Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Temmuz 2021

Elmalı Davası!

Geçtiğimiz cumartesi günü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan aranıp dün (30 Haziran Çarşamba) Külliye’de yapılan ve Sayın Emine Erdoğan’ın katılacağı ‘Koruyucu Aile Günü Tanıtım Programı’na davet edildim. Öncelikle böyle önemli bir konuda hassasiyet gösterip çalışma yapmaları ve nazik davetleri nedeni ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına içtenlikle teşekkür ediyorum.

Gelelim asıl konumuza…
Son duruşması 21 Mayıs’ta yapılıp 17 Eylül’e ertelenen Antalya’daki annenin ve üvey babanın çocuklara karşı olan cinsel istismar olayı... Babaannenin şikayeti üzerine koruma altına alınan iki çocuk, üvey babaları R.A ve iki arkadaşı tarafından cinsel istismara uğradıklarını anlattıkları ve istismarın, adli tıp raporu ile kanıtlandığı bir dava sürecinin tahliye ile neticelenmesi oldukça üzücü.

Bu iki çocuk, deftere çizdikleri resimler ile cinsel istismara ve şiddete maruz kaldıklarını öyle bir anlattılar ki, medyaya düşen o resimlere baktığınızda kanınız donuyor. Bu resimler mahkeme dosyasına da girdi. İlkin anne ve üvey baba tutuklandığı, iki arkadaşları ise serbest bırakıldığı bir süreç yaşansa da daha sonrasında ise, görülen üçüncü duruşmada anne ve üvey baba tahliye edildi. Yargılamayı Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi yaptığı için ‘Elmalı Olayı’ olarak kamuoyunda gündem oldu.

Mahkemenin bu kararına karşılık avukatları aracılığı ile tahliyeye itiraz eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na hem teşekkür ediyor, hem de ümit ederim ki failler gerekli en ağır cezayı alana dek Bakanlık bu olayın peşini bırakmaz.

Şu an bu satırları, o iki çocuğun dışarı akıtamadığı gözyaşlarını akıtarak. Bir çocuğun canı yandı mı hepimizin canı acımalı. Onun gözyaşları aktı mı hepimiz ağlamalıyız. İçine akıttığı gözyaşlarının, sessiz haykırışlarının çığlıkları olmalıyız. Bir çocuk istismara uğradı mı, kıyameti koparmalıyız. Bir çocuğun canının yanması ile bin çocuğun canının yanması arasında hiçbir fark yoktur. Bu olay karşısında sessiz duran hiçbir anne baba, anneliği de babalığı da hak etmiyordur! Yer yerinden oynamalı! Dün başkasının çocuğuna uygulanan şiddet, istismar, yarın bizim çocuklarımıza da sıçrayabilir. Bu olaylar karşısındaki sessizlik, bu lanet olayı meşrulaştırmaya güç verir, değirmenine su katar.

Aciz, kendini ifade etmekte güçlük çeken, korkan, ürkek davranan çocukların sesi olmayan yetişkinlerdeki pişkinliği, korkaklığı anlayamıyorum! Birlik olup gür bir ses ile öyle bir haykırmalıyız ki gökyüzü inlemeli, faillerin üzerlerine ateş yağmalı, bu masum çocukların canını acıtanların misliyle, daha fazlasıyla öyle bir canını acıtmalıyız ki, tüm aleme ibret olmalı! İbret olmalı ki, daha da kimse masum çocuklara dokunmaya cesaret edemesin, temiz çocukların ruhlarını kirletmesin!

Yaşanan çocuk istismarları karşısında susan, sessiz kalan hiçbir kimse sonrasında kalkıp başka zamanlarda bize ahlak dersi vermesin! Namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum ki, tokat olur yüzlerine inerim! Ateş olur, bedenlerini yakarım!

Mahkemenin tahliye kararına gelince... Duruşma 17 Eylül’de görülecek. İnşallah Bakanlığın tahliyeye itiraz ve tutuklanmalarını talep etmelerini mahkeme ciddiye alır ve gereğini yapar. Kendi öz çocuğuna şiddet uygulayan bir annenin başkalarının çocuğuna şiddet uygulamayacağı ne malum? Kendi öz kızı istismara uğrar iken, sürece sessiz kalıp izlemeyi tercih eden anne, yarın öbür gün başka istismarlar karşısında nasıl çocukların sesi olabilir ki? Kendi öz kızını koruyamayan anneye yarın başka insanları, toplumu nasıl emanet edeceğiz? Peki üvey babaya ne demeli? Kendi kızına istismarda bulunan biri, yarın toplumdaki diğer çocuklara hangi gözle bakacak? Toplumu, çocuklarımızı, milli ve manevi değerlerimizi bu adama nasıl emanet edeceğiz? Yapılan eylemlerin bir karşılığı olması gerekmiyor mu?

Çocukların yaşadıkları travmalar karşılıksız mı kalacak?

Bütün bir toplum büyük bir çığlık olmalı, Elmalı Davası’nda failler en ağır cezayı almalı!