Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2998.59
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ekim 2022

Enerji savaşları

ABD’de kök salan egemen bir kesim,Yeni Sistem için dünyada her yolu deniyor. Haliyle yatırımlarını, planladıkları yeni sisteme göre yapıyorlar. Öyle ki İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ bahane ederek, kendilerine oldukça elverişli bir alan sağladıkları da sır değil. Yanlış anlaşılmasın! Belki de Yeşil Enerji atılımları, dünyanın geleceği adına elzem bir yer teşkil ediyor olabilir. Bunda sorun yok. Ancak ABD’nin yeni sistem planları yaptığı bir demde, dünyanın kahir ekseninin, bu durumdan sebep büyük ZARAR GÖRMESİ, kafaları karıştırmıyor da sayılmaz.Mesela iklim değişikliği ile mücadele yürütenlerin, kömür kullanımının azaltılması için, yoğun kampanya yürüttüğü herkesin malumu. Bu bağlamda 26'ncı İklim Değişikliği Konferansı'ndan, "kömür tarihe gömülecek" kararı çıktığını da çoğunuz hatırlarsınız. Son yıllarda, Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankasının da içerisinde olduğu bankaların, kömürle çalışan santrallere finansman desteğinden çekilmesi zaten bunun bir sonucu. Gelgelelim bu gidiş hat,sanayisinin %55 ‘e yakınını kömürden elde ettiği enerjiyle çevirebilen ÇİN’e, BÜYÜK DARBE manasına da geliyordu aynı zamanda. Çünkü Çin’in yeşil enerjiye geçmesi on yıllar alacak, bu süre zarfındaysa atı alanın Üsküdar’ı geçeceği kesinlikle yadsınamazdı.

Avrupa için de, durum pek farklı değildi aslında. İklim Anlaşmasına tam bağlı hareket eden Avrupa, Rus gazı ile günü kurtarıyordu. Fakat ABD'nin planları için, AVRUPA’NIN ENERJİSİZ KALMASI gerekti. Nitekim Bidenda; “Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda, Kuzey Akımı boru hattının ortadan kaldırılacağını” söyleyerek buna işaret etmişti. Akabinde de Moskova gazı kesip sevkiyatı durdurmasına rağmen, bir anda KUZEY AKIM BORU HATLARINDA garip bir şekilde 4 patlama gerçekleşti. Derken geçen hafta Polonya’da, Rusya'dan Avrupa'ya ham petrol taşıyan DRUJBA BORU HATTINDAKİ bir diğer patlama bunu takip etti. Tabi Norveç’in önemli gaz sahası olan NYHAMNA'daki tesisin, bomba tehdidi üzerine operasyonlarını durdurması da…Anlayacağınız bir el enerji krizi çıkartarak, bir taraftan ülkeleri FARKLI KOLLARA YATIRIM yapmaya mecbur kılarken, diğer tarafta da ABD’nin DÜNYA HÂKİMİYETİNİ hazırlıyordu ileri dönem adına. Keza AB’nin, kısa vadede ABD’den LNG ithalatının artırılacağını açıklaması kısaca bu demekti. Aslına bakarsanız Avrupa’nın, başkada bir seçeneğini bulunmuyordu. Yoksa hem askeri hem de ekonomik mana da İŞGAL EDİLEN bir yapıdan, ABD ile uyumlu olmaması nasıl beklenebilirdi ki?

İşte hal böyle olunca ABD’nin Yunanistan'ı sahneye çıkartarak, Ankara ile karşı karşıya getirmesine şaşırmamak gerekiyor doğrusu. Hatta G. Kıbrıs'a silah ambargosunu kaldırmalarına da, Dedeağaç ve Ege Adalarına silah yığmalarına da… Bunun D. Akdeniz'den Libya'dan ya da başka bir noktadan, Avrupa’nın ENERJİ İLE BULAŞMASININ ÖNÜNE GEÇMEK kadar, Türkiye’nin ENERJİ BAĞIMSIZLIĞINA ULAŞMAMASI temelinde seyrettiğini ise aşikâr. Bu açıdan Putin’in,“Türkiye’yi enerji üssü yapalım” teklifi, Azerbaycan ile Türkmenistan gazının buna eklenmesi ve Libya ile Hidrokarbon mutabakatı imzalanmasının, aynı odakları panikletmemesi imkânsız. Ama Türkiye’nin ayakta kalabilmesi ve ileri döneme adını yazdırması için enerji sorununu çözerek, diğer ülkelerin durumuna düşmemesi hayati öneme sahip. Takdir edersiniz ki Türkiye’nin TAM BAĞIMSIZ bir ülke olabilmesi adına, başka bir alternatifinin olmadığı da ortada. Yani istesek te istemesek te, bu mücadelenin tam merkezinde olduğumuz net. Ancak risk olsa da fırsatımız, gücümüz ve umudumuz, her türlü riskin üstesinden gelecek düzeyde. Yeter ki gerçekleri görerek, bahane üretmeyerek ve bütünlüğümüzü koruyarak, VATAN SAVUNMASINDA omuz omuza verelim. İnanın gerisi kolay… Zira Sn. Erdoğan’ın Yunanistan’ı kast ederek; “BİZ ZIRHIMIZI KUŞANDIK GERİSİNİ O DÜŞÜNSÜN” ifadesi fazla söze hacet bırakmıyor…