Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Aralık 2021

​'En ucuz ilaç: gülmek'

Gülmeyi unuttuğumuz günlerden geçiyoruz. Hayat pahalılığı, ekonomik kriz, sonu gelmeyen siyaset tartışmaları, ödenemeyen faturalar ve nakit yokluğu hayatımızı her geçen gün zorlaştırmaktadır. Ağır şartlar altında ne olacak halimiz diye kara kara düşünüyoruz. Kara kara düşünürken en insani özelliklerimizi unutuyoruz. Gülmeyi unutan asık suratlı insanlar topluluğu haline geldik. Canımız ve cebimiz acırken gülebilmek gerçekten zordur. Moliere, “insan gülebildiği kadar insandır” derken önemli bir gerçekliği bize hatırlatmaktadır. Şartlar ne olursa olsun akıl, beden ve ruh sağlığımızı korumak açısından gülmenin olmazsa olmaz olduğunu unutmamak lazımdır.

“Gülmek en iyi ilaçtır” sözü bir klişeyi değil, bir gerçekliği anlatmaktadır. Biyolojik, psikolojik ve sosyal açılardan iyilik durumumuzun korunması için gülmeye ihtiyacımız vardır. Hayatımızda gülmeye her zaman yer açmalıyız. Gülüp geçtiğimiz bütün zorluklar, mutlaka kısa süre sonra düne ait olacaklardır. Yaşama coşkumuzu ve sevincimizi gülmek ile diri tutmalıyız. Gülmenin bedenimize ve ruhumuza olan etkilerini araştıran bilime gelotoloji denilmektedir. Gülme bilimi olan gelotolojiye göre sağlığımızın korunması için gülmek teferruat değil, asli bir ihtiyaçtır.

Gülmek, bedensel organlarımızın sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayan varoluşsal bir davranıştır. Ruh ve bedenimiz gülme davranışında kendilerini etkili bir şekilde ortaya koymaktadırlar. Gogol, kötülüklere ve çirkinliklere karşı en güçlü kamçımız olduğunu söylemektedir: “Gülme, kamçı değil de nedir? Yoksa gülme bize boşu boşuna verilmiş bir şey midir sanıyorsunuz? Dünyada hiçbir şeyden korkmayan bir ahlaksız, ondan boş yere mi korkuyor? Demek ki o bize, iyi bir işe yarasın diye verilmiştir. O bize insan güzelliğini çirkinleştiren her şeyi vurmak için verilmişse niçin onu kendi ruhumuzu lekeleyen şeylere karşı kullanmayalım? Evet, onu içimize sokmalıyız. (…) Her küçük tutkumuz, her bayağı tarafımız kendini güzel göstermek istiyor.” Yüzü gülen insanın ruhu ve bedeni birlikte gülmektedir. Yüzü gülmeyen insanlar, bedensel ve ruhsal olarak hayata küsmektedirler. Hayata, tabiata ve insana gülümsemeyi, yaşam felsefesi haline getirmeliyiz.

Gülmek, önümüze gelişmek ve olgunlaşmak için mutluluk ve huzur imkanları oluşturmaktadır. Gülmek sayesinde bedenimiz ve ruhumuz mutluluk üretmekte ve stresin tuzağına düşmemize engel olmaktadır. Stres, günlük hayatımızın en önemli sorunu ve krizi haline gelmiş durumdadır. Strese, tükenmişliğe ve yorgunluğa karşı gülmek ile karşılık verebiliriz. Lin Yutang şöyle demektedir: “Gülmesini bilen insanlar; dünya meselelerine sağduyu, sakin kafa, sağlam düşünce ve kültürlü bir gözle bakabilmelerine imkân veren, sihirli anahtarı ellerine geçirmiş olurlar.” Gülmek, her sorunun sihirli çözümü değildir. Gülebilen insanlar, sorunlarının çözümünün streste değil umutta, aşkta ve coşkuda olduğunun farkındadırlar.

Gülmenin zamanı ve mekanı yoktur. İstediğimiz yerde ve zamanda gülebilmeliyiz. Gülmek konusunda kendimizi sınırlamak veya kalıplara sokmak bedenimizi ve ruhumuzu zayıflatmaktadır. “Karı gibi gülme” gibi kalıplar, cinsiyetçilikle ve ayırımcılıkla gülümsemeyi bile kirlettiğimizin ve yozlaştırdığımızın ifadesidir. Gülmenin cinsiyeti yoktur. Kadın veya erkek, istediği şekilde kendisine özgü bir şekilde gülebilir. Gülmek için komikliğe ve komediye ihtiyaç yoktur. Hayattaki her şey, hayata gülümsemek için bir imkandır. “Beni isterseniz dövün; ama bırakın istediğim gibi güleyim” diyen Moliere, doya doya özgürce ve coşkuyla gülme ihtiyacını ifade etmektedir. Gülmenin nedeninden ziyade, gülmenin kendisi değerli, verimli ve gereklidir. Kendi kendine gülmek, deli olduğumuz anlamına gelmemektedir. Kendi kendine gülmek, akıl, ruh ve beden sağlığının yerinde olması anlamına gelmektedir.

Stres ve sorunlardan bunalan insanlar, antidepresanlara sarılmaktadır. Antidepresanların bizi mutlu edeceği ve rahatlatacağı şeklinde büyük bir yanılgı içindeyiz. Mutsuzluğa, sevgisizliğe ve kurumuşluğa karşı en ucuz ve tabii ilaç olan gülmeyi kullanmıyoruz. Lord Byron, “Gülebildiğinizce gülün. Gülmek, ucuz bir ilaçtır” demektedir. Sınırsızca ve coşkuyla gülmeyi öğrenmek, yaşadığımız sorunlarla baş etmek için önemli bir imkandır.