Emirlikler' de 'Peker Poker' oynatanlar?

Peygamber ahlakıdır; ihanete yeltenmektense; Allah’a sığınmak, hapse girmeyi yeğ tutmak.

Mısır Azizinin hanımının kurduğu tuzak karşısında Allah’a sığınan; ‘istediklerimizi yapmazsan seni hapse atarız’ tehdidine boyun eğmeyen Hz. Yusuf şöyle cevap verdi ve

‘Ey Rabbim!" dedi, "Benim için hapis, bu kadınların isteklerine boyun eğmekten daha iyidir.

Hapis korkusuyla her istenileni yapmak her şeyden önce ahlaki bir sorundur, siyasi değil.

Detaylara bakmaktan büyük resmi görmez olduk.

Emirliklerde bir Türk vatandaşı üzerinden oynanan oyunlardan çıkan sabotaj kokularını, hinlikleri, yumuşamakta olan ilişkilere ekilmek istenen fitne tohumlarını konuşan yok.

Fas’a, ardından Emirliklere uzanan serüveni Körfez’in üzerine yıkmak istiyorlar.

Ve Suriye’de karşımıza çıkan, Libya’da Hafter’e var gücüyle yardım eden, Mısır’ı Libya’da üzerimize süren, Yunanistan’ı pohpohlayan, Doğu Akdeniz’e savaş gemileri gönderen, Mavi Vatan’a göz diken

Ve hiçbir yerde istediğini yapamayan Fransa’yı unutuyorlar.

Fas’a götürenin de, Fas’tan Arap Emirliklerine yönlendirenin de Suudi Arabistan ve/veya Arap Emirlikleri olduğunu anlatıp duruyorlar.

Fas’ta Fransa’nın ağına takılma ihtimalini neden kimse konuşup tartışmaz şaşarım.

Resmi dilin Fransızca ve ilişkilerin ne denli hem dem olduğunu bilenler; Fas’ta, Fransa’nın dışında kimsenin kimseyi alıp kendi emrine âmâda edemeyeceğini de bilirler.

Emirliklerde kurulan masa; karşıda duran sabit kamerasıyla, ses kalitesi, hazır metinleri, okuma ekranı ve dekoruyla profesyonel bir çekim ekibi işidir.

2003 yılında Amerikan işgalinde Amerika’ya dil uzatmakla meşhur Saddam’ın enformasyon bakanı Muhammet Sait Es Sahhaf da, Filistin Kurtuluş Örgütü Lideri Yaser Arafat’ın özel güvenlik birimlerinden sorumlu Muhammed Dahlan da Arap Emirliğindedir.

Es Sahhaf’ın Irakta görevi boyunca Amerika için çalıştığı neden sonra ortaya çıktı. Onu Irak’tan çıkartan tarafın da Amerika olması çok normaldi.

Dahlan için de aynı durum söz konusudur.

Yaser Arafat’a siparişle gelen zehri onun zerk ettiği iddia edilmişti.

Önce Ürdün’e ardından Arap Emirliklerine gidişini organize edelerin kimliğini sorgulamaya gerek kalmayacak kadar durum açık ve nettir.

Ona Arap Emirliklerinde sadece masa değil Televizyon kanalı bile kuruldu.

Arap Emirliklerinin İsrail açılımına, ikili savunma işbirliği ilişkilerine öncülük etti.

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’tan sonraki aday namzedi gözüyle bakılıyor tabi ki İsraillilerce.

Es Sahhaf’a neler vaat edilmişti bilemiyoruz.

Ama aradan geçen bunca yıla rağmen hala Emirliklerde, hala tek başına lekeli tarihinin acılı sonunu bekliyor.

Dahlan’ın da sonu farklı olmayacak.

Yaptıklarıyla kalacak, tarih onu ihanetleriyle anacak.

Bizim vatandaşımız da benzer bir tezgâhtan geçiyor.

Türkiye hedef alınıyor, Türk halkının öz güvenine darbe vurulmak, iç karışıklık, hükümet krizi çıkarılmak isteniyor, hedef değiştirilerek; failler gizleniyor, Türkiye’nin Körfez açılımı sabote ediliyor.

Hedef tahtasında; Türkiye Cumhuriyetinin iç dinamiklerini ve Körfez açılımını dinamitleme projesi var.

Bir taşla iki kuş.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de olduğu gibi bu da sonuçsuz kalacak.

Ortadoğu ve Afrika’da partneri Fransa’nın; ülkesindeki üslerinin bir köşesine, bir de masa kurup ‘Peker’e Poker’ denemesi yapmasına Emirliklerin diyecek bir lafı olmaz.

Bu masanın bir sonuç getirmeyeceğini onlar da biliyor.

Sorun; hapis korkusuyla memleketini hançerlemeyi içine sindiren vatandaştadır, bu girişimi engelleyemeyen Emirliklerde değil.

Sorun; Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısına dikilmekten çekinen güçlerin densizliği ile bir Türk vatandaşının hayâsızlığı sorunudur; birilerinin bir yerlerde neyi nasıl yapıp ettiği sorunu değil.