Enflasyon, Cari açık, Döviz kuru
Cân bula cânânını
Bayrâm o bayrâm ola
Kul bula sultânını
Bayrâm o bayrâm ola
Hüzn ü keder def' ola
Dilde hicâb ref' ola
Cümle günâh af ola
Bayrâm o bayrâm ola
(Alvarlı
Efe)
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından
kurtuluş ayı olan Ramazan-ı Şerif’in nihayetinde Ramazan Bayramına eriştik.
Bayram vesilesiyle tüm İslam âleminin Ramazan Bayramını kutlar Müslümanların
kardeşlik ve barış içinde olmalarına vesile olmasını Yüce Allah’tan (cc) niyaz
ederim.
İki yıllık salgın sürecinin ardından nihayet rahat bir
şekilde sevdiklerimizle güzel bir bayram geçirmek nasip oldu.
Gönül isterdi ki ekonomik problemlerin olmadığı,
vatandaşlarımızın büyük bir bölümünün memleketlerine giderek büyüklerini
ziyaret edip onların gönüllerini hoş ederek daha güzel bir bayram
geçirebilseydik. Ancak iki yıllık salgın süreci ve devamında Rusya-Ukrayna
savaşı dünya genelinde enflasyonist sürecin devam etmesine neden oldu.
Türkiye elbette yaşanan enflasyonist süreçten diğer ülkelere
kıyasla daha fazla etkilendi. Bunun çeşitli nedenleri var. Bu konuyla ilgili
çeşitli yazılar yazmıştım. Bu nedenle detaylıca tekrar bu konuya girmeyeceğim.
Bugün Türkiye’nin en büyük problemi şüphesiz ki
enflasyondur. Salgının etkileri, savaş, ekonomik güvenliği sağlayabilmek için
uygulamaya konan politika değişikliği, küresel etkiler, içsel aç gözlülükler
gibi çeşitli etkenler sebebiyle enflasyonist süreç yaşıyoruz. Enflasyon
problemi orta vadede çözülür. İçsel nedenleri çözdüğümüzde en kötü ihtimalle
küresel enflasyona paralel bir seviyeye gelir. Bu bile Türkiye için büyük bir
gelişme olacaktır.
İçsel nedenlere değinmişken içsel en önemli etkenlerden biri
şüphesiz ki döviz kurundaki artıştır. Kasım ve aralık aylarında hızla yükselen
döviz kurunun etkisiyle fiyatlarda hızlı bir artış oldu. Döviz ile alakası
olmayan ürünlerde bile aşırı kâr etme hırsıyla fiyatlara zam üstüne zam
yapıldı. Enflasyon çarkı bir kere hızlanmaya başlarsa frene basması biraz zor
olur. Frene sert basılırsa da zararı bir hayli büyük olur. Çünkü iktisatta
Phillips eğrisi der ki; “İşsizlik ve enflasyon ters orantılıdır.” Yani biri
artarken diğeri azalır. İşsizliği artırmadan hatta azaltarak enflasyonla
mücadele etmek gerekir. Bu da ancak yeni ekonomi politikasıyla yani üretim,
istihdam, ihracata dayalı büyüme modeliyle mümkündür.
Döviz kurunun bir süredir dengelendiğini hep birlikte
görüyoruz. KKM politikasıyla belirli bir dengeye giren döviz kurunun önümüzdeki
aylarda FED bilanço küçültme ve hızlı faiz artırımı politikası sebebiyle tekrar
yükselişe geçeceğini söyleyenler var. Haklılık payları yok değil. Ancak gözden
kaçırılmaması gereken de bazı hususlar var.
Yaz mevsiminin gelmesi ve havaların ısınmasıyla beraber
doğalgaz ithalatı önemli ölçüde azalacaktır. Bunun dışında geçen yıl kuraklık
nedeniyle HES gibi minimum maliyetli bir şekilde elektrik üretimini sağlandığı
bir kaynak yerine doğalgaz ithal etmek zorunda kalmıştık. Bu sene yoğun kar
yağışı sebebiyle barajlar doldu. Bu da doğalgaz ithalatını azaltacak önemli bir
etken olacaktır. Bu durum cari açığın azalmasına ciddi katkı sağlayacaktır.
Bunun dışında yaz mevsiminin gelmesiyle turizmde ciddi canlanmalar başladı.
Geçen yıllarda turizmin canlanması için bayram tatili uzatılırken bu yıl
Ramazan bayramı tatili uzatılmadı. Nitekim kış mevsimini içine alan bu yılın
ilk 3 ayında bile turizm gelirleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %122,4
artarak 5 milyar 454 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Yaz aylarında turizm
gelirlerinin artmasıyla döviz girdisinin artması cari açığın azalmasına belki
de cari dengenin sağlanmasına önemli katkı sağlayacaktır.
Türkiye’nin bazı ülkelerle ilişkilerini geliştirme adımları
da ihracatın artmasına önemli katkı sağlayacaktır. Ticaret Bakanı’nın açıkladığı
verilere göre Türkiye 29 Nisan’da sadece bir günde 1 milyar 956 milyon dolarlık
ihracat gerçekleştirdi. Normalleşme süreçleriyle birlikte ihracat artışı döviz
girdisini de artıracaktır.
Türkiye’nin ihracat verileri açıklandığı zaman bazı kesimler
bu yılın ilk üç ayında artan dış ticaret açığı verilerini paylaşmaya başlıyor.
Verileri paylaşanlar enerji ithalatından kaynaklandığını görmezden geliyor.
Bahsettiğim gibi yaz aylarında enerji ithalatının azalmasıyla dış ticaret açığı
da azalacaktır. Yani ihracat arttıkça ithalat artıyor tezini enerji meselesini
de dâhil ederek incelemek gerekir.
Ekonomide veriler önemlidir. Ancak her detay ayrı önem
taşır. Politika üreticiler de bu detaylarla yollarını çizerler.