Elveda Ey Şehr – i Ramazan
“Ey oruç, diriltici rüzgâr, İslam baharı
Es insan ruhuna inip yüce ilham dağından
Kevser içir, âb – ı hayat boşalt kristal bardağından
Susamış ufuklara insan kalbinin ufuklarına” (Sezai Karakoç)
Ey Şehr – i Ramazan yangına uğramış yüreklerin, yalnız ve tenha sokakların, cemaatsiz camilerin, mahşeri kalabalıklarından azade kutlu beldelerinden yavaş yavaş çekiliyorsun. Yaralarımıza derman gibi, acılarımıza şifa gibi aktığın o kutlu zamanlarına veda ediyoruz.
Yüreğimiz yaslı, dünyamız ve dahi ülkemiz yaslı sen bizim yaslı gönüllerimize fer, dizlerimize derman, acıyla kavrulmuş hanelerimize bahar serinliği, nisan yağmurları gibi inen, sağaltan, arıtan hallerinle geldin ve şimdi gidiyorsun… Mahzunuz, kederliyiz.
“Uzun süren bir kuraklıktan sonra, dudakları çatlamış toprağından ötürü ellerini göğe kaldırmış çiftçi için birden boşanan yağmur neyse, biz Müslümanlar için, gelen bu oruç da odur.” Diyor Üstad Sezai Karakoç, ‘Samanyolunda Ziyafet’ kitabında.
Ölüm haberleri akıyor hala ekranlardan, nice haneye inen matemlerle, nice sönen ocaklarla, yaslı ve kederler kuşanmış bir dünya bıraktın arkanda. Zor zamanlara, manevi kuraklıktan çölleşmiş gönüllere iner gibi akıttın kutlu zamanlarını ey Şehr – i Ramazan. Hasret kaldığımız camilerimize gidemesek de evlerimizin tenhalarına sığınıp, ev ahalisinin yüzüne içten tebessümler göndererek, yüreğimize giydirdiğimiz sabır ve şükür elbisesine, sürur ve esenlik renklerini de ekleyerek cem olmaya çalıştık.
Evlerimizin manevi havası, bahar kokuları gibi vakti kuşandığında, içimize nice seferler başlattık sahur bereketinde, iftar sofralarının o eşsiz gök sofrasına benzer hallerinde, gecelerin aydınlığına uzanan, gözyaşıyla ıslanmış derin secdelerde ve dahi Kur’an’ın şifa akıtan ayetlerine sığındık…
Her yıl hiç şaşırmaz vaktini oruç mevsimi, onarmak için, diriltmek için, yeniden yeniden inşa için gelir. 14 asır önce nazil olan o Yüce Kitap sanki doğum gününü kutlar gibi Ramazan’ın son on gününde saklı Kadir Gecesi’nin sırlı vakitlerinde seslenir bize…
Ramazan cem olma ayıdır. Ramazan erdemler kuşanma, vermenin onurlu ve sonsuz güzellikte ve cömertlikte yücelten hallere bürünme zamanlarıdır. Tüm âlemleri kuşatan diriltici bir nefes gibi yaşlı, hasta ve yorgun dünyamızın üzerine esen bir şifa rüzgârı gibi gelen Ramazan’dır. İnsanlığın gözle görülemeyecek bir virüs belasıyla sınandığı zamanlarda ruha şifa gibi akandır Ramazan.
İslam’ın gür nidasının yankılanacağı, kurşun ağırlığında, ölüm sancısında ve buhranında bozguna uğramış bir insanlığa, sunulan şifa yağmurları gibi akıp gelendir Ramazan.
Kur’an’ın doğum zamanları, iniş zamanları, an an insanlığı inşa zamanları Ramazan’ın son on gününde gizlidir. Kadir Gecesi, kadri bilinen gece, cehaletin son bulduğu gece, uluhiyetten insanlığın dünyasına Kur’an’ın indiği yegane gece, Kadir Gecesi, buluşma gecesi, inşirah gecesi, arınma gecesi, kalbe yürüyüş gecesi ey yolcu, gafil olma…
Gök sofrası gibi hayat akışını şifa sularına taşıyan yegâne gece için gecelere seferler başlat. Yanık, içli, derin yankılı, gözyaşıyla ıslanmış secdelerin, yürekten duaların olsun.
“Oku” diye seslenildi sana unutma. Resule inen ayetler an an senin yüreğine de seslenilsin senin yüreğinde de yankı bulsun diye nazil oldu.
Ramazanın son on gününe gizlenmiş mübarek doğum gecesini o Kutlu Kitap’ın mübarek ve mağrur gecesini ara ve düş yollara. Bulamasan da aramış ol. Yüreğin yansın, gözyaşın sel olsun aksın gecenin ıssız zamanlarına. Seherlerin arıtan, ışıyan vakitlerine.
Senin kalbin nasıl ey yolcu. Elini sol göğsünün üzerine koy ve bak. Hisset. Nasıl atıyor. Her kalp Allah, Allah, Allah diye atar. Senin kalbinin yankısı nasıl. Bu Kitap sana nazil oldu mu? Hangi ayet sarstı seni, hangi ayeti derinden bir tefekkürle yaşamaya çalıştın, anlamaya çalıştın?
Ömrünün bir senesinde arayacağın bir Kadir Gecesi, O Kadir Gecesinin bir anı mutlaka vardır. Ama tüm seneyi tek bir geceye sıkıştırarak kendini diğer zamanlardan soyutlama, kandırma kendini. Kur’an senin her anına, gecene, gündüzüne, baharına, yazına, kışına iner unutma. Senin tüm zamanlarını kuşatır. Senin tüm anlarına diriliş aşısı vurur gibi akar. Senin sokaklarına, caddelerine, kalabalık şehirlerine, tenha köylerine, evinin her köşesine an an iner. Ömürlük bir gecedir Kadir Gecesi. Yaşam iksiri gizlidir her saniyesinde her anında, meleklerle beraber bir cemaat akıp durur sabaha kadar. Sen de o cemaate katılmaya çalış.
Sen hakikat yolcusu olarak, kadri bilinmiş Kadir Gecesi’ni aramaya çık ey yolcu. Unutma arayan bulur, nazlı bir hakikat yolculuğuna çık, unutma arayan insan arayarak, ağlayarak, iltica ederek bulur.
Dua diriliştir, dua çabadır. Sen de hayatı dirilten bir ayda, tüm yaşanmışlığını ve yaşayacaklarını dirilten bir gecenin bir anını aramaya, Kadir geceni aramaya çık. Hayallerin, isteklerin duadır. Hayallerinin gerçekleşmesi için çaba harcaman gerekmez mi? Dualarınla ve yaşantınla çıktığın bir tekâmül yolculuğudur bu unutma. Kendini an an sorgula. Kendini an an inşa edecek zamanlar için hazırla. Bölük bölük inen meleklerin zamanlarına doğru, arınmaya doğru, değişim ve dönüşüm için kalbinde meydana gelecek inkılaplar için seferlere çık.
Tüm anlamsız hal ve yaşantılarından arınmak için sana “Oku” diye sesleniş gönderen bir gecenin yılbaşını bulmaya çalış.
Müzzemmil Suresi’nin “Kur’an’ı tane tane, hakkını vererek oku” diyen ayetlerinin ışığında gecenin tam ortasında, gecenin sabaha yakın zamanlarında sana “İkra” diye seslenen o dost Kitap’a bir yürüyüş başlat.
Sor kendine kitaplılardan mısın, kitapsızlardan mısın? Ayetler nazil oluyor mu anlarına, zamanlarına, dünyana, hiç çekinmeden sor. Şimdi tam zamanı.
Şimdi kendini, kaderini, kadrini sorgulama zamanları. Şimdi yaşadığın kaderi, sağ ve sol omuzlarında o mübarek yazıcıların yazdığı dünya günlüğünü beğenmiyorsan, bıkmışsan, yormuşsa seni, artık huzur bulamıyorsan, Hızır soluklu bir gecenin içinden yeni bir kader ara. Silbaştan yeni bir günlük başlasın yazıcılar. Tövbelerin temizlediği, arındırdığı bembeyaz bir sayfa aç bundan sonraki hayatına unutma hiçbir şey için geç kalmış sayılmazsın.
Bir kurtuluş reçetesi gibi sana sunulan bin aydan hayırlı bir geceyi aramak için ne duruyorsun, hadi hemen yüreğine eğil, ayetlere eğil, Kitaba eğil… Artık Kitaplı bir gecen olsun, Kitaplı bir gündüzün ve dahi hayatın olsun… Sen büyük inkılapların karargâhı olan yüreğinde büyük kararlar alarak yeni başlangıçlar yapabilirsin. Buna gücün yeter ey yolcu unutma sen Ahsen - i Takvim üzere yaratılmış bir halifesin…
“Her yıl gelen kadir gecesi, Kur’an’ın mucize yüklü ağrılığıyla, arştan dünyanın göğüne indiği kutlu gecedir. O gece okunan Kur’an’lar, yukardan kâinatın üstüne inen Kur’an’a yeryüzünden yükselen bir yankıdır” diyor Üstat Sezai Karakoç…
Yollara çıkanlara, menziller arayanlara, okumak ve anlamak için gönül seferleri başlatanlara selam olsun. Kutlu zamanlarda mübarek Ramazan’ı uğurlarken, Kur’an yolculuğumuza yeniden başlayalım, şifa, merhem ve yol azığımız olan ayet ayet yüreklerimize nazil olması için içli yakarışlarımız, gönülden dualarımız olsun dostlar…
Rabbim hastalıklardan azade, bela ve musibetlerden uzak zamanların Ramazanına bizleri tekrar kavuştursun… Rabbim bizlere bu ay hürmetine, mübarek Kadir Gecesi hürmetine kurtuluş versin, salah versin, ruhlarımıza yeniden diriliş versin… Amin Amin…