Elonya'ya nasıl gidilir?
Elonya da neresi diyebilirsiniz. Haklısınız, zira dünya üzerinde böyle bir yer yok. Mars’ta kurulması planlanıyor lakin elimizde kesin bilgi, belge yok. Medyaya sızan haberlere dayanarak kendi kendimize bir çıkarım yaptık. Eğer böyle bir koloni kurulursa adı da koloniyi kuracak kişiye atfen olsa olsa Elonya olur dedik.
Nerden çıktı bu da şimdi de diyebilirsiniz. Haklısınız da…Memlekette o kadar sorun varken fanteziler ve faraziyeler üzerinden yazı yazmak da neyin nesi değil mi? Edebiyatla iştigal edenler bazen olacaklar bezen de hiç olmayacak olaylar üzerinde ironi yaparak günümüze üstü kapalı mesajlar göndermeyi severler. Meşhur söz “kızım sana diyom gelinim sen anla” kabilinden.
Gelelim yazımızın başlığına… Elonya’ya Nasıl Gidilir? Öyle ya madem Mars’ta da olsa böyle bir yer olacak. O zaman buraya nasıl gidileceğini de açıklamamız gerekirdi. Yalnız şunu peşinen belirteyim ki bu sorunun patent hakkı şair yazar dostumuz Özcan Ünlü’ye ait.
Ünlü üstad, Bir Nokta dergisinin Ağustos sayısında yayınlanan “Mars’a Düşen Göktaşı” hikâyemizi okuyunca hemen telefona sarılıp beni aradı. Selamdan sonra sorduğu ilk soru “Elonya’ya nasıl gidilir?” oldu. Ben de şaşırdım ilk anda. Peşinden “Yahu hocam bu Elonya’ya biz de gidebiliyor muyuz? Nasıl gideriz?” soruları da geldi. Tabi hikâyeyi yazarken bunları düşünmediğim için kem kümle cevaplamak zorunda kaldım.
Şimdi gelelim hikâyenin öyküsüne…
Tayyip Atmaca’nın teşvikiyle üç dört yıldır Açıkkara dergisi için mizahi hikâyeler yazıyoruz. İçimizdeki muzip çocuk ile ağır abi bir araya gelince ortaya böyle şeyler çıktı. Hatta bunlardan bir kaçını “İrfani’nin Küfesi” ismiyle kitaplaştırdık ve Açıkkara Dergisi olarak neşrettik.
Elonya meselesine tekrar dönersek, Elonya; bu ay Bir Nokta Dergisinde yayınlanan “Mars’a Düşen Göktaşı” hikâyemizde geçiyor. Hikâyeye göre Maskların Elon ile Gateslerin Bill dünyada çıkan hastalıklar yüzünden Mars’a bir koloni kuruyorlar. Kolonilerin birinin adı Elonya diğeri de Bilistan (Billonya)... Hikâyemizde bunlar dünyayı terk edince dünyada ne salgın kalıyor, ne savaş. Dünya güllük gülistanlık. Lakin Mars’ta durumlar biraz karışık. Zira Bilistan ve Elonya arasındaki ara bölgede başta Marsyum denilen bir maden olmak üzere farklı değerli madenler var. Bu bölgeyi bölüşemeyen koloniler birbirleriyle savaşa tutuşuyorlar. Tam bu sırada Mars’a yaklaşan ve tanımlanamayan devasa bir göktaşının gölgesi gezegenin üzerine düşünce birbirleriyle barışmaya hiç niyeti olmayan iki koloni savaşı kesip yaklaşan bu gök taşına odaklanıyorlar. Hatta korku, kolonileri o kadar sarıyor ki bir yolunu bulup dünyaya tekrar kaçmanın yollarını bile arıyorlar.
Bilistan Din İşleri Başkanı Papa 17. Bill, Müslüman olduğunu açıklıyor, kendisini sünnet eden doktora 50 bin Bill doları vereceğini ilan ediyor. Halk kilisenin çanını sökerek onun yerine radyo alıcılı devasa bir hoparlör takıp Kâbe’den beş vakit canlı ezan okutuyor. Bu da yetmiyor sokaklara dökülüp koloninin resmi dininin İslamiyet olması için nümayiş yapıyor.
Elonya’da ise Haham 17. Eloni; rüşvet karşılığında günah çıkardığı için kiliseyi suçluyor. Elonya Katolik Kilisesi iddialar karşısında kepenkleri kapatıyor. Papa 15. Maskeni istifa ediyor. Halk arasında onun da gizli Müslüman olduğu hakkında dedikodular yayılıyor.
Her iki kolonide bunlar yaşanırken sonunda gök taşının mahiyeti anlaşılıyor. Zira göktaşı sanılan cisim, bir uzay gemisinden başka bir şey değil. Hem de bizim Adanalı Karpuzcu Karaoğlan’a ait… Tafsilatı merak edenler Bir Nokta Dergisinin Ağustos sayısında bakabilir.
Özcan Ünlü üstada her ne kadar Elonya’nın iletişim bilgilerini veremesek de bu sorunun cevabını kendime bir ödev olarak kabul ettim. İnşallah bir hikâyede de Elonya’ya nasıl gidildiğini açıklarız. Gerçi bizim Adanalı Karpuzcu Karaoğlan, Antep sanayisinde toplattırdığı kaputu 83 model MAN, ön pancuru 65 model Magirüs, çamurluklar 75 model BMC, motoru 78 model 1210 Ford, şaşesi 79 model As Dodge olan ve şalgamla çalışan bir araçla gitmiş ama nereden, nasıl gitmiş şimdilik onu ben de bilmiyorum.