Zira en yoksul yüzde 20'lik kesim gelirinin yüzde 20'sini gıdaya harcıyor.
Bu mal grubunda enflasyon ise yüzde 12,45.
Dolayısıyla enflasyon rakamını irdelerken bu hususu da göz önünde bulundurmak gerekir.
İkincisi; yeni yılda vergi, harç ve ceza tutarlarının Yİ-ÜFE oranı baz alınarak hesaplanacak olmasıdır.
Bakanlar Kurulu mevzuatın kendisine tanıdığı yetkisini kullanmazsa vergi, harç ve cezalar 2015'te yüzde 10,10 oranında artacak.