Dolar (USD)
34.46
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3008.57
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Nisan 2022

Emperyalizmin yeni oyunu; İmran Khan ve Şahbaz Şerif!

Pakistan’da muhalefet hükümet içerisinde bulunan bazı milletvekillerinin istifasını sağlayarak Başbakan İmran Khan iktidarının düşmesini sağladı. Başbakan İmran Khan iktidar içerisinde bazı milletvekillerinin istifası sonrası meclise verilen gensoru oylaması sonrası hükümetin güven oyu alamayacağını anlayınca çareyi Cumhurbaşkanı Arif Alvi’ye yaptığı çağrı ile meclisi feshettirmekte buldu.

Bu durum bize hiç yabancı gelmedi. Hatırlarsanız 1977 sonunda 11 milletvekilinin CHP’ye transferi ile gerçekleşen Güneş Motel olayı bugün Pakistan’da yaşanan olayın tıpatıp aynısı. Benzer şekilde 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 krizi yaşanmış ve DYP başta olmak üzere bazı siyasi partilerin genel kurul salonuna girmeyerek seçimi geçersiz kılması ve yine yakın tarihimizde İYİ Parti’nin seçime girebilmesi için CHP’den transfer edilen 15 milletvekili hadisesini hatırlayalım.

Tüm bu yaşananlar esasında bir nevi siyasi darbe niteliğindeydi. İşte şimdi Pakistan’da olan tamda buydu. Seçimle iş başına gelmiş iktidar ile bir yıl sonra girilecek seçimlerde sandıkta hesaplaşma yerine ülkeyi kaosa sürükleyecek bir adımın atılması hiç de kabul edilebilir bir durum değil. Böylesi hareketler genellikle dış destekli cereyan eden olaylar.

İmran Khan son dönem Pakistan siyasetini belirlerken ABD merkezli dış politikayı terk etmeye başlamış ve ülkesinin çıkarları neyi gerektiriyorsa o yönde bir siyaset izlemeye başlamıştı. Rusya ve Çin ile ticari ve siyasi ilişkilerini geliştirirken Türkiye ile yakınlaşmayı da ihmal etmiyordu.

Hatta 2020 yılı içerisinde Pakistan Hava Kuvvetleri Komutanı Türkiye’yi ziyaret etmiş ve ortak İHA-SİHA üretimi üzerinde mutabakat sağlanmış idi. Dünya üzerinde nükleer güç sahibi ülke konumundaki Pakistan’ın Türkiye ile işbirliği batı merkezli güç odaklarını ve işbirlikçilerini rahatsız ettiği gerçeğini göz ardı etmeyelim.

Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası BM Genel Kurulu’nda Rusya’nın kınanması yönünde yapılan oylamada Pakistan’ın “çekimserülkeler” arasında yer alması bardağı taşıran son damla olmuş olabilir.

1947 yılından beri Pakistan’da askeri vesayet hükümetleri hariç seçilmiş hiçbir iktidar beş yıllık görev süresini tamamlamayı başaramamış. Ülkede bir istikrar sağlanmaya görsün. Derhal bir el devreye giriyor ve ülkeyi kaosa sürüklüyor.

Ancak bu kez durum biraz farklı gibi duruyor. Pakistan halkı;“BenazirButto’yu yedirdik ama İmran Khan’ı yedirmeyeceğiz.”Sloganları ile sokaklarda gösteri yapıyor. Bu söylem bize yabancı değil. Öyle değil mi? Günümüzün Abdülhamit’i Erdoğan’ı yedirmeyeceğiz sloganlarını hatırlayın.

Tam olmasada Pakistan halkı sanki Türkiye’mizin 15 Temmuz sürecini yaşıyor gibi. Her ne kadar bu gösteriler kısa zamanda İmran Khan lehinde sonuç vermeyecek gibi dursa da gelecek seçimlerde ezici çoğunlukla halkın desteğini alacağınıbekleyebiliriz.

Bu arada Türkiye de İmran Khan aleyhinde başlatılan bir propaganda dikkatimi çekti. İmran Khan’ın meclisi fesih talebinin Pakistan siyasetini kaosa sürüklediği iddia ediliyor.

Hal bu ki İmran Khan bu hareketi ile; Pakistan siyasi tarihinde ilk kez Pakistan’ın tekerine sokulan çomağı kırdı ve “tekerlek durdurma” operasyonunu boşa çıkardı.

Tekerlek durdurma tabiri Pakistan’ın güçlü liderlerinden Benazir Bhutto’ya ait bir söylem. Butto öldürülmeden 1 ay önce tamamladığı Doğunun Kızı adlı hatıratında ülkesinde ne zaman istikrar, büyüme, kalkınma hızı ve ivme yakalansa CIA’nın “tekerlek durdurma” operasyonları ile Pakistan’ın önünü ve hızını nasıl kestiğinden bahseder.[1]

Peki biz olayı böyle yorumlarken neden İmran Han’a karşı bir duruş konulmaya çalışılıyor? Gelin birlikte onu irdelemeye çalışalım.

İmran Khan karşıtı söylemlerin temelinde Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesinde Pakistan’da faaliyet gösteren FETÖ okullarının kapatılması için destek vermediği iddiası var. Buna karşın İmran Khan’ın karşısında gensoru oylaması sonrası iktidara gelmesi muhtemel Şahbaz Şerif’in; “Türkiye'nin düşmanları, Pakistan'ın da düşmanlarıdır.” Diyerek Pencap Eyaletinde FETÖ okullarını kapatmasına vurgu yapılıyor.

Bu iddia kısmen doğru gibi dursa dason tahlilde gerçeği yansıtmıyor. Çünkü 2019 yılında İmran Khan Pakistan’da faaliyet gösteren FETÖ okullarının Maarif Vakfına devrini sağlamıştı. Elbette bazı hususların hayata geçirilmesi ülkelerin bazı dengeleri gözetmesi ile mümkündür. Devletler ikili ilişkilerinde ülke menfaatlerini gözeterek hareket ederler. Duygusal olarak değil.

İmran Khan’ın bu girişimini Türk Medyasında şu manşetle yer almıştı;

TBMM Türkiye-Pakistan Parlamentolararası Dostluk Grubu, FETÖ'nün Pakistan'daki okullarının Maarif Vakfı'na devri ve FETÖ yapılanmasının terör örgütü ilan edilmesi dolayısıyla Pakistan Başbakanı İmran Han'a mektup göndererek teşekkür etti.”[2]

Nitekim Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13-14 Şubat 2020 tarihinde Pakistan’a gerçekleştirdiği ziyarette mecliste yaptığı konuşma sonrası basın açıklaması yapan İmran Khan; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı överek, Pakistan'da seçime girmesi halinde kazanacağını ifade etmesi çok büyük bir ses getirmişti.

Kısacası Pakistan demokrasinin gereği seçimle iş başına gelen iktidarlar ile yönetilmelidir. Dış kaynaklı cin fikirler sonucu gerçekleşen askeri ya da sivil darbeler sonucu oluşturulan iktidarlar istikrarı sağlamakta yetersiz kalacaktır.

Buraya kadar ortaya koyduğumuz değerlendirmemizin yanında Türki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kabinesinin değerlendirmesi ve Pakistan’da gerçekleşen bu durum karşısında ülke politikası anlamında izlenmesi gereken yol haritası bizim için rehber olacaktır.

Bekleyip göreceğiz…

12.04.2022



[1]İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Vakar Padişah ve Türkiye-Pakistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ali Şahin’nin birlikte kaleme aldıklarıbir makaleden alınmıştır.