Eleştirel düşünme niçin vazgeçilmez bir ihtiyaçtır?
Tarihin her döneminde düşüncemizi, aklımızı, kalbimizi, duygularımızı, düşlerimizi ve davranışlarımızı kontrol ve yönetmek isteyen dinler, devletler, ideolojiiler, gruplar, güçler, otoriteler, kitaplar ve kişiler olmuştur. Düşünceyi yönetmek ve manipüle etme durumu, günümüzde tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar yoğunlaşmış, derinleşmiş, karmaşıklaşmıştır. Düşünceyi yönetme, yönlendirme ve kontrol etme günümüzde bir endüstri haline gelmiştir. Reklam ve propaganda, düşünceyi kontrol ve yönetmek isteyen endüstrinin en güçlü pratikleridir. Günümüzde gerçek ortadan kalkmıştır. Her şey imajdır. Siyaset, din, kültür, yönetim, diplomasi, ekonomi, hep imajlar üzerinden yapılmaktadır. Siyasetçiler, oyumuzu ve rızamızı almak için her türlü düşünce ve duyguyu iğfal etme aracını kullanmaktadırlar Otoriter ve totaliter despotlar, diktatörler, monarklar, duygularımızı ve önyargılarımızı kullanarak hayatlarımız üzerinde tahakküm etmek için her türlü yolu denemektedirler. Milliyetçi, ırkçı ve fanatik grüruhlar, bireyleri kullanmak için her türlü zihin iğfal edici argümanı kullanmaktadırlar. İmajların yalancılığına ve yanıltıcılığına karşı, düşünce yoluyla köleleştirilmemek için tek yol eleştirel düşünmedir. Eleştirel düşünme olmadan kendimize özgü düşüncelerle siyasal, kültürel, manevi, ahlaki, kültürel ve özel alanlarda kararlar vermemiz ve tercihlerde bulunmamız mümkün değildir.
Eleştirel düşünme, hiçbir şekilde günah, utanç, yasak ve gayri meşru gibi kavramlarla sınırlanamaz. Eleştirel düşünme günah değil, en erdemli tecrübedir. Eleştirel düşünmenin günah ve yasak değil, özgür ve erdemli bir tecrübe olduğu şeklinde yeni bir bakışaçısına ihtiyaç vardır. Eleştirel düşünmeyi günah gibi kavramlarla bastırmaya ve kontrol etmeye çalışan kültürlerde, kimliklerde ve zihniyetlerde gerçek anlamda düşünme olmayacağı gibi eleştirel düşünme de olmaz.
Düşünmenin sonu yoktur. Düşünme tecrübesi boyunca varacağı sonuçlardan korkan kişiler, düşünemezler. Sonuçlarından korkanlar düşünemezler. Düşünme, açık uçlu bir tecrübedir. Düşünme tecrübesi boyunca birey, hiç arzu etmediği sonuçlara, kanaatlere ve fikirlere varabilir. Eleştirel düşünmenin amacı, kişinin yeni, sürpriz, heyecan verici farklı fikirlere ulaşmasını ve bakışaçılarını görmesini sağlamaktır. Eleştirel düşünme, bakışaçısını değiştirtme ve yenileme faaliyetidir. Halihazırda sahip olunan bakışaçısını sabitleştiren, olumlayan, güçlendiren ve tartışılmaz kılan düşünceler, eleştirel düşünme olarak değil, doğma olarak nitelenebilir. Doğmalar, düşünceler değildir. Doğmaların mutlak doğru olduğuna dair kanaatler, düşünme değildir. Doğma ve düşünme aynı şey değildir. Doğma, tek bir düşüncenin donmuş ve değiştirilmez formudur. Eleştirel düşünme ise, hiçbir düşünce formunda donmadan dinamik bir şekilde bütün düşünceleri, değerleri, kalıpları, kaynakları, kişileri, kimlikleri, kurumları sorgulayarak akletmek, hissetmek, duymak ve yaşamaktır. Eleştirel düşünme, bütün inançlarımız, alışkanlıklarımız ve kalıblarımız hakkında aklımıza şüpherler sokmalı, kalbimiz yeni düşüncelerle ferahlamalıdır. Şüphe, bunalım ve bunama değildir. Şüphe ve eleştiri, ferahlamadır, özgürleşmedir ve yenilenmedir.
Eleştirel, açık ve dinamik düşünme, başkalarının bizim gibi düşünmesi olmadığı gibi, bizim de başkaları gibi düşünmemiz değildir. Eleştirel düşünme, farklılıktır ve çoğulculuktur. Bizden farklı düşünen kişilerin düşünceleri, hiçbir şekilde yasaklanamaz, onlara entelektüel mobing uygulanamaz. Çoğu kişi eleştiriye açık olduğunu iddia etmesine rağmen, beş-altı dakikadan sonra muhatablarını susturmaya, suçlamaya ve onlara mobing uygulamaya başlarlar. Eleştirel düşünme, farklı olanı dinlemektir, onunla ilişkiye girmektir ve değişmeye hazır olmaktır. Değişmek yerine farklı olana kendini kapatan ve katılaştıran dinler, inançlar, kurumlar, kaynaklar ve kimlikler, düşünmeye ve eleştirel düşünmeye şiddetle karşıdırlar. Kapalı ve katı inançlar, kimlikler ve kurgular, düşünmeye ve eleştiriye giden bütün yolları kapatarak nihai kararlarını yüz yıllar öncesinden vermiş hayata ve düşünmeye giden bütün kapıları tarihleri boyunca kapatmışlardır. Düşünmeye ve eleştiriye giden yollara kapılarını kapatan doğmatik, kapalı ve katı kültürlerde, düşünmenin ve eleştirinin kapılarının ve yollarının tekrar açılmasını ummak, imkansızlık derecesinde zor olduğu gibi çoğu kez içi boş vehimden öteye geçememektedir.
Eleştirel düşünme tecrübesi konusunda kapasitemizin ve yeteneğin geliştirilmesi için soru sorma yeteneğimizin geliştirilmesi lazımdır. Soru sormada sınır yoktur. Çok soru sorma! diyen bir kültürde düşünme ve eleştirel düşünmenin olması mümkün değildir. Eleştirel düşünmenin esası, çok soru sormaktır. Eleştirel düşünme, insanın kendi kimliğini, kültürünü, toplumunu, kabullerini sorgulamasıdır. Kendi dışında her şeyin eleştirilmesine izin veren bir kültür, din, kimlik, eleştirel düşünmeye ve akla kapalı demektir. Eleştirel düşünme tecrübesinde hiçkimse, kendisini istisna yapamaz. İstisna yapıldığı andan itibaren, eleştirel düşünme eleştirellik ve düşünme niteliklerini kaybetmekte doğmatikleşme ve donma dediğimiz durum ortaya çıkmaktadır. Doğmatiklik ve donma, eleştirelliği ve düşünmeyi reddeder, yasaklar ve yok ederler.