Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Şubat 2020

En Kötü Senaryo

Uzun süredir, yeni dünya düzeni kavgalarından bahsediliyor. Sadece bizler değil, dünyanın itibarlı akademisyen, yazar ve stratejistleri de hep aynı görüşü dillendirmekte. Fakat suyun üzerinde Amerika ve Çin’in yer alması nedeniyle, bazı kişilerin bu görüşü sorguladığını görüyoruz. Lakin gelinen aşamada, olayların sadece ülkesel bazda değerlendirilmesi herkes için yanıltıcı olabilir. O zaman nasıl bir sınıflandırma yapılmalı derseniz? Kefenin bir tarafına büyük güç olma özelliğini sürdürmek isteyen, silahı, ekonomisi, istihbaratı ve özgün devlet yapısıyla DERİN AMERİKA; diğer tarafa ise 15. Yüzyılda İtalya’dan başlayarak Hollanda, İngiltere ve Amerika'ya uzanan, nihâyetinde de Çin’e demir atan SERMAYENİN konulması şart. Yanı kısacası, “SERMAYE-DEVLET” çerçevesinde, bu kavgayı adlandırmanın daha doğru olacağı aşikâr…

İşte tamda o yüzden, dünyayı kasıp kavuran Coronavirüs hadisesine bu bağlamda bakmak elzem. Zira Coronavirüs operasyonunun hedefi için, yalnızca Çin’i işaret etmek büyük bir hata sayılacaktır. ÖYLE Kİ UFACIK BİR VİRÜSÜN, NE HİKMETSE AMERİKA’NIN DÜŞMANI KONUMUNDAKİ SERMAYEYE, DOLAYISIYLA ÇİN’E VE ONUNLA TİCARET YAPAN BAŞTA AVRUPA VE RUSYA OLMAK ÜZERE BİRÇOK ÜLKEYE VURDUĞU DARBE FAZLA SÖZE HACET BIRAKMAYAN CİNSTEN… Tabi Sermaye/Çin buna karşılık verebilir mi, verirse nasıl sonuç alır, orası tam bir muamma. Ama “kutudan kaçan fare” misali, sermayenin tekrar Çin’e dönüp dönmeyeceği, uzmanların kafa yorduğu bir tartışma konusu.

Domino etkisi yapar mı?

HÜLASA BU FOTOĞRAFIN DOMİNO ETKİSİ YAPARAK, HEM ULUSLARARASI HEM DE BÖLGESEL POLİTİKA DEĞİŞİKLİKLERİNİ TETİKLEYECEĞİ NET. Keza bunun izlerini, İdlib özelinde fazlasıyla hissedebiliyoruz. Örneğin PESCO ile anılan Almanya ve Fransa’nın aniden Amerika’yı desteklemesini, “tekrar NATO’ya doğru uzayan bir mutabakat” şeklinde yorumlanmak mümkün. Bozulan Türkiye-Amerika ilişkilerinin, İdlib’te onarılmaya yüz tutması da, beraberinde başka bir atmosferi getireceğe benziyor. Bu durumda Rusya, izleyeceği katı Esedci yaklaşımı sürdürdüğü takdirde; Türkiye’yi kendinden uzaklaştıracağı gibi YPG ile de ilişkilerini tanzim ettiğini görürsek şaşırmamak gerekir. Böylece terör koridorunun yeniden gündeme getirilmesi, Libya’da taşların yerinden oynaması ve İsrail-Yunanistan-Rum Kesimi hattının, Akdeniz’i kat be kat ısıtması kesinlikle sürpriz olmaz.

İhtimaller denizi

Hal böyleyken; “Libya’da ne işimiz var”, “Türkiye Akdeniz’de niye var”, “Neden Terör Koridoru’na müdahale ediyor” tarzı sesler gelmesi oldukça enteresan. Tamam, hadi dedikleri gibi yaparak Suriye’den, Libya’dan ve Akdeniz’den, tüm unsurlarımızı çektiğimizi varsayalım. OLASI KÖTÜ SENARYOLARI ise, bir PROJEKSİYON yakarak beraber tespit edelim. Bakalım sonu nerelere varacak? Evet, Türkiye’nin Suriye’den çıktığını düşünelim bir an. Kuzey Suriye’de hemen, bir terör koridoru adımı atılır mı? Atılır… Türkiye’ye her an güvenlik tehdidi oluşturan ve bölgeden tedriç eden bu koridor, Kuzey Irak benzeri bir federasyona dönüştürülmek istenir mi? İstenir… Bu süreçte Türkiye’de biti kanlananlar olur mu? Olmaması imkânsız... Tıpkı 2013’te, malum kesimden yükselen “ÖZERKLİK” söylemleri gibi…

Devam edelim. Akdeniz’den de, Libya’dan da çekilelim mesela… İlk önce darbeci Hafter, Libya’yı ele geçirebilir mi? Geçirmesi muhtemel… Libya ile yaptığımız Deniz Anlaşmasını fesih eder mi? Etmesi muhakkak… Öyleyse bugün Libya’da bulunanlar, Akdeniz’de yüzde 20’lik payı bile Türkiye’ye 100 sene yetecek bir kaynaklardan bize hak verirler mi? El Hak vermezler… Çıkan kaynakların ulaşımını, bizim topraklarımızdan mı yoksa başka bir güzergâhtan mı sağlarlar? Elbette ki alternatif güzergâhtan… Peki, tüm bunlar Türkiye’yi nasıl etkiler? Cevabı gayet açık… EKONOMİNİN BAĞIMLI KALMASI BİR YANA, HER AN NEREDEN GELECEĞİ BİLİNMEYEN BİR GÜVENLİK TEHDİDİYLE DE KARŞI KARŞIYA KALIRIZ…

***

Şimdi “ne işimiz var” diyenlere sormak istiyorum! Burada zikredilenlerin, içe kapandığımız zaman, başımıza gelmesi İHTİMAL mi sizce? Bana kalırsa yüzde 1 dahi olsa, ihtimal dâhilinde. O zaman Devletimizin en kötü senaryoyu göz önüne alarak, hareket etmesinde ne gibi bir sorun olabilir ki? Bilakis Türkiye’nin mevcut duruşundan, katiyen geri adım atmaması gerçeği bariz ortada… Hadi ben yanılıyorum diyelim! DEVLETİMİZİN BAŞI SN. CUMHURBAŞKANININ; “BİR İSTİKLAL MÜCADELESİ İÇERİSİNDEN GEÇİYORUZ” SÖZLERİ, BU DEMEK DEĞİL Mİ ALLAH AŞKINA?..