En etkili silah birlik olmaktır
İsmet Özel, “Ölüm Kere Ölüm Ölüm Kare” adlı şiirinde “İsa, Golgota’ya çıkarken tökezlemeden önce,
önü sıra sendeleyip ayağı burkulan bendim” der.
İsmet Özel gerçekten de büyük bir şair. İlk okuduğumda
üzerinde günlerce düşündüğümü bilirim.
Batı kültürü ekseninde tesis edilen kapitalist düzen, bizi
bizden, fıtratımızdan, tarihimizden, kültürümüzden, insanlık değerlerimizden
koparırken, hakikate (İsa)
zulmederken ve o tökezlerken/sendelerken ona uygulanan şiddete mukabil bir
şiddetle karşılık vermek isteyip de verememenin çaresizliği değil midir ayağı
burkulmak.
Ve bizler yıllarımızı,
ayaklarımız burkularak ve o burukluğu, çaresizliği yaşayarak geçirdik.
Rahmetli Ömer Lütfi Mete, “Yağmacılık, kolonicilik, sömürgecilik, uluslararası kapitalizm, yeni
liberalizm ve küreselleşme… Hepsi de aynı yağma düzeninin birer parçası. Sadece
isimleri değişik ve her dönem başka maskelerle karşımıza çıkıyor “ demişti.
Nihayetinde görüldü ki demokrasi dedikleri şey bir araç,
özgürlük ise koca bir yalan.
Bu yalanın başlangıç tarihini söyleyeyim size, 1630.
1630 yılında 102
kişilik kadın, erkek ve çocuktan oluşan bir kafile, Mayflower (Mayıs çiçeği)
adlı gemiyle Amsterdam'dan Londra'ya oradan da Amerika'ya göç ediyor.
Belgelerde onlardan “hacca
giden evliyalar” olarak söz ediliyor. Yolculara da “Pilgrim” (hacı) deniliyor. Çünkü onlar, Tanrı Yehova tarafından
“yeni İsrailoğulları” olarak seçildiklerini düşünüyorlardı.
Bu yüzden ilk
yerleştikleri Massachusetts’i, yeni Filistin, Atlantik’i Kızıl Deniz,
Amerika’yı İsrail toprağı, Amerikan yerlilerini de ( Kızılderililer) Kenanlılar
olarak gördüler.
Bunlara “Pilgrim Fathers” (Kurucu Babalar) denildi.
Kızılderilileri katletmekle işe koyuldular. Sonra da dünyayı sömürmeye
başladılar.
Örneğin, Saddam Hüseyin, petrol alışverişinde dolardan
çıkarak Euro’ya geçiş yaptığında Bush, İran ve Kuzey Kore’yi de dahil ederek bu
ülkeleri “Şer Ekseni” olarak nitelendirmiş ve Saddam’ın ipini çekmişti.
Bırakın onu, bu sisteme muhalif olan kendi başkanlarının
bile kellesini almaktan çekinmediler.
Bugün de Yahudiler
için Ukrayna’yı hazırlıyorlar. Yeni Hazarya Projesi kapsamında oluyor bu.
Önümüzdeki aylardan itibaren İsrail’den Ukrayna’ya göçler olacaktır. Zira Büyük
Ortadoğu Projesi Orta Asya’ya doğru genişleyecek ve büyük İsrail o coğrafyada
tesis edilecektir.
Demem o ki;
Bu çağın insanını tahakkümü altına alarak insanileşme
idealini ortadan kaldıran aynı zamanda halkların birliğini ve beraberliğini
kendi ideali için bir engel hatta bir tehdit unsuru olarak gören sömürgeci,
dayatmacı, yasakçı(içte ve dışta) ideolojilerin aktörlerinin her türlü
engelleme faaliyetlerini çok iyi analiz etmeliyiz.
Benim yıllardır birlik mesajı vermemin asıl nedeni budur.
Yaşadığımız çağ tam anlamıyla insan karşıtı bir topluluğun hüküm sürdüğü bir
çağ. Yukarıda anlattım kim olduklarını.
Şöyle bir zamanda bu topraklarda yaşıyor olmanın verdiği
bilinç ve sorumlulukla buraya ait söyleyebilecek sözlerimiz olmalı.
Sözlerimiz; dini, ırkı, rengi, düşüncesi, mezhebi, inancı
ne olursa olsun vicdan, ahlak ve erdem sahibi herkese olmalıdır. Çünkü saldırı
hepimize dönük. İçerden ve dışardan kuşatma altında olduğumuzu söylememize
gerek yok. Her şey gözlerimizin önünde cereyan ediyor.
Amerika’nın Büyük İsrail Projesi’ne ortaklık etmeyelim. Biz ayrıştıkça onlar alanlarını genişletecek.
Öyleyse ülkemizin istiklali ve istikbali için ortak bir dil
inşa etmek mecburiyetindeyiz. Bilinmelidir
ki bugün finans oligarşisinin, küresel baronların ve içerdeki işbirlikçilerinin
en çok korktukları şey birlikte ortak bir dil inşa etmemizdir. Gerçekte
korkulan şey; bir ve diri olmaktır.
Kısacası içinde yaşadığımız yüzyılda en büyük başkaldırı
“biz kardeşiz” diyebilmektir. Birbirimize olan tahammülsüzlük, yabancılaşma,
kendi topraklarımızda içine düştüğümüz bu çaresizlik artık son bulmalıdır.