Emin Acar hocamızın ardından
Ankara'ya gittiğimde Hacı Bayram Camisinin yanındaki mekanına uğrayabilirsem kendimi mutlu addederdim. Orada, yanında içimi huzur doldurur adeta Ankara'nın yapmacık gelen sıkıcı havasından bir nebze olsun sıyrılırdım.
Ona baktığınızda, sohbetini dinlediğinizde rahatlar ve İslam'ın güzelliğini içinizde hissederdiniz.
Kendisi meslektaşımdı. Bizlere "Mesleğinizde iyi olun, teknolojik gelişmelerden yararlanın" derdi. Futbol oynama ile ilgili değişik ve orijinal düşünceleri vardı.
Dostlarla Bolu'daki Hayreddin Tokadi Hazretlerine bir yaz günü uğradığımızda Emin Acar'ı orada bulduk. Tadına doyulmaz sohbeti ayrı bir lezzetti.
Artık Ankara da, Bolu'daki bu mübarek mekan da onun vefatıyla boş gelecek. O zamanımızın vahalarındandı. Rabbimin merhameti üzerine olsun.
Yine Dr. Mustafa Eraslan hakkında
Daha önce iki değişik yazı yazdım. Kendisinden ses gelmedi. Halbuki gönderdiği cevabı aynen yayınlayacağımı deklare etmiştim. Önce sorumu tekrarlayayım:
Sayın Dr. Mustafa Eraslan, devamlı televizyonlarda idin. Kanserden iktidarsızlığa, kısırlıktan felçlere ve epilepsiden bunamaya (demans ve Alzheimer) kadar her türlü hastalığı damar açıcı (!) bir kimyevi madde ile tedavi ettiğini söylüyordun. Yeter ki paraları versinler ve senin ilacından (!) alsınlardı.
Batı'da bu yayını yapsa idin televizyonun önünde izdiham olur, seninle gurur duyarlardı. Nobel ödül komitesi hemen toplanır ve Nobel'i tıp dalında sana verirlerdi. Böyle söylüyordun.
Seninle iftihar edecekken birden kayboldun. Bu büyük Türk bilim adamının sesinin çıkmaması inan hepimizi üzüyor.
Yalnız iki ayrı dost okuyucum aradı ve duydukları rivayetleri dile getirdiler. Acaba doğru mu diye kendisine soruyorum:
Birinci iddia; Şiiliğe geçen bir şeyh, ortağı olduğunu söyleyerek tehdit ve kaba kuvvetle şirketi elinden almış. Artık paraları o kazanıyormuş.
İkinci iddia ise kendisinden mağdur olanların mahkemeye başvurarak yargılanmasını ve cezalandırılmasını sağladıkları yönünde. Eraslan hapis cezası almış ve suçunu tekrarlamaması halinde cezaevine girmeyeceği kararı çıkmış. 5 yıl içinde benzer suç işlerse eski cezasını da yenisi ile çekecekmiş. Bu yüzden 5 yıl dolana kadar hiçbir yerde görünmüyormuş.
Dostumuz bunları söyledi ve ekledi: "Herhalde internete pek girmiyorsun. Arama motorundan ararsan mağdurların siteler oluşturduklarını görürsün."
Gerçekten mağdur olanların açtıkları birçok site vardı ve hep bu kişiden şikayet dolu idi. Tekrar kendisine soruyorum:
Hakkındaki bu iddialar doğru mudur?
Değilse müstakbel Nobel adayımız neden hastalarımıza şifa dağıtmayı bıraktın?