Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 May 2014

Enflasyon çift haneye göz kırpıyor

Nisan ayı enflasyon verileri beklentilerin hayli üzerinde geldi.

Yıllık bazda da 2 yılın zirvesine çıktı.

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK), nisanda Tüketici Fiyat Endeksi'nin(TÜFE) yüzde 1,34, Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi'nin(Yİ-ÜFE) yüzde 0,09 arttığını açıkladı.

Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 9,38, üretici fiyatlarında yüzde 12,98 oldu.

Giyim fiyatlarının yüzde 13,1 gibi yüksek oranda artması, enflasyonun son 2 yılın rekorunu kırmasında en önemli rolü oynadı.

Gıda da enflasyonu tetikleyen diğer bir kalemdi.

Ayrıcı kur artışlarının ithal ürünlerini pahalandırması da enflasyonu çift haneye yaklaştıran faktörler arasında sayılabilir.

Öte yandan çekirdek enflasyonun yüzde 9,74 artması, önümüzdeki dönemde de fiyat artışlarının yüksek seyredeceğine işaret ediyor.

Buna karşılık iyimser olmamızı gerektiren sebepler de var.

Eğer döviz kurları şu andaki seviyesini koruyabilir ise enflasyonu aşağıya çekebilir.

Diğer yandan hazirandan itibaren baz etkisiyle de yönünü aşağıya doğru çevirebilir.

Yaz mevsimi ile birlikte kuraklığa rağmen bollaşacağını ve ucuzlayacağını umduğumuz gıda maddelerinin de olumlu katkısını bekliyoruz.

Ne var ki yılsonu hedefinin yakalanması yine de zor görünüyor.

Hatırlanacağı üzere 2014'ün başında yüzde 5,3 hedefi ile yola koyulmuştuk.

İlk enflasyon raporunda 1,3 puan artırılarak yüzde 6,6'ya, daha sonra 1 puan artırılarak yüzde 7,6'ya revize edildi.

Yılsonunda yüzde 8'i aşmazsa şükredelim.

Enflasyonla mücadelede kesin bir başarı kazanıldığını söylemek güç.

Yanlış anlaşılmasın.

2002'de yüzde 29'dan bugün tek haneye indirildiğini takdir etmemek haksızlık olur.

Ancak aradan 12 sene geçmesine karşın hala çift haneli enflasyonu ensemizde hissettiğimiz gerçeğini de görmezden gelemeyiz.

Oysa küresel şartlar bu süre zarfında enflasyonun gündemimizden tamamen çıkarılması için son derece müsaitti.

Buna rağmen 2005'ten beri ekonominin daraldığı 2009 ve onu takip eden 2010 yılı hariç hedefi tutturamadık

Yüzde 50 ila yüzde 100 arasında sapma yaşandı.

Enflasyon dünyada sorun olmaktan çıktığı halde bizde kronikleşti.

Küresel ekonomide yüksek enflasyon oranına sahip ülkeler sıralamasında Türkiye'nin 8.sırada yer alması işi daha sıkı tutmamız gerektiğini gösteriyor.

Avrupa'da yıllık enflasyonun bizim aylık enflasyon seviyesinin altında olması da bu görüşümüzü destekliyor.

"Modern hırsızlık" diye nitelenen enflasyon illetinden kurtulamadığımız için şirketlerin ve tüketicilerin kanını emen faizleri indirmemiz mümkün olamıyor.

İflasın eşiğinden dönen Yunanistan'ın yüzde 4,95 ile borçlanabilirken Hazine'nin yüzde 9'un üzerinde faiz ödemesi üzüntü verici.

Merkez Bankası'nın mayıs ayında 0,5 puanlık faiz indirimine gideceği beklentisi söz konusu.

Bakalım böyle minik bir indirime gidebilecek mi?

Yüksek faiz aynı zamanda büyüme önünde de bir engel.

OECD, IMF ve uluslararası finans kuruluşları, Türkiye'nin büyüme hızının yüzde 3'ün altına düşeceğini tahmin ediyorlar.

Faiz indirilse kurlar ve enflasyon azar mı, indirilmezse büyüme hedefi şaşar mı?

Merkez Bankası şimdi bunun muhasebesini yapıyor.

[email protected]