Elmadağ Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu
Kalbim gül yağmuruyla
yıkanırdı kapısından girerken… Nemli merdivenlerinden çıkarken karşılaştığım
öğretmenler, olanca resmiyetlerine rağmen içimi ısıtırdı. Edebiyat, Arapça,
Fıkıh, Siyer, Biyoloji… Daha o zamandan sevdiğim bütün derslerin şiirdekarşılığı
vardı. Tesis edilen devasa disiplin bahçesine bile sızmıştı okulumuzun. Belli
bir çizgiyi geçemez, geçip de karşı bahçeye gidemezdik kız arkadaşlarımla.
Yarım bir rüya gibi kalsa ve ancak rüyalarımda tamamlansa da imam hatipli olmak
bir ayrıcalıktı.
Hayatın garip bir
döngüsü, ferdin akıl sır erdiremediği bir işleyişi var. Bugün pek çok kuruma yazar
ve şair olarak gidiyor ve ancak imam hatip liselerinin kapısından girerken
kalbimin hâlâ o gül yağmuruyla yıkandığını duyumsuyorum.
Ramazan ayının
ortalarına doğru Elmadağ Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje
Okulu Müdürü Yusuf Bilgili Beyefendi’den ince bir davet aldım. Ramazan’ın sıcak
günleri olmasına rağmen okula giderken –nedenini sonradan anlayacağım- bir
dinginlik, heyecandan uzak bir huzur hâli vardı üzerimde. Sanki uzun zaman uzak
kaldığım bir beldeye bir dostu görmeye, onunla kahve içmeye gidiyordum. Ses
tonundan son derece sakin bir yapısı olduğunu hissettiğim müdür bey, kurum
bahçesinde karşıladı beni. Söyleşi esnasında mihmandarlık yapan edebiyat öğretmeni
Canan Eda Erdal hanımın da iştirak ettiği program öncesi sohbette diyanetten
kendilerine ciddi bir kitap desteği sağlandığını ve kimi öğrencilerin
yarışmalarda güzel başarılara imza attıklarını anlattı. Beklenti çıtası çok
yüksek olan müdürümüz okuma konusunda arzu ettikleri çıtaya ulaşamadıklarını
ifade ederek kaygılarını da dillendirdi. Öğretmenler kadar ailelere
kazandırılması gereken farkındalıklar üzerinde durduk.
Saatler 13.30’u
gösterdiğinde konferans salonuna gitmek üzere çıktık odadan. Okulun duvarlarını
süsleyen afişler arasından gençlerin “işte gelmiş” sesleri ve mahcup gülüşmeleri
ılık bir bahar tazeliğiyle gülümsetti yüzümü. Salona girdiğimde ön sıralarda
ortaokullu minik kardeşlerimi görüp, liselilerin yalnızca son üç sıraya
yerleştirildiğini fark edince büyük bir şaşkınlık yaşadım. Aslında küçüklerin
dikkatini çekip çekemeyeceğime yönelik haklı bir kaygıydı bu. Ancak gerek
konuşmam sırasında, gerek öğretmenimizin sorularını cevaplayıp programın son
dilimi için gençlerin sorularına geçtiğimizde, gerekse imza esnasında o körpe
dimağların ne lirik bir merak taşıdıklarını kalbim titreyerek müşahede ettim.
Elif Su, Elif, Eda, Arda, Kübra, Ali, Hüseyin, Semira, Ferdane,Ratibe Elif,
Beyza, Eda ve kalbinde yarının şiir bayrağını taşıyan onlarca kardeşim,
heyecanlarını avuçlarına alıp da dizildiler gözbebeklerime. Hassasiyetleri,
merakları, ilgi ve dikkatleri, kimi zaman ciddi kimi zaman afacan soruları ile
günümü güzelleştirdiler. Söyleşiye halk eğitim merkezinden katılan hanımefendiler
de vardı. Çocukların her gün okumaya zaman ayıracaklarına söz vermeleri kadar,
ablalarımızın okuma alışkanlığının yerleştirilmesi adına sordukları sorular da umudumu
artırdı. Programın başından sonuna varlığını hissettiren Teknoloji ve Tasarım
öğretmeni Gülçin Kutlu da doğallık ve samimiyetiyle içimi gülümsetenler
arasındaydı. Bu arada okul öğrencilerinden Tevfik Ali kompozisyon
yarışmalarında kazandığı ödüllerin yanı sıra yazdığı millî şiirlerle, roman
çalışması ve yazılım konusunda gösterdiği başarılarla Elmadağ İmam Hatip’in
temsili durumundaydı.
İmzadan sonra çiçek ve
onurluk takdiminde bulunan Yusuf hocam küçük bir hasbihâl daha gerçekleştirmek
için beni odalarına buyur ettiler. Samimiyet güzel. O odada seneler geçse de
unutamayacağım bir tablo seyretme imkânına kavuştum. Müdür Yardımcısı Tuğçe
Güler Deveci, Edebiyat öğretmenleri Burçin Keser ve Canan Eda Erdal, İngilizce
Öğretmenleri Abdulkadir Kaçmaz ve Ayşe Açıkgöz, Biyoloji öğretmeni Ayşen
Toprak, Meslek Dersleri öğretmeni Hümeyra Gül, Matematik öğretmeni Duygu Aslan
Cengiz sırasıyla yanımıza geldiler. Öğretmenlerimiz odayı bir yıldız silsilesi
gibi dolduruyor, hasbihal gittikçe koyulaşıyor ve dakikalar geçtikçe kurumdan
ayrılmak benim için çok zor bir hâl alıyordu. Her biri o kadar güzel ve içtendiler…
Bu arada İngilizce öğretmenimiz Abdulkadir Kaçmaz’ın da okuma ve yazmaya gönül
veren bir kalem sevdalısı olduğunu öğrendim. Kendilerinin bir de roman
denemeleri varmış. Döndükten sonra da bu muhabbetin yankı ve yansımaları
artarak devam etti. Kıymetli mihmandarım, öğretmenim Eda Erdal’dan gelen ince
mesaj akşamımı ışıttı.
Elmadağ
İmam Hatip Lisesi eğitimci ve öğrencilerine yolcuğuma kattıkları değer için çok
teşekkür ediyorum. Yollarının açık ve aydınlık olmasını diliyorum.
Selam ile.