Emperyalizmin pençesi
Kendine demokrasi ve medeni diyerek dünyayı sömüren istiklal şairimizin ‘tek dişi kalmış canavar’ dediği batı emperyalizminin pençesini geçirdiği ülkelerin birer ikişer sömürüden kurtuluşları Türk yüzyılını müjdeliyor. Çanakkale zaferi ile Emperyalizme teslim olmayacağını ilan eden Türk milleti, 21. Yüzyılda da mazlum milletlere özgürlük ve insanlık yolunda rehberlik edeceğini gösteriyor.
‘Takdir-i Hüda kuvve-i pâzû ile dönmez, Bir şem'a ki Mevla
yaka, üflemekle sönmez’ sözünü doğrularcasına Türkiye’nin öncülüğünde yakılan özgürlük
ateşi mazlum coğrafyalara hızla yayılıyor. Emperyalizmin planı gereği Çin ile
ABD arasında sıkıştırılan mazlum coğrafya, Türkiye alternatifiyle kendisine
nefes alacak bir alan buluyor.
Emperyalizmden kurtulma savaşı başta Gazze olmak üzere çok
kanlı ve acımasız seyretse de, demokrasi, insan hakları gibi batı mavallarının
gerçek amacını gören insanların hakka yürüyüşlerini durdurmaya, ABD’nin de,
Çin’in de, Batılıların da gücü yetmiyor.
Macaristan gibi bazı ülkeler iç güvenliklerini Çin’e, dış
güvenliklerini ise ABD’ye teslim ederek, Rusya ile de sonuna kadar iş tutarak
sömürünün pençesinden kurtulmak istiyor. Ukrayna’da işlerin tersine dönmesiyle
rahatlayan Rusya Devlet Başkanı Putin, seçimleri aldıktan sonra kolunu,
Avrupa’nın içlerine uzatacağının sinyalini veriyor. Bu yüzden, Afrika’daki
sömürgelerinden bir bir kovulan Macron, Ukrayna’da Rus birliklerinin
ilerlemesini durdurmak için Fransız özel birliklerini göndereceğini tekrarlayıp
duruyor.
Çanakkale’de dersini aldıktan sonra İslam dünyasının hamisi
Osmanlı’yı Gazze’den yıkmaya başlayan emperyalist canavarlarının pençeleri de
takdiri ilahi Gazze’de sökülecektir. Bir yandan milyarlarca dolarlık mühimmat
gönderdiği Netanyahu’ya Refah’a saldırması için yeşil ışık yakanların diğer
yandan havadan veya denizden yardım tiyatrosuyla insanlığın tepkisini azaltma
girişimleri de ABD’yi bataktan kurtaramayacak. Kongre baskınıyla kurulu düzeni
sallayan Trump’ın “Şimdi eğer seçilmezsem, bu herkes için bir kan banyosu
olacak” demesi, bugüne kadar başka insanların ülkelerinde kan banyosu
yaptıranların sıranın erinde sonunda kendilerine geleceğini sömürü düzeninin içerden
yıkılacağına işaret ediyor. Biden, tıpkı Obama döneminde Suriye’de yaptığı gibi
tavşana kaç tazıya tut diyerek İsrail’e karşı alınacak BM kararlarının önüne
geçiyor. Sahada hiçbir karşılığı olmayan bu yardım tiyatroları kamuoyunu ikna
etmekten de çok uzak. Sadece kendi yalanlarına kendileri inanarak bir şeyler
yaptıkları konusunda kirli vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar.
ABD’nin AFRİCOM komutanı General Michael Langley ve
Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee’nin tehditlerine boyun eğmeyen Nijer, ABD
ile askeri iş birliği anlaşmasını feshederek, derhal ülkede bulunan askerlerini
çekmelerini istedi. Geçtiğimiz yıl Fransız sömürgecilerini kovan Nijer’in Rusya
ve Türkiye ile yol yürüyeceği düşünülüyor. ABD’nin 100 milyon dolara yaptırdığı
"Niger Air Base 201" adlı çöl insansız hava aracı üssünün
boşaltılmasında Türk SİHA teknolojisinin ve maliyetinin rolü yadsınamaz.
İki hafta önce Somali ile anlaşma imzalayarak Hint
okyanusuna açılan Türk Leventlerinin karşısına dikilemeyen Fransa, yine
sinsiliğe sarılarak Yemen ve Somali’de görevlendirilecek, BAE kamuflajı giymiş
üç bin kişilik Fransız Yabancı Lejyonu kurma sevdasında.
Gelelim turpun büyüğüne, Türkiye kamuoyu yerel seçimlerle
uğraşırken, PKK terör örgütü elebaşı Murat Karayılan, “Türkiye, Musul’u işgal
edebilir." Uyarısıyla, Türkiye ile Irak arasında imzalanan Kalkınma yolu
projesine karşı çıkılmasını istiyor. Irak’ın Kuzey’inde 10 Haziran’da yapılacak
seçimler için Irak Yüksek Federal Mahkemesi, Türkmenlere 5, Hristiyanlara 6
kontenjan ayrılmasının Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti. Bugüne kadar kaç oy
alırsa alsın beşten fazla milletvekili çıkartamayan Türkmenler ABD’nin bir
prangasından daha kurtulacak. 10 Türkmen’in oyu ABD güdümlü bölücü yapıların
bir oyuna denk sayılması rezaleti de böylece son bulacak.
Türkiye seçim sonrasında Irak ile ortak olarak yapacağı
operasyonda ABD’nin aparatı bölücü terör örgütünü etkisizleştirir, buna paralel
olarak da Irak devleti fitnenin kaynağı ABD-İsrail’i bölgeden defederse
emperyalizmin bir pençesi daha İslam ümmetinin ensesinden sökülüp atılacak.
Türkiye’yi sahada durduramayacaklarını bilenler uyduruk
verilerle yayınladıkları Hukukun üstünlüğü endeksleriyle FETÖ, PKK ve
fonladıkları elemanların devlete karşı işledikleri suçlardan kurtarılması içini
Hukukun Üstünlüğü endeksi ile köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu endekse göre
Türkiye 173. Sırada imiş. Avrupa’da ise sondan ikinci imiş. Türkiye hukuk
sıralamasında muhaliflerin bir şekilde affedilmediği ya yüksekten düşerek veya uçak kazasında veya zehirlenerek
öldürüldüğü Rusya’dan bile kötüymüş.
Afrika’da, Asya’da, Güney Amerika’da sömürü düzenleri
yıkılan emperyalizmin iç çatırdaması çok uzak değil. İç kamuoylarını İslam
düşmanlığı ile teskin etme dönemi de bitti artık. Bizden yüzyıldır 18 Mart’ın
intikamını almaya çalışanların hukuku, demokrasiyi ve insan haklarını
öğretmenin zamanı geldi. Çanakkale’den kuyruklarını sıkıştırarak o gün nasıl
defoluk gittilerse, bugünde bütün İslam coğrafyasından defolup gideceklerdir.
Yeterki biz bir olalım, hak ve haklının ardında sımsıkı duralım vessalam….