Emily'ye mektup

Seçimleri geride bıraktık. Milletin şaşmaz basireti, Türk Hükümetine ekonomiyi düzeltip refah düzeyini yükseltmesi için şimdiye kadarki en ciddi uyarıyı yaptı. Muhalefeti ise taşıması zor bir yükün altına soktu.

Sosyal medyada yoğun olarak paylaşılan kısa bir anekdot, son bir yılda yapılan iki seçimde milletin ülkeyi yönetmeye talip Ak Parti’ye Hükümeti ve Meclis’i; ana muhalefet partisi CHP’ye ise su dağıtıp, çöp toplama görevi verdiğini, bunu becerebilirse başka görevler verebileceğini özlü şekilde anlatıyordu.

İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları, boş bir kasa ve milyarlarca dolarlık borçla koltuklarını devretmeye hazırdı. Ancak millet, balya balya paralarla kendilerine fayda sağlarken vatandaşın derdine de eğilmeleri gerektiğini hatırlatarak onları büyük bir sorumluluğun altına soktu.

Zaten bu yüzden İBB Başkanı Ekrem, henüz mazbata töreninde topu Cumhurbaşkanına atmaya çalıştı, tehdit eder gibi bir dille randevu için adeta yalvardı. Boş kasayla milletin beklentilerini karşılayamayacağının o da biliyor. Cenab-ı Allah, bir deprem durumunda İstanbullulara yardım etsin.

***

Partilerin işbirliğinin milletin lehine olduğunu vurgulayan Ekrem, “Kent uzlaşısı” adıyla işbirliği yaptığı partinin PKK’nın siyasi uzantısı olduğunun farkında, bunu gizleme ihtiyacı da duymuyor. Bu uzlaşıyı daha da ileri götüreceğini söyledi. Yeni dönemde İstanbul’u birlikte yöneteceği ekipte bol miktarda terörist uzantısı olacak. Yarım asırdır insanımızın canını alan, kanını döken, ekonomisini gerileten PKK ile işbirliği nasıl Kılıçdaroğlu’nun sonunu getirdiyse, Ekrem’in de sonunu getirecektir!

Van’dan bilinçli olarak aday göstererek seçtirdikleri uzun yıllar hapis yatmış “PKK sizi tükürüğü ile boğar” zırvasının sahibi Abdullah Zeydan daha ilk günden ülkenin gündemine oturdu. Zeydan’ın dağa adam göndermek dışında Van’ın problemleri ile uğraşacağını kim söyleyebilir? Terörist olduğu tescillenmiş biri hangi Avrupa kentinde belediye başkanlığı yapabilir? PKK’nın kendisini meşrulaştırmaya yönelik çalışmalara karşı Hükümet de gereğini yapacaktır!

Bu aşamada Koç Grubu’na da dikkat çekmek gerekiyor. Gezi olayları ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına geçen Koç Grubu, son seçimlerde muhalefete ciddi destek verdi. Şimdi de sporda kaos çıkarmanın peşindeler! Ali Koç, haddini bilmeli ve Fenerlilerin yakasından düşmeli!

***

Amily, Almanya’da yönetici pozisyonunda çalışan bir iş kadını. Çalıştığı şirket Türkiye’de yatırım yapmak istiyor. Almanya’da duyduklarını yeterli görmeyip Türkiye’nin son durumu hakkında benden bilgi istedi. Ona yazdıklarımı sizinle de paylaşayım: “Türkiye’de pandemiden sonra enflasyon halkın gelirini ciddi derecede eritti. Buna çözüm olarak hükümet kısa değil, orta vadeli bir programla çözüm üretmeye çalışıyor. Çözümün zamana yayılması halkı öfkelendirdi. O yüzden seçimde halk, oyları ile hükümete uyarıda bulundu. Halkın önceliği ekonomik çalkantının bir an önce durması ve fiyatların istikrar kazanması.”

“Kredi derecelendirme kuruluşları son dönemde Türkiye'nin notunu yükseltti. Türkiye, ürettiğini kısa yoldan Avrupa’ya satmak isteyen şirketlerin odağında. Yapılan yatırımlar da yüksek kâr getiriyor. Yabancı yatırımcıların öncelikli tercihi de genç ve yetenekli bir nüfus ve iş gücüne sahip olması...”

Bakalım Emily’nin şirketi Türkiye’ye yatırım yapacak mı?