Emekliler için "intibak" şart!
SOSYAL Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, milyonlarca vatandaşımızın gündeminde olan “emekliler” meselesine dair birkaç teklifte bulunmuş.
Arz edeyim:
1- Tüm emeklilere, prim gün sayısı, sigortalılık süresi ve
ödenen primlere göre İNTİBAK yapılmalıdır
2- Emekli aylıklarında taban aylık uygulanmalı ve emekli
aylığı asgari ücretin altında olmamalıdır.
3- Emekli aylığı hesaplama sistemi değiştirilmeli… Ödenen
primler, prim gün sayısı ve emeklilik yaşının emekli aylığına ‘etki oranı
değeri’ arttırılmalıdır.
4- Sigortalı çalışmak özendirilmeli, emekli olduktan sonra
kayıt içi çalışanların emekli aylıkları her ay oransal olarak arttırılmalıdır.
5- Kayıt dışı sığınmacı çalıştırmanın cezası arttırılmalıdır.
(Bence bu herkes için geçerli olmalıdır. Sığınmacı olsun, olmasın! S.A.)
6- Asgari ücretle çalışanların sayısı azaltılmalı, asgari
ücret uygulaması işe başladıktan sonra aynı meslek kodunda bir yılın üzerinde
çalışanlara uygulanmamalıdır. Asgari ücret, sadece meslekte bir yıllık tecrübe
edinme sürecinde geçerli olmalıdır.
7- Meslek okullarında ve çıraklık eğitim merkezlerinde
eğitim gören ve mesleğini yapanlara emeklilikte avantajlar sağlanmalıdır.
Evet, Uzman tekliflerinden bir bölümünü bu şekilde
yansıttık.
Bu emekliler meselesi son derece “yakıcı” bir mesele.
Önceki gün, şöyle bir yürüyüş yaparken emeklilerin oturduğu
parka takıldı gözüm.
Boynu bükük, sessiz, hüzünlü insanlar.
Hemen yanında lüks bir restoran…
Tıklım tıklım dolu…
O restoranda dört kişilik yemeğin bedeli, tabandaki
emeklinin dörtte bir maaşına denk olabilir.
Emekli, şöyle yarım ekmek arası bir şey alsa, yanına bir de
ayran dese…
Bayağı dokunur, biliyorum.
Bu mesele çok önemli…
Çok büyük dengesizlikler var.
Seyyanen zamlarla da halledilebilecek bir mesele değil.
“İntibak” düzenlemesi üzerinde ısrarla durulmalı.
2000 öncesinde ve sonrasında emekli olanların maaşları
arasında “Aylık Bağlama Oranı”nın (ABO) gittikçe düşürülmesinden dolayı
büyük fark oluştu.
Adil olan, maaşın prim ödemelerine göre belirlenmesidir…
Kimin ne zaman emekli olduğuna göre değil!..
Bakalım, konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz İnşaAllah.
Siz de bizi takip edin lütfen.
Merhum Süleyman Özışık... Vefa!
Gazeteci Süleyman Özışık vefat etti.
Allah rahmet eylesin.
Mekânı cennet olsun.
Hatırlarsınız; bir ara hemen her gün “merkez” denilen
kanallara çıkıyordu Özışık kardeşler..
Bilhassa Hadi Özışık ve Merhum Süleyman Özışık.
Siyasi görüşleri, savundukları belliydi. Bazı yorumlarına
katılmasam da…
Bazı tepkilerine tepkiyle karşılık versem de…
“Milli” meselelerde Türkiye’nin tezlerini
savunurlardı.
“Milli” meselelerde mutabıktık yani. Mutabık
olmadığımız noktalarda, duruşumuzu ortaya koyduk.
Ne diyorduk, “Bir ara hemen her gün ‘merkez’ denilen
kanallara çıkıyordu Özışık kardeşler…”
Sonra ne oldu?
Hadi Özışık’ın Sedat Peker ile bir konuşması düşürüldü
gündeme.
Hata etmişti, yapılmaması gerekeni yapmıştı…
Bunu Hadi de söyledi.
Sonrasında…
Bu olaydan hayli vakit sonra…
Hadi Özışık’ın feryadı.
Bizim de sosyal medyamızda yer verdiğimiz şu sözleri:
“Tamam da ben ne yaptım size ya? Ben ne yaptım kardeşim?
İlk defa böyle sesimi yükselterek konuşuyorum; ne yaptım ben size? Sedat Peker
ile konuştum diye beni hain ilan ettiniz, şimdi de onun bunun kucağına
atıyorsunuz, al başına gelecekler ne olursa olsun önemli değil. Öldükten sonra
bir şey söyleriz! Ben ne yaptım size kardeşim? 60 kişinin çalıştığı yayın
grubuna ambargo koyuyorsunuz, ben ne yaptım? Kardeşim Süleyman Özışık ne yaptı,
ne yaptı da evinde aç, susuz, 19 aydır kirasını ödeyemiyor, işsiz kalmış, ne
yaptık biz ne yaptık? Birisi bize söylesin!”
***
Şimdi…
Merhum Süleyman Özışık için “Fatiha”mızı okuduktan
sonra…
Hadi Özışık’ın yukarıdaki “feryat” cümleleri üzerine
tefekkür edelim. Bu konuyu Özışık’ların terk edildiği günlerde ele almış ve “vefa”nın
Muhafaza-KÂR Camia’da ne kadar az bulunur bir güzellik olduğunu vurgulamıştık.
Bugün…
Daha derin tefekkür!..
Süleyman Özışık vefasızlıktan şikâyet ederek gitti bu
dünyadan.
Niceleri, niceleri var böyle…
Çokça alkışlanan ve günün birinde terk edilen!..
Merhuma Rahmet,
Tefekküre Davet!
