Enes Kara değil, sizler intihar etmişsiniz
Bir baba düşünün; evladı intihar etmiş, acısını yüreğinde yaşayamıyor. Allah’a yakarışlarda bulunması gereken zamanda, ölü seviciler fırsat vermiyorlar... Sırtlanlar, akbabalar ininden çıkmış, salya akıtıyor, acılar üzerinde tepiniyor, dillerinden kezzap, asit damlatıyor… Kendi mahallelerinde bir halt olduğu zaman, sessizlik korosuna dönüşenler, ellerine geçirdikleri fırsatlarda, gidecekleri ve ebedi kalacakları yer gibi tepinip, gürültü korusu haline dönüşüyorlar…
Enes Kara, Allah’ın rızasını kazanması gereken yaşta,
ateistlerin açtığı hiçlik uçurumuna, gelecek kaygısı ili kendisini salıvermiş. İntihara sebep olan karanlık ve isyan dolu
günahkâr çevreler eleştirilmiyor; iman kurtaran kahramanlar ve iman
kahramanlarının okudukları hakikat dolu reçeteler saldırı görüyor. Risale-i
Nurlara ancak alacalı bulacalı kan sahipleri ve şüpheli kimlik taşıyan
zındıklar saldırır. Hiçbir aklı başında Müslüman ne İslam kahramanlarına, ne
din mazlumlarına nede Risale-i Nur Külliyatına saldırmazlar!.. Küfrün belini
kırıp, akıllarını zavallı duruma düşüren Nur Reçeteleri, şeytanların planlarını
ve gayretlerini neticesiz bıraktığı için düşmanlık görüyor ve Nur’un
yörüngesinde bulunanlardan birinin azcık ayağı kayıp, düştüğünde ise en
acımasız saldırıyı görüyor…
Gerçek gayrimüslimler ve kimliği şüpheli olmayanlar,
Risale-i Nurları kabul etmeseler de, Risale-i Nur Külliyatına ve Bediüzzaman’a
asla saldırmazlar, ilişmezler... Sadece çekim gücünden kurtulmak için uzak
dururlar. Risale-i Nurların ne büyük bir tesire sahip olduğunu
orijinal küffar ve Nur’un sadık talebeleri çok iyi bilmektedirler. Evet,
Reçetelerin gerçek düşmanı; Müslümanlığı ve Türklüğü şüpheli, karışık fikir
sahibi insanlardır. Bu hastalıklı ruh
sahiplerinden ve zındıka komitelerinden sadece Risale-i Nurlara düşmanlık
görmüyoruz; her hayırlı insana, her hayırlı yola, kısaca: Her hayırlı şeye
düşmanlık görmekteyiz... Günümüzde bunun örnekleri çoktur. Sadece siyasette
bile vatana millete hayırlı olan insanların arkasındaki sırtlanlar ve çakallar
sürüsü misal olarak yeterli olacaktır.
Enes Kara dersleri kötü giden ve doktorluğu sevmemiş
bir delikanlı. Bunun yanında birde Ateist düşünce ile tanışınca boşluğa,
nedenler – niçinler çığlıklarına düşmüş, bocalamış... Sonuç: Müslümanlıktan ve bu dünyadan İslam’ın
yasakladığı ölüm şekliyle sıyrılmış. Bu hususta bundan sonra söylenecek bir
tek söz olamaz! İlla bir söz söylenecek ise; ailesinin acısını hafifletecek ve
ateistlerin ve de sapık fikir sahiplerinin yükünü ağırlaştıracak, yüzlerini
kızartacak sözler söylenmelidir. Zira öyle suçlular ve öyle çok intihar
etmişler ki; Youtuberların sokaklarda genç kızlara sordukları ahlaksızca belden
aşağı sorulara, “Konuşanlar”da
sapıkça ve Müslüman Türk milletine yakışmaz şekilde konuşmalara, LGBT
tuzağında, şerlere, yasaklara modifiye edilenlere kıyamet koparmadılar… Genelevlerde
intihar eden kadınlara, meyhanelerde komaya girenlere, içkiden ölenlere,
gencecik kızların ahlaksız ayyaşlara intihar ettirilen çok değerlerine asla
kıyamet koparmadılar… Yıllardır çıplak bırakan kasıtlı ve ahlaksız modaya
kıyamet koparmadılar ama İman Kahramanlarının hizmet ettikleri yere Enes
Kara’yı bahane edip, acılı babasını ve ailesini görmezden gelerek, İslam’a ve
İman Hakikatlerine kin kustular... Çok iğrençsiniz, hem de ne çok iğrençsiniz!…
Yeri gelmişken bir iki hususa da değinmek gerekir:
Aileler imanlı ve meslek sahibi evlat yetiştirmeye çalışırken “Akla kapı açmak, ihtiyarı elden almamak”
kaidesini unutmamalıdırlar… İster laik, ister dindar aileler olsun, istisnalar
hariç, halen baskı yöntemini uygulayanlar var… Zorla baklava – bal yedirilmez
ama muhabbetle katıksız ekmek bal olur, kebap olur, börek olur. Zaten Risale-i
Nurlara kendilerini vakfetmiş kahramanlar elbette istisnalar hariç; asla baskı
ve zorla iman hizmetinde bulunmazlar. Kendilerine
nasıl müspet davranılmış o yüzden Kur’an hizmetine vakıf olmuşlar ise, aynı
metodu gençlerin imanı için uygulamaktadırlar…
On bir dakikalık videonun az bir kısmını cemaatlere
saldırı için kullanan İslam ve Kur’an düşmanları, çocuğun psikolojisini bozan
ateistleri görmezden gelmişler… Sarsılmaz
bir iman sahibi ve yaşadığı
acıların imtihan olduğunu bilen bir insan, zaten İntihar ile hayatına son
vermeye kalkışmaz! Enes Kara yirmili yaşlarındaydı ama onu zehirleyen
sapık fikirler yüzünden iki yüz yıllık bir bunalım sırtlanmış gibiydi. Allah
ailesine sabır versin, Onun kurtulması için emek vermiş iman kahramanlarından
da razı olsun. Şu unutulmamalı: Aslında
intihar eden Enes Kara değil, onu kör kuyulara iten, gelecek endişesini
ayaklarına pranga eden ateist zihniyet ve ahlaksız yapılardır. Zaten şimdi
hayâsızca hırlayanlar da onlardır…
Enes'in intiharını Berkin Elvan gibi şarjör yapan
İslâm düşmanları, dolu tuttukları düşmanlığı, buldukları her fırsatta yaylım
ateş boşaltmaya devam edecek ve yine kendi
pisliklerini görmezden gelmeye devam edeceklerdir. Bizlerde onlar konuştukça
her hususta intihar ettiklerini görmeye devam edeceğiz. Akılları intihar etmiş,
insanlıkları intihar etmiş, manevi değerleri intihar etmiş bu ayaklı cenazeler,
LGBT ve her türlü iğrençlik ve küfür yanında dipdiridirler… Salya akıtarak kudurmaları ise Allah
yolunda, iman yolunda mücadele verenler içindir ve de vatan için, millet için
çalışanlardır. İnşallah Nur yolunun beklentisiz fedaileri, gecelerini –
gündüzlerini insanlığın ve vatanın selameti için feda etmeye çalışacaklar,
asayiş bekçisi olduklarını en güzel şekilde göstereceklerdir…