Enerji yatırımına kaynak önerisi
Dünya, ekonomik daralmaya çözüm bulmaya çalışırken Avrupa Birliği ise küçülürken büyümenin hesabını yapıyor. Avrupa, pandemiden çıkış için belirlenen 750 milyar avro tutarındaki Toparlanma Fonunun 250 milyar avroluk kısmını "Yeşil Tahvil"lere ayırdı. Yeşil tahvillerle yeşil enerjiye ve ekonomiye fon sağlayan AB, hem çevreyi koruyacak hem de insanların yaşam kalitesini yükseltecek. Bir yandan da enerji ithalatını yavaş yavaş sona erdirecek.
Önemli bir enerji ithalatçısı olan AB, enerji ithalatını azaltmak amacıyla son yıllarda yenilenebilir enerjiye büyük yatırımlar yaptı. Avrupa, konutlarda ve sanayide kullandığı yenilenebilir enerjiden şimdi de ulaşımda faydalanmak istiyor.
2030'da elektrikli arabaların Avrupa genelinde yaygınlaşması bekleniyor. Zaten enerji ithalatçısı olan AB’nin, elektrikli araçlar için ihtiyaç duyduğu elektriği üretmesi ancak nükleer enerji ve ya yenilenebilir enerjiden mümkün olabilir. Tüm alınan tedbirlere rağmen doğa olaylarının yıkıcı etkisinin nükleer santrallere verebileceği zarar 2011'de Japonya'daki Fukuşima Nükleer Santrali Kazasında açıkça görüldü. Kaza sonrası AB, nükleer enerjiyi kademeli olarak azaltacağını açıkladı.
Enerji ithalatçısı konumunu da bitirmek isteyen AB'nin, elektrikli arabalar için ihtiyaç duyduğu elektriği yenilenebilir enerjiye yapılacak yatırımlarla karışlamaktan başka bir çözüm yolu kalmadı.
İşte tam da bu sırada pandemiyi bir fırsat olarak gören Avrupalılar, Yeşil Tahviller ile hem piyasaları canlandıracak hem de yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açacak.
AB'yi enerji tüketicisinden üreticisi konumuna getirecek Yeşil Tahvillere pandemi nedeniyle ayrılan 250 milyar avroluk kaynak birçok dengeyi altüst edecektir.
Enerji ithalatından kurtulacak bir AB, dış politikada Rusya'ya karşı elini daha da rahatlatacaktır. Çin'in de benzer yatırımlarla enerji ithalatını azaltmaya çalıştığı göz önünde bulundurulunca doğal gazını satacak yakın bir pazar bulamayacak Rusya'nın saldırgan politikalara girişmesi ihtimali epey yüksek.
Yenilenebilir enerjiye dünyada en fazla yatırım yapan ülkeler arasında yer alan Türkiye ise yanı başında cereyan eden bu politikalara kayıtsız kalmamalı.
Karadeniz’deki 320 milyar metreküplük doğal gaz keşfi her bir Türk vatandaşını sevindirmiş olsa da bu keşfin Türkiye’nin kalan doğal gaz ihtiyacının giderilmesinde bir pazarlık aracı olarak kullanılması ve sadece buradan sağlanacak indirimlerin faturalara yansıtılması çok önemli.
Sakarya Sahasındaki doğal gazdan sağlanacak gelirin önemli bir bölümü yeşil enerji projelerine "kaynak" olarak aktarılmalı.
Türkiye, enerji ithalatçısı bir ülke. Avrupa ile rekabetçiliğimiz giderek artıyor. Avrupa Birliğine giremesek de yakın zamanda AB'nin başını çeken devletleri ekonomik büyüklük olarak geçeceğimiz açıkça ortada.
Rekabette avantajlı konuma geçmek için enerji ithalatı nedeniyle oluşan cari açığımızı azaltmalıyız.
Konutların doğru ısıtılması ve daha az yakıt tüketen araçların teşvik edilmesi alınabilecek en büyük tedbirlerin başında geliyor.
Mevcut Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) düşük karbon salınımı ve düşük enerji kullanımını teşvik ediyor.
Son yapılan düzenleme ile bu özelliklerin yanında yerli üretim yapan markalara verilen vergi avantajı ile istihdama da dolayı teşvik sağlandı.
Cari açığı düşürecek aynı zamanda da sistemi işler hale getirecek bir dizi düzenlemeye daha ihtiyaç var. Zaten TOGG ile ulaşım konusunda önemli bir adım atılıyor. Yollara çıkacak elektrikli araçların ihtiyaç duyacağı elektrik için Karadeniz'deki doğal gaz gelirinden oluşturulacak Yeşil Yatırım Fonu ile yenilenebilir enerjiye finansman sağlanmalı.
Konutların ısıtılmasından kaynaklı ithalatı azaltmak için de devlet. bir an evvel işin içine girerek binaların enerji kimliği almasını hızlandırmalı ve ısı yalıtım ürünlerine ve bu hizmeti veren firmalara vergi istisnaları sağlayarak ısı yalıtımını teşvik etmeli.