Enerji yatırımlarının önemi
Türkiye, attığı adımlarla bölgesel bir merkez olma yolunda
sağlam adımlarla ilerliyor.
Enerji konusunda bir merkez olmasının yanında üretim/tedarik
merkezi olmak üzere oldukça net çalışmalar yapıyor.
Enerji, üretimin olmazsa olmazı olduğu için tedarik ve fiyat
konusu da en önemli mesele durumunda. Rusya-Ukrayna savaşıyla Avrupa ve
Rusya’nın karşılıklı olarak uyguladıkları yaptırımlar sebebiyle doğalgaz başta
olmak üzere enerji arz güvenliği ve fiyatı konusu en önemli gündem maddesi
hâline geldi.
Avrupa’nın enerji arz sıkıntısı çektiği bir dönemde
Türkiye’nin enerji merkezi olma yolunda attığı adımlar, bölgesel bir güç olma
konusunda da önemli avantajlar sağlayacaktır. Avrupa, Rusya’ya olan
bağımlılığını azaltmak ve arz güvenliğini artırmak için tedarikçilerini
çeşitlendirmek istiyor. Bu konuda çareler ararken Türkiye’den Bulgaristan’a
enerji ihracatı antlaşması yapıldığı duyuruldu. Yıllık 1,5 milyar metreküplük
bir doğalgaz satışı yapacak olan Türkiye, Bulgaristan haricinde Kuzey
Makedonya’ya da doğalgaz ve elektrik ihracatı yapılmaya başlayacak gibi
görünüyor. Enerji Bakanı’nın açıklamalarına göre Bulgaristan üzerinden diğer
komşu ülkelere de doğalgaz ihracatı planlanıyor.
Türkiye’nin Rusya, İran veya Azerbaycan’dan aldığı doğalgazı
veya bir sonraki aşamada Karadeniz’den çıkarılacak doğalgazın ihracatını
yapmaya başlaması enerji merkezi olma yolunda en önemli adımlar olarak
söylenebilir.
Türkmenistan ve İsrail gazı gibi alternatiflerin yanında
İran gazının da eklenmesi durumunda enerji fiyatları artık Türkiye’de
belirlenmeye başlanacaktır.
Diğer taraftan Kazakistan'ın 1 Ocak 2023'ten itibaren
Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı üzerinden petrol sevkiyatına başlaması da gözden
kaçmaması gereken bir başka konu olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye, uyguladığı yeni ekonomi modeliyle bölgesel bir
üretim merkezi ve tedarik üssü olma yolunda adımlar atarken enerji ihtiyacı da
paralelinde her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle son yıllarda yollardan
köprülere, demir yolundan hava limanlarına, organize sanayi bölgelerinden
endüstri bölgelerine çok geniş bir altyapı yatırımı gerçekleştirdi. Artan
enerji ihtiyacını karşılayabilmek için 2002-2020 yılları arasında enerji
üretim, iletim ve dağıtım varlıklarında yaklaşık 100 milyar dolar değerinde
yeni yatırım yapmıştır. 2021 yılı Aralık ayı sonunda 99.820 megavat (MW)
seviyesine ulaşmış olan Türkiye toplam kurulu gücü, 2022 yılı Kasım ayı sonunda
103.541 MW oldu. Kasım ayında toplam net 265,3 MW kurulu güç devreye alınırken,
bu kurulu gücün 198,6 MW’si güneş enerjisi santrallerinden sağlandı. Aynı
dönemde rüzgâr enerjisi santrallerinin toplam net kurulu gücünde 58,8 MW artış
gerçekleşirken yenilenebilir atık enerjisi santrallerinde bu rakam 6,9 MW
olarak kaydedildi. Bu kapasitelere ilave olarak Kasım ayında net 4,8 MW
kapasitede doğal gaz elektrik santrali devreye alındı.
Kasım ayında devrede olan santrallerin %54,2’sini
yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santraller oluşturdu. Böylece
yenilenebilir kaynakların oranı %54 seviyesinin üzerinde kalmaya devam etti.
Hidroelektrik santraller, Türkiye toplam elektrik kurulu gücünün %30,5’ini
temsil ederken, rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin toplam kurulu güçteki
payı %20 seviyesinde gerçekleşti.
Veriler ışığında tüm sürece bakıldığı zaman Türkiye’nin artan
enerji ihtiyacını karşılamak üzere yatırımların artarak devam ettiği görülüyor.
Geçtiğimiz aylarda yönetmelikte yapılan değişiklik sonrasında bu alanda 110
milyar dolarlık yeni yatırım başvurusu geldiği bunun 40-45 milyar dolar
seviyesinde sahaya yansımasının beklendiği açıklandı.
2023 yılında nükleer enerji yatırımının ilk fazının devreye
girmesiyle enerji çeşitlendirmesi konusunda önemli bir adım daha atacak olan
Türkiye baraj, rüzgâr tribünü, güneş panelleri gibi birçok yatırım ile enerji
arz güvenliğini artırma konusunda çalışmalarını sürdürüyor.
1 Ocak’tan itibaren İran’dan alınan gazın %70 oranında
azaldığı düşünülürse Türkiye’nin gerek Karadeniz’de gerekse Doğu Akdeniz’de
bulacağı doğalgaz rezervlerinin Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlama
konusunda oldukça önemli olduğu görülmektedir. Enerji tedarik
çeşitlendirmesinin yanında enerji depolama konusunda da önemli yatırımlar yapan
Türkiye üretim sürecinde herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için stratejik
adımlar atıyor.