En büyük ikinci marka!

Markanızın değeri, ne kadar yüksekse, popülariteniz ve kazancınız da o kadar yüksektir. G.Saray Başkanı Ünal Aysal, geçtiğimiz günlerde Antalya'nın Kemer ilçesine bağlı Göynük beldesini ziyaret etti. Aysal'ın, babası dahil ailesinin iki üyesi Kemer'de medfun bulunuyor. Aysal Göynük'e yaptığı ziyaret esnasında, yurt dışında Galatasaray'ın Atatürk'ten sonra en büyük ve en tanınan ikinci Türk markası olduğunu dile getirdi.

Aysal'ın bu sözlerini duyunca, G.Saray'ın UEFA ve Süper Kupayı kazanmasına rağmen iflasın eşiğine geldiğini hatırladım ve güldümu2026 Hem Türkiye'nin Atatürk'ten sonra en büyük ikinci markası olacaksın, hem de UEFA ve Süper Kupa'yı aldıktan sonra bunu muazzam bir gelirle süsleyemeyeceksin. Artı o yıldan sonra da Avrupa kupalarında nal toplayacaksınu2026. Bu nasıl ikinci markalık Allah aşkına.

G.Saray, 2000 yılında dünyanın bir numaralı takımı olmasına rağmen, Faruk Süren yönetiminde; tarihinin en büyük mali krizine girmişti. Eğer F.Bahçe böyle bir başarı yakalamış olsaydı, emin olun şu anda Real Madrid, Barcelona, Manchester United'la hem mali açıdan hem de sportif başarı açısından boy ölçüşür olurdu. Dönemin G.Saray yönetimini son derece beceriksiz bulduğumu söylemeden edemeyeceğim. Bir takım, aynı yıl içinde hem UEFA Kupası'nı hem de Süper Kupa'yı alır da nasıl borç batağı içine yuvarlanır anlamak mümkün değil.

Şükrü Saraçoğlu kimdir?

Şükrü Saraçoğlu ismini çoğunluk, başkan Aziz Yıldırım tarafından Kadıköy'deki stada ismi verildikten sonra duydu. Bunun dışında, bu şahıs hakkında fazla bir malumat yoktur. Ama araştıranlar bulur.

Kendisi Başbakanlık ve değişik bakanlık görevlerinde bulunmuştur. Ne var ki döneminde dine hayat hakkı tanımayan, baskıcı, dayatmacı laiklik anlayışını benimsemiştir. Öyle ki, merhum Eşref Edip Fergan'ın Kara Kitap adlı eserinde(s: 52) yazdığına göre; "Otuz sene daha işi böyle sürdürebilirsek, din meselesini tamamen bertaraf etmiş oluruz" demiştir.

Yine Fergan'ın belirttiğine göre, Millet meclisi kürsüsünden "din zehirdir!" diyebilmiştir. (Fergan, a.g.e. s: 44)

Yine merhum Eşref Edip beyin nakline göre, Meclis kürsüsünden Celal Bayar'a şöyle hitap etmişti; "Şuna emin olunuz ki, memlekete kızıl tehlike bu sefer Muhammed'in bayrağı altında sokulacaktır."(Fergan, a.g. e. s:55)

Şükrü Saraçoğlu'nun vefatı hikayesi ise çok korkunçtur. Hafız Enver Galip Ceylan Hocaefendi'den nakledilenlerin hülasası şöyledir:

Saraçoğlu diye bir herif vardı. Bu adam hastaymış. Nişantaşı'nda oturuyormuş. Bir gün biz Şişli Camiinde müezzin arkadaşlarla otururken bir kadın geldi. "Rica ediyorum, bir hafız efendi istiyorum. Çok ağır vaziyette bir hastamız var, başında Yasin okumasını istiyoruz" dedi.

Bu isteğin ardından hoca efendinin kardeşi hafız Mehmet Ali kadınla birlikte gönderilir. Ancak Hafız kısa bir süre sonra geri döner. Neden çabuk döndüğü sorulduğunda şu cevabı verir: "Adam öldü. Ben ömrümde böyle bir şey görmedim. Adamın öyle korkunç, simsiyah, kömür gibi bir suratı var ki, bakılamıyor. Öyle bir ızdırap içinde, öyle bir bağırıyordu ki, heyecandan ben bir şey okuyamadım. Biz içeri girdikten beş dakika sonra öldü."

Bu arada hafız, kapıdan çıkarken, apartmanın kapıcısı, Şükrü Saraçoğlu'nun öldüğünü öğrenince, "Hey ya Rabbi, bu apartman kurtuldu ya. İğneler vuruluyor, ilaçlar veriliyor, ama adam sabahlara kadar danalar gibi bağırıyordu. Kimse uyku uyuyamaz olmuştu" diyor.

Öte yandan Cumhuriyet tarihinin en çok tartışılan yasalarından biri olan "Varlık Vergisi", Şükrü Saraçoğlu Hükümeti tarafından uygulandı. Aralık 1942 ve Ocak 1943'te İstanbul'da gayrimüslimlere ait binlerce taşınmaz mülk el değiştirdi. El değiştiren mülkler arasında İstiklal Caddesi'ndeki yapıların büyük bir kısmı bulunuyordu. Satılan mülklerin % 67 kadarı müslüman Türkler, %30 kadarı resmi kurum ve kuruluşlar tarafından alındı. 21 Ocak 1943'ten itibaren İstanbul'da binlerce gayrimüslime ait ev ve işyerleri haczedilerek haraç mezat satıldı. Bu uygulama sırasında binlerce gayrimüslim Türkiye'yi alelacele terk etmek zorunda kaldı.

Sebebi anlaşıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son zamanlarda, sık sık son derece mutedil açıklamalarda bulunmasının sebebini merak ediyordum. Yukarıdaki fotoğrafı görünce anladım. Kemal bey DUT yiyor. Yiyince de tabii ki dut yemiş bülbüle dönüyor.

Dut yemiş bülbüle dönmek; önceleri çok konuşurken artık sesi çıkmaz olmak.

Dut yiyen bülbüllerin bağırsakları bir süre bozulur. Bu sebeple bülbül bu dönemde ötemez.

CavvvCavvv

G.Birliği Başkanı İlhan Cavcav, "UEFA, özellikle 3 Temmuz'dan beri şike olarak lanse edilen olayların Türk futboluyla bir ilgisi olmadığını bir kez daha tescil etmiş oldu'' diye konuştu.

- Bizler son bir yıldır, Türk futboluyla hiç ilgisi olmayan bir şike olayıyla yatıp kalkıyoruz hau2026 Salağız biz ya!

NOT: Madem şike olaylarının Türk futboluyla ilgisi yok, PFDK, neden bazı isimlere cezalar verdi Sayın Cavcav!u2026 Haydi bunun da cevabını ver bakalım.

Kıskançlar!

İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Cristobal Gonzalez-Aller Jurado, ''Avrupa'dan Türkiye'ye kıskançlıkla bakıyoruz" dedi.

- İyi de Türkiye'den Avrupa'ya kıskançlıkla bakanlara ne demeli!

Yeni bir suistimal kapısı!

Özel hastanelerin, devletten daha fazla para koparabilmek için neler yaptıklarını buradan yetkililere anlatmama gerek yok herhalde. Ama gene de hatırlatma yapayım. Rutin bir hastalık için özel bir hastaneye gittiğinizde, sizin için hiç de gerekli olmayan, tahlil ve film istekleri yapılıyor. Böylece bu ek hizmetlerin ücreti devletten alınıyor. Şimdi yeni bir suistimal uygulaması daha geliyor.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''İlk kez 'yol desteği' adlı bir icraatı uygulamaya koyacaklarını söyleyerek, "Sağlık kuruluşlarımızın yurt dışından getirecekleri yabancı hastaların uçuş giderlerini yüzde 50 oranında ve hasta başına bin dolara kadar destekleyeceğiz" dedi.

Bu uygulamanın doğru olduğuna inanmıyorum. Hasta başı bin dolar ne demek? Hem uçak paralarının yarısını da vereceksin. Hasta neredeyse cebine para koyup gidecek. Türkiye'de sağlık masraflarının Avrupa'dan daha ucuz olduğu zaten bilinen bir şey. Bu uygulamayla birlikte özel hastaneler ve hatta devlet hastaneleri yurtdışından hasta ithal etmeye başlayacak. Yerli hastalara yer kalmayacak. Çünkü bizim hastalar bin dolar etmez öyle mi?

Kurban olduğumun bürokrasisi... Bu yabancı hastalar için bin dolar vereceğine bizim hastaların masraflarında elle tutulur bir indirim yapsanız olmaz mı?

İyi düşün!

El uzatana, "Allah versin" demesi kolayu2026

-Peki sana kimin verdiğini biliyor musun?

İSİM OYUNU

Ahmet Çakar

Yaşar Çakmaz

Aykut Kocaman

Yalçın Küçük

Abdullah Gül

Cemil Çiçek

Taner Yıldız

Şenol Güneş

Aziz Yıldırım

Mehmet Şimşek

****

F.Bahçe'nin yeni başkanı!

Kimse aksini iddia etmesin. F.Bahçe'nin yeni onursal başkanı Aziz Yıldırım Demirören'dir. Baksanıza Beşiktaş, Avrupa kupalarında yok, olmayacağı söylenen F.Bahçe ise var. Eğer F.Bahçe Avrupa Kupaları'na katılabilirse, bunu Aziz Yıldırım'a değil, Yıldırım Demirören'e borçludur.

****

İtidal!

Askerimizin kafasına çuval geçirdiler.

İtidalli olduku2026

Mavi Marmara'ya baskın yaptılar.

İtidalli olduku2026

Karakol bastılar.

İtidalli olduku2026

Uçağımızı düşürdüler.

Yine itidalli olduku2026

Kısacası, her şeyde İTİDAL davranmaktan, bir gün de İHTİLAL yapacağımıza İHTİMAL vermiyorumu2026

-

Onlar da biliyor, en güvenli yerin neresi olduğunu.

-

Avrupa'nın en büyük, 1 metre 30 santim boyundaki Napolyon Balığı, İstanbul Bayrampaşa'daki Turkuazoo Akvaryum'da sergilenmeye başlandı. Peki neden en büyük Napolyon balığı getirildi? Cevabını Napolyon'dan alalım: Para, para, parau2026

HAFTANIN OLAYI

Komşu, komşunun uçağına muhtaç değil.

Anında düşürüru2026