Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
3000.00
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Ocak 2023

Emeklilikte Yaşa Takılanlar'a veda!..

Şu meşhur Emeklilikte Yaşa Takılanlar meselesi hakkında en fazla yazı kaleme alan, konuşma yapan, twit atan gazeteci olabilirim.

Gözümden kaçmadıysa, öyleyim.

İşe alınamayacak kadar yaşlı, emekli edilemeyecek kadar genç olan insanlarımız, gelip gelip dertlerini bize açtı.

Etrafımızdaki her üç kişiden ikisinin -bu arada kendimizin de- EYT’li olması konuyu hep gündemimizde tuttu.

Kısa sürede örgütlenen EYT’lilerin eylemlerini yakından takip ettik; yazdık, çizdik, haberleştirdik.

Bir gün sakin adam olduk, bir başka gün “Kızgın Adam.”

***

Televizyonlarda, IMF baskısıyla yapılan “Yaşa Takma” düzenlemesinin mimarı, şimdilerin hızlı CHP’lisi Yaşar Okuyan başta olmak üzere, maçın 85’inci dakikasında kural değiştirilmesini savunan kim varsa mümkün mertebe takıştık, tartıştık.

Konunun başta Sayın Erdoğan olmak üzere iktidar önde gelenlerinin gündemlerinde olması için kendimizce gayret sarf ettik.

Bu arada, birçok meselede olduğu gibi, EYT meselesinde de “çirkin politika”nın tezahürlerini gördük.

Emeklilikte Yaşa Takılanların haklarını savunma bahanesiyle ortaya çıkanlardan bazılarının, bu işi sırf “iktidara oy kaybettirmek” için yaptıklarını gördük.

Bazı gruplardaki bir takım tipler, “iktidara” karşı nefret dalgası oluşturmaya çalışıyorlardı.

Oysa, maksadı bağcı dövmek değil de üzüm yemek olanlar böyle yapmazdı.

Biz, “saygısızlık etmeden güzel güzel ikna etmeye çalışma” yöntemini izleyenlere destek verdik, diğerleriyle de mümkün mertebe takıştık.

EYT meselesini sırf “iktidara zarar vermek için” kullanan istismarcılarla mücadele ettik!

Sonuçta…

Evet, bir vakitler “asla olmaz” denilen oldu.

Emeklilikte Yaşa Takılanlara emeklilik yolu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “müjde”siyle açıldı.

Konunun ayrıntılarına dair birçok yayın izlediniz bugüne kadar; uzmanlar emeklilikte yaşa takılanların, takılmayanların durumlarına dair bütün sorulara ayrıntısıyla cevap verdiler.

Bendeniz de, emeklilikle yaşa takılanlardan biri olarak ve emeklilik hakkını emeklilikte yaşa takıla takıla hayli vakit önce hak etmiş bir gazeteci olarak, bu konuda izleme moduna geçtim.

Yani, bu düzenlemenin şahsen hiçbir şekilde işine yaramadığı bir vatan evlâdı olarak…

Bu izleme ameliyesi sırasında, benim gördüklerimi sizler de görmüşsünüz.

Düzenlemenin mimarıyla birlikte siyaset yapan Eski SSK Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu..

İş başında olduğu dönemde, “mezarda emeklilik” olarak nam salan uygulamaları teklif eden pek muhterem parti başkanı, “Ben teklif ettim, oldu!” ya getiriyor işi!..

(İstanbul’daki pek muhterem “manevî oğlu” da, önceki dönemlerde büyük kısmı bitirilmiş olanların tamamını kendisine mâl etmekte mahir, malûm.)

Ne mevzu; batıran kendileri, yapan başkaları…

Yükü çeken başkaları, havasını atan kendileri!

*

Öte yandan efendim;

Altılı Masa’daki oyu küçük partilerden birinin ekonomici ağır isimlerinden birini de, “Elbette haksızlık vardı ve giderilmesini destekliyoruz ama önce üretim arttırılmalı” filan derken gördük.

Efendi, efendi!

Genel başkanınız uzun süre iktidarın önde gelenlerindendi, kısa sayılamayacak bir süre de başındaydı.

O vakitler, emeklilikle yaşa takılanlara yönelik haksızlığın giderilmesi için neler yaptı?

Ya da üretimin aniden patlaması için…

Bir şey yaptı mı?

Hem sonra, 23 yıllık mesele bu…

Emeklilikte yaşa takılanlar 23 sene önce, AK Parti henüz yok iken, mağdur edilmişler…

Bunca yılın ardından…

Kapıda da seçim varken…

Üretimin iyice artmasını mı bekleseydiler, devam mı etseydi bu durum böyle?

*

Sigortalı oldukları tarihten itibaren devletin kendileriyle yaptığı anlaşmanın gereği olan bütün yükümlülükleri yerine getirmiş insanlardan bahsediyoruz.

Siz devletinize güvenerek sigortalı olmuş ve ona göre bir yol haritası çizmişsiniz…

İşte “Şu kadar yıl prim ödersem şu yaşta emekli olurum, ondan sonra da şöyle yaparım” diyerek cüzi irade dahilinde bir şeyler plânlamışsınız.

Zamanın iktidarı,IMF’nin baskısıyla “küüüt” kural değiştirmiş ve sizin bütün plânlarınızı alt üst etmiş.

Düzenlemeyi geriye işletip, sizi mağduriyete uğratmış…

Yıllar içinde mağduriyete uğrayanların bir kısmı, büyük bir kısmı yani, yeni kuralları da karşılayıp emekli olmuş, yani uğradıkları haksızlıktan kaynaklanan “cezalarını” çekip emekli olmuş…

Geriye hâlâ emekli olamayanlar kalmış…

Devlet de, “haksızlığa bari bunlar için son verelim” diyerek bir düzenleme çıkartmış.

Şimdilerde bunlara “hak etmedikleri maaşı alacaklarmış” gibi davrananlar, hakaret edenler var.
Ayıptır!..

Günahtır!..

Efendim 42 yaşında emekli mi olunurmuş?

Yapmayın; birçoğu 50’sinden az önce, az sonra emekli oluyor…

Sanki hepsi 42, 43, 44’de emekli oluyormuş gibi bir havayı pompalayanlar var...

Ayıptır!..

Günahtır!..

Devlet’in sunduğu tarifeden sisteme girmiş bunlar.

Hani, “katılım bankası”na borçlandı diyelim biri…

Borcunu hangi vadede, ne kadarlık taksitlerle ödeyeceğine dair bir anlaşma yaptı katılım bankasıyla.

Bankanın, günün birinde şartları değiştirip, borçluyu ek mükellefiyetlere sokması hukuka, adalete uygun olur mu?

“Senin borcun iyice yaşlanmadan bitiyor, böyle olmaz!” diyerek vadeyi uzatabilir mi?

Uzatamaz.

Yani uzatırsa haksızlık yapmış olur.

Ha, merak edilmesin…

Emeklilikte yaşa takılanlar, aldıkları maaşçıkları götürüp Las Vegas’ta, Pensilvanya’da yemeyecekler!

Esnafın cebine gidecek, vergi olarak Devlet’in kasasına gidecek aldıkları…

*

Neyssse…

Akşamdan kalanlar vardır, bu Pazar gününü “dingin” kafayla geçirmek isteyenler vardır…

EYT meselesinden bıkmış usanmış olanlar vardır…

Yılın bu ilk gününde, daha fazla uzatmayalım.

Bir aksilik olmazsa, bu, EYT konusundaki son yazım olsun.

Binlerce teşekkür mesajı gelmiş, efendim ne önemi var, görevimiz.

Ha bu arada;

Bir vakitler, “EYT düzenlemesinin çıkmasına zinhar karşı olan” Öz Reisçi, En Hakiki Reisçi görünümlülerden bazıları, şimdi sıkı “EYT savunucusu” olmuş durumda.

Bunlar, İstanbul Sözleşmesi işinde de böyle yapmışlardı.

Biz “İptal edilsin” diye yırtınıp dururken, içlerinden böyle yapıyoruz diye sataşanlar, kaş kaldıranlar, olmadık şeylerle itham etmeye kalkışanlar vardı.

Sayın Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’ni iptal edince, birden dönüvermişlerdi.

Hep derim ya,
Kavanoz dipli dünya!