Eleştirel bakış önemlidir!
Hatırlanacağı gibi bir önceki yazımızın başlığı
muhasebeydi. Muhasebenin en önemli sonuçlarından biri yanlışlarımızı veya
hatalarımızı fark etmektir. Onun için eleştirel
bir bakışa ihtiyacımız vardır. Çünkü eleştirel bakış, günlük hayatımızda
bizi pasif seyirciler olmaktan çıkarıp aktif aktörler hâline getirir.
İnsanoğlu tarih boyunca hem varoluş sebebi hem de
içerisinde bulunduğu doğal ve beşeri çevre hakkında bilgi edinmek istemiştir.
İnsanlar, bilme isteğini gidermek için, var olduğu andan itibaren hep düşünmüş
ve bugün de hâlâ düşünmeye devam etmektedir.
Bu
bağlamda eleştirel bakış, bir düşünme eylemi, yorumlama, açıklama,
düzeltme, yol gösterme, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırma, sınama sigaya
çekmedir. Eleştirel bakış, eylemlerimizi,
gelişmeleri, iddia ve delilleri test eder. Hangilerinin değerli ve tutarlı ve
hangilerinin tutarsız olduğuna karar verir. Bu nedenle hoşumuza gitmese de çoğu
zaman hayatın her alanında eleştirilmeye ihtiyacımız vardır.
Ancak eleştirilmeye ne denli ihtiyaç hissettiğimiz veya eleştiriye
ne denli açık olduğumuzda oldukça önemlidir. Bunun yanında uyarıcının da
samimiyeti, üslubu ve dili hem tepkimizi hem de eleştirinin sonucunu belirler.
Yetişmemde büyük emeği olan ve kardeşi olmaktan onur duyduğum kıymetli ağabeyim
Ramazan Beyhan: ‘’Vahiy dışında her şeye
eleştirel bakabiliriz’’ demişti. Eleştirel
bakış, bir tür hakikat arayışıdır ve en önemli özelliklerinden biri doğruya
ulaşmak için irdeleyici sorular sormaktır.
Çünkü soru sormak insanın gelişimi açısından çok önemli bir
aşamadır. ‘’Soru’’ veya ‘’sual’’ terimi Arapça da ‘’mes’ele’’ kelimesi ile aynı kökten
olup, ‘’seele’’ fiilinden
türetilmiştir. ‘’Seele’’ ise, istemek
manasına da gelir. Yani kapalı olan bir konuyu açmak, bilinmeyeni bilinir kılmak
için, soru sorarız. Dolaysıyla okuduğumuz bir metni, dinlediğimiz bir kişiyi,
izlediğimiz bir haberi veya filmi, eleştirel
bakışı ihmal etmeden doğru soruları sormak önemli olacağı kanaatindeyim.
Batı dünyasında eleştirel bakışın güçlü olduğu dönemlerde
büyük fikir adamları çıkmıştır. Bunların en önemlilerinden biri Descartes ‘’Düşünüyorum o hâlde varım’’ demişti. Ancak
bir haftadan beri Amerika’dayım ve gözlemlerime göre adeta ‘’tüketiyorum o hâlde varım’’ anlayışı hâkim olmuştur.
Batı’da düşünce giderek zayıflamakta ve ‘’anı yaşama’’ duygusu güçlenmektedir. Bu
da ‘’anlam’’ ve ‘’duygu’’ kaybına neden olmaktadır. Hâlbuki eleştirel bakış, insanoğluna düşünme ile hayal gücünü
birleştirme imkânı verir. Geçmişten günümüze kadar maddi ve manevi anlamda
değişim ve gelişimin itici gücü eleştirel
bakış olmuştur. Zira eleştirel bakış, düşünce ve olguları irdeler ama ötekileştirmez.
Eleştirel
bakıştan söz etmişken, bir hakkı teslim etmek için, değerli dostum
Temel Hazıroğlu’nu burada anmam gerekir. Zira Temel Bey, her şeye eleştirel
bakar ve ‘’sistemli düşünmeye’’ çok
vurgu yapar. Gerçekten de eleştirel bakışa sahip olmadan tutarlı ve sistemli düşünebilmek
zordur.
Toparlayacak olursak, insanoğlunun kendisine yapacağı en
büyük iyilik, zihnini ve duygularını eğitmektir. Bunun için de eleştirel bakış önemlidir!
Amerika’dan
güzel ülkemin güzel insanlarına selam ve sevgiler.