Emcüklü embesiller
Eğitim sistemimizin olmazsa olmazı olan talim ve terbiye rafa kaldırılıp eğitim sistemi millileştirme adı altında içi boş bir teneke haline getirilince olanlar olmaya başladı ve diplomalı cahillerin çoğalması ile de bugünkü garabetleri yaşar hale geldik veya getirildik.
Üniversitelerimizden mezun olan gençlerle yapılan
röportajlardan da anlaşıldığı gibi bu cehalet artarak sürdürülmeye devam
ettikçe bu günleri arar hale gelebiliriz.
Bu başlık altında, insanın özgür düşünme yetisini
kaybetmesi, ideolojik ve maddi çıkarlar uğruna kendi ahlaki ve entelektüel
değerlerinden ödün vermesi gibi konuları inceleyebiliriz.
Günümüz dünyasında, bilgiye erişim ve iletişim teknolojileri
inanılmaz bir hızla gelişiyor. Ancak bu gelişmeler, bireylerin düşünme
özgürlüğü üzerinde beklenmedik baskılar da yaratıyor.
İnsan, kendi düşüncelerini ve değerlerini bir kenara
bırakmamalı.
Başkalarının çıkarları doğrultusunda hareket etmemeli.
Böyle bir hatalı duruşun öznesi olmak olsa olsa embesillik
olur.
Bu durum, toplumsal ve bireysel düzeyde ciddi sonuçlara yol
açtığının örneklerini hemen her gün bizzat görenlerdenim.
"Emcüklü embesil” kavramı bireyin, kendi özgür iradesi
ve eleştirel düşünme kapasitesini, maddi çıkarlar, güç, ün veya ideolojik
bağlılıklar uğruna terk etmesi anlamına gelir. Bu durum, bireyin kendi ahlaki
değerlerinden sapmasına ve başkalarının çıkarları doğrultusunda hareket
etmesine neden olabilir. Bu tür bir zihinsel kölelik, kişinin öz benliğini
yitirmesi ve başkalarının kontrolüne girmesiyle sonuçlanır.
Tarih boyunca, bu kişiliksiz kişiler çeşitli şekillerde
karşımıza çıkmıştır. Eski dönemlerde, dini liderler veya krallar, halkın
akıllarını kontrol altına almak için ideolojik baskılar kullanırdı.
Modern çağda ise medya, propaganda ve ekonomik çıkarlar,
bireylerin düşünme biçimlerini şekillendiren başlıca araçlar haline gelmiştir.
İdeolojik manipülasyonlar, özellikle savaş zamanlarında, toplumu belirli bir
amaca yönlendirmek için kullanılmıştır.
Bugünün dünyasında, satılmış akıllar, medya, politika ve
akademik çevrelerde yaygın olarak görülmektedir. Medya aracılığıyla yayılan
yalan haberler, politik çıkarlar uğruna gerçeklerin çarpıtılması ve akademik
dürüstlüğün yerini alan çıkar ilişkileri, bu durumu gözler önüne sermektedir.
Bu süreçte, bireyler, kendi özgün düşüncelerinden uzaklaşarak, başkalarının
düşüncelerini benimsemekte ve savunmaktadır.
Akletmek yerine yapay zekâ ürünü sapkınlıklar, toplum
üzerinde yıkıcı etkiler oluşturmaktadır.
Toplumun düşünsel zenginliği ve çeşitliliği azalır,
eleştirel düşünme kapasitesi körelir ve nihayetinde toplumsal gelişim duraklar.
Ayrıca, bireylerin kendi değerlerine yabancılaşması, ahlaki çöküşe yol
açabilir. Bu, toplumsal bağların zayıflaması ve bireyler arasındaki güvenin
sarsılmasıyla sonuçlanır.
Kişilikleri dumura uğramış bu embesillerle mücadele etmek
için, bireylerin eleştirel düşünme yetilerini geliştirmeleri ve kendi
değerlerine sadık kalmaları teşvik edilmelidir.
Eğitim sistemi, bireyleri özgür düşünmeye yönlendirmeli ve
medya okuryazarlığı gibi kavramlar yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca, toplumsal
bilinç ve etik değerler güçlendirilmelidir. Kişisel çıkarlar yerine toplumsal
yarar ön planda tutulmalıdır.
Düşünceler akıl vasıtası ile sansürlenmediğinde oluşan zekâ,
hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük bir tehdit oluşturur. Özgür
düşüncenin yerini çıkar ilişkileri aldığında, hem bireyin hem de toplumun
geleceği tehlikeye girer. Bu tehlikeden korunmak için, eleştirel düşünme,
ahlaki değerler ve toplumsal bilinç gibi unsurların önemi vurgulanmalı ve
bireyler bu yönde eğitilmelidir.
İşin belki de en üzüntü verici yanı embesil zekâlardan
toplum üzerine yayılan zehir zemberek çıkışları referans alıp durumdan vazife
çıkarmak ve bu sapkın kişiliklere şöyle yâda böyle sebepler üzerinden sahip
çıkıp birlik ve bütünlüğümüzü zedelemek için kullanmak.
CHP başkanının sırtında küfe ile miting alanına çıkması
nasıl vatandaşla dalga geçmek anlamı taşıyorsa, emcüklü bir embesili yanına
oturtarak poz vermesi de vatandaşla dalga geçmenin başka bir tezahürüdür.
Bu embesil yaratık, akletme özürlü olduğu için ağzından
çıkanı kulağı duymamıştır. Halk arasında oluşturduğu infialinde farkında
değildir.
Koca bir parti başkanının bu embesil yaratığın pespayeliği
üzerinden siyaset kurumunu yıpratıcı ulu orta atıp tutmasını anlamlandırmak ve
aynı kareyi paylaşarak vermek istediği mesajın ne anlama geldiğini de biri
anlatsa iyi olur.
Cumhurbaşkanına ve ona rey veren vatandaşlara eleştiri
sınırlarının çok ötesinde hakaret eden bir zavallı üzerinden toplumu germek en
iyi ifade ile alçaklıktır.
Alçakların omuzlarını basamak olarak kullanan her kim ve
kurum olursa olsun milli birlik ve bütünlüğümüz için tehdittir tehlikedir.
Had bilmezlere had bildirilmeli ki bir daha aynı haltı yeme
ve aynı aymazlıkta inat etme cesareti olmasın.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.