Dolar (USD)
35.36
Euro (EUR)
36.60
Gram Altın
2956.98
BIST 100
9830.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Temmuz 2019

Emperyalizmin gönüllü cariyeleri!

Müslüman Anadolu coğrafyası, üç yüz yıldır “Yeni Dünya Düzeni” kurma iddiasındaki küresel emperyalist sistemin, sapkın ezoterik merkezlerin “tek devletli, tek dilli ve tek yeni dünya dinli” projenin merkezinde ve hedefinde olan bir coğrafyadır.

Kısacası Kabala formatlı Yahudilik ve Hristiyanlığı İslam’a monte ederek Muhammed’siz bir din ile de İslam coğrafyasının kimyasını, birliğini ve dirliğini bozmak isteyen bu devasa çarkın hep hedefinde olduk.

Dolayısıyla bizler bin yıldır bu topraklarda sürdürülen ve sadece son 90 yıldır kesintiye uğratılan tarihin bu evresinde, eşref-i mahlûkat olan insanı değersizleştiren ve onu küresel finans çarkının işleyen bir cıvatası konumuna getiren küresel mafya düzenine karşı mücadele ediyoruz.

İlahı para, kıblesi moda, peygamberi marka olan bir düzene karşı insan olma mücadelesi veriyoruz.

Bu öyle bir savaş ki!

Hep derim bu savaş; içimizdeki Amerikanlaşmış devşirmeler, kripto ajanlar, profesyonel CIA beslemeleri, güce tapan, küresel çetenin oyuncağı olmuş, hafızası yitik, duyarsız, duygusuz korkak, satılmış uşak ruhlu, emperyalizmin gönüllü cariyesi olan vatansızlarla; aklıselim, kalbiselim, ahlak, erdem, irfan sahibi bağrı yanık, hafızası güçlü, cesur, anlı şanlı tarihimizin şerefli insanlarıyla yapılan bir savaştır.

Son elli yıldır sinsice örgütlenen insanlık ve İslam düşmanı bir terör örgütünün yol açtığı tahribatı telafi etmeye çalışıyoruz.

Bu öyle bir yapı ki hemen her darbede emperyalizmin uşağı olduğunu göstermiş.

Kimlerle görüşüldü!

Bakınız sadece 28 Şubat darbe döneminde FETÖ’de nasıl bir hareketlenme söz konusu.

31 Ocak’ta "32’nci Gün" programına davet edilerek orada hayatı, fikirleri, yaptıkları vs. işlendi. 22 Ocak’ta Alarko Holding’in iftarına katıldı. 23 Ocak’ta Papa II. Jean Paul, Ramazan Bayramı nedeniyle FG’ye bir kutlama mesajı gönderdi.

4 Şubat’ta Vatikan’a gitmeden önce Başbakan Ecevit ile görüştü. 9 Şubat’ta Vatikan’da "Dinler arası diyalog" adına Papa II. John Paul ile 30 dakika görüştü. M.İslamoğlu’nun “pabucu bile olamazsınız” dediği yıllar.

19 Şubat’ta Ortadoğu Barışı İçin Kiliseler Birliği’nden gelen üç kişilik heyetle görüştü. 25 Şubat’ta İsrail’den Sefarat Hahambaşı Eliyahu Bakhsi Doron ile görüştü. 7 Mart’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda farklı din adamlarıyla bir araya geldi.

9 Mart’ta Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı’ndan gelen bir heyetle buluştu. Bu heyet Ankara’da Başbakan Mesut Yılmaz, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Çevik Bir, Meclis Başkanı Hikmet Çetin ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile de görüşmüştü.

Ülkede Müslümanlar zulüm altında inlerken, seçilmiş hükümete darbe yapılırken örgütün ilgi alanına bakar mısınız? Vazifesinin başında!

28 Şubat darbesinden bir ay sonra da Sızıntı dergisinin Ekim sayısında “Son Karakol” adlı makalesinde, “...Ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz” diyerek süreci tamamlıyordu.

İngilizlerden alınan ödüler!

İngiltere’ye ve İngiliz kültürüne yaptıkları katkılarından ötürü de bol bol ödül almaktaydılar. Lord Rotherham, Londra'da, örgütün bu konuda yaptığı hizmetler nedeniyle yapılan ödül töreninde Fetullahçıların okul sayısını kendi okulları olarak kabul edip, övünerek "50'den fazla ülkede 500'den fazla okulumuz var" diyerek gururlanıyordu.

Tüm bunlar Türk milletine işlemedi. Çünkü bizim bireysel ve toplumsal kimliğimizi belirleyen ruhi, içtimai ve iktisadi faktörler batı kültüründen çok farklıdır.

15 Temmuz’a kadar gelinen süreçte bu ülkenin direncini kırmak için çok sayıda operasyon tertip edildi. Hala içeriden bölme çalışmaları devam ediyor. Emperyalizmin gönüllü cariyeliğini yapan vatansızlar boş durmuyor.

Lakin bu topraklarda hür olma gibi bir yükümlülüğümüz var bizim. Bu elbette sancılı bir doğum süreci. Küresel operasyonlara kalkan olabilirsek başarabiliriz. Eğer neyle mücadele ettiğimizi bilir ve akıllı olursak ülkemizi kurtarabiliriz. Aksi takdirde ülkemizi büyütemezsek onlar küçültecekler.

Bir yazımda şöyle bir cümle kurmuştum. Hele bu vakitten sonra bu toprakların geleceğinden ümit kesenlerle, çözümü Washington’da, CIA ofislerinde, Rothschildlerin malikânelerinde arayanlarla işimiz yoktur. Olmamalıdır.

Bu mesele sergi, konser ve kurusıkı hamasetle geçiştirilecek bir mesele de değildir. Evvela neyle karşı karşıya olduğumuzu idrak etmemiz gerekiyor.