Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.19
Gram Altın
2984.75
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Emanetin ilkeleri: Ehliyet ve liyakat  (2)

Din bilginleri (ulema), ordu mensupları ve hâkimlerin (kadı) eğitimlerine özel önem verilip mükemmel yetiştirilmelidir. İnsanı ve toplumu, dolayısıyla devlet aygıtını, onların icraatları çalıştıracaktır. Devlet; inanç, adalet ve kılıçla yönetilir. Dünyada da ahirette de, cennet ve güzellik, “kılıçların gölgesi altındadır.”

Hâkimler ve valilerin sıklıkla değiştirilmesi, sonuçları itibariyle zorunlu olarak zulüm yapmalarına sebep olur. Bunun sonucunda halk perişan olur. Dolayısıyla dürüstlükle ve büyük gayretle millete hizmet etmiş devlet adamlarının uzaklaştırılması; iş görmüş emektar, yiğit ve cesur kişilerin, ayaklar altına alınarak itibarsız bırakılması devlet mekanizmasının işleyişinde sıkıntılara yol açar.

Makamlar ehline verilirse, devlet korunur, muhafaza olur. Devletin yönetimini, doğru ve temiz niyet ile adalet ve doğruluk icra ederse, zulüm ve fesat ortadan kalkar, işler kolaylaşır ve yönetici de hayırlı hatırlanır.

Makamlar için mutlak şart, liyakat, ehliyet ve değerdir (erdem). Seçkin memur ve amirle, şöhret, süs ve zevk bir araya gelmez. Koçi Bey, dönemi için donanımlı ve yetkin devlet adamlarının ilgi alanları için şu ifadeleri kullanmaktadır: “Devlet vekillerinde ve askerde gümüş at takımı, süs ve süs eşyası yoktu. Her birisinin göz koydukları; iyi at, keskin kılıç, cebe ve cevşen (zırh), mızrak ve yaydı.” Dolayısıyla vazife ve makamlar için, şöhret, ziynet, süslenme ve baht merakı olanlar tercih edilmemelidir.

Açgözlü ve hırslı olanlar, bulundukları makamlarda kaldıkları süreyi fırsat; ve fırsatı da ganimete bilirler. Onun için hile, oyun, yalancılık ve aldatmaca içinde olanlar, hemen ayıklanmalı ve vazifelerinden el çektirilmelidirler.

Adaletle ve doğrulukla iş görmek, bilgi, marifet, kemalat (olgunluk) özelliğidir. Bu vasıflarla birlikte, vazifeler için düzenli ve tertipli, temiz ve disiplin kişiler seçilmelidir. Nitekim düşüncesi parlak yöneticiler, “âlemi süsleyen doğru fikirleriyle” yeryüzüne ve insanlığa nizam vermişlerdir.

Edep ve usul sahibi, talim ve terbiyeleri en yetkin derecede olanlar, devlet ve millet için bir kıymettir. Dini ve namusu mükemmel olan bu sadık ve âdil değerler, -Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye nasihatinde dediği gibi- insanı ve devleti yüceltirler. Onun için ehliyet ve liyakat sahibi iyi adam, altın gibidir; korumak ve sahip çıkmak gerekir. Zira hazine ve ‘Beytülmal’, dini ve namusu mükemmel olanlara emanet edilir. Hazineyi koruyan kimseler, kendileri yemedikleri gibi halkın/ümmetin malını kimseye yedirmezler; kimsenin malını da zulmederek beytülmale sokmazlar.

Devletin ve milletin hazinesini zenginleştiren ve maliyesini dengeleyen yöneticiler, tutumlu ve iktisatlı olmazlarsa, memurlar da halk da onlara uyar. Böylece gereksiz ve aşırı harcamalarla müsriflik yaygınlık kazanır. Bilinmelidir ki israf, ülkenin ve bireyin servetini yıkıp yok eden en zararlı kemirgendir.

Koçi Bey, Risalesi’nde, yöneticiler, amirler ve memurların iyi yetişmiş, faydalı kimseler olması gerektiğine yer vermektedir. Ona göre iyi ve dene(nmiş)yimli, din ve devleti kayıran adam azdır. Yaramaz adamlar ise çoktur ve onlar iyilerin düşmanıdır.

Akıllı ve çabuk kavrayışlı kimseler, aklı başında basiret sahibi ve iffet sahibi kimseler oldukları için tercih edilmelidir. Hüner ve yeteneğine göre, bu donanımlı liyakat ehli kimselere, gerektiğinde iltifat edilmeli, ödüller verilmeli, terfi ettirilmelidir. Yani başarı ve fayda ödüllendirilmelidir; ancak başarısızlık ve zarar ise cezalandırılmalı, hesap sorulmalıdır.

Hain ve beceriksiz yöneticiler, şehirleri tahrip edip insanlara haksızlık yaparak eziyet ederler. Halktan ve milletten uzaklaşmış, onların kadru kıymetini bilmeyen hain ve merhametsiz görevliler, azledilip gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.

Karakter yoksunu devlet adamları, dalkavuklukların dostlarıdır. Kin, garez ve intikam, onların kişilik ve kimliği haline gelmiştir. Fitne ve fesat çıkartarak, zulüm ve rüşvet çarkının içerisinde, kendi çıkarları için devleti ve sistemi harap edip yıkarlar. Rüşvet ise, “fesat kaynağı ve sapkınlık tohumu”dur.

Kibir içinde topluma tepeden bakan devlet memurlarının zulümleri, para ve iktidar hırsı içinde sıradanlaşırsa, vazifelerin, servet karşılığında sahiplerini bulma tehlikesi doğar. Bu durumda dürüst ve donanımlı liyakat ve ehliyet sahibi yönetici, korku, kaygı ve dehşet içerinde kalarak görevini bihakkın yapamaz.

Erdem ve değer, insanları ve toplumları inşa ettiği gibi, devletleri de inşa edecek yegâne güçlerdir. Devlet ve vazifelerin emanetini taşıyanlar, erdem/değerle yüklü, liyakat ve ehliyet sahibi insanlar olmalıdır. Dünyadaki ve öte dünyadaki mutluluğun anahtarı, yetenekli, kabiliyetli, ufku geniş, vizyon sahibi erdemli yöneticilerin elindedir.