Elemanımın kellesini vermem!
FUTBOL ile ilgili fikirlerimiz bellidir. Futbol bize göre sporun bir dalı değildir. Gösteriye dayanan futbol toplumları oyalamak için bir araçtır. Toplum futbol sayesinde problemlerini unutur, halının altına süpürür. Bu durumu çok iyi bilen yöneticiler futbola aşırı ölçüde yatırım yapabilirler.
Yine de futbolun ciddi bir ağırlığının olduğunu kabul ediyoruz. Seyircileri stada, vatandaşları televizyon başına koşturan futbol ortak duygularımızı tanımamız için vesile oluşturuyor. Avrupa ve Dünya kupalarında başarıyı yakalayamayan ulusal takımımız yine de mücadelesine devam ediyor. İzlanda'ya yenilen takımımız kamuoyunda büyük bir hayal kırıklığı meydana getirmiştir.
Kosova ile oynadığımız maçı kazandık. Kardeş Kosova ile yaptığımız maç için teknik analizler yapmak bizi aşar. Futbolculara baktığımızda yüzlerinde mutsuzluk ve üzüntü dikkati çekiyordu. Aralarında kavga çıkmış bir ekipten başarı beklemek boş bir hayaldir. Buna rağmen, ister mahalle baskısı ister realitenin basıncı ister manevi borç sebebiyle olsun milli oyuncularımız rakiplerini yendiler.
Maçta Gökhan ve Selçuk yeterince varlık gösteremediler. Burak ile Arda yeterli performansı sergilediler. İlk yarıda hızlı atağa geçemedik, rakip üzerinde yeterli baskı kuramadık. Birçok gol pozisyonunu cömertçe harcadık. İkinci yarıda oyunu kontrol altında tutan ve pres yapan bir takımımız vardı. Kardeş Kosova takımı ilk yarıda disiplinli ve baskılı oyunu ile iyi bir görüntü verdi. Kaleci Ujkani de şahane kurtarışları ile dikkati çekti.
Fatih Terim'in söylediklerini analiz edelim. Şu sözünün altını çizelim: "Galatasaray ile adımın geçmesi kadar doğal bir şey olamaz. Ama hayatımda bir takımda hoca varken görüşmedim. Benden kaynaklı bir şey değil, dünya döndükçe böyle olacak. Riekerink çok iyi şeyler yapıyor, rahat olsun istiyorum." Bu ifadeler prensip ve karakter sahibi bir kişiye aittir. Kimsenin rızkı ve onuru ile oynamaz bir teknik direktörümüz vardır.
Gururumuz Arda Turan'ın ifadelerini okuyalım: "Ben her zaman ülkemin formasını giymekten onur ve gurur duyduğumu söylemiştim. Bu formayı şerefle taşıdım; benim için, Galatasaray formasını da, Atletico Madrid ve Barcelona formasını da giyerken en değerlisi milli formadır. Bize gel derler geliriz, git derler gideriz. Biz bu terbiyeyi aldık." Arda Turan'ın yeteneklerini takdir ediyoruz ama yelkenlerini suya indirmek şarttır.
Yunus Mallı ile ilgili birkaç kelam edelim: "Yunus Mallı Almanya'nın MAİNZ takımının en çok mücadele eden adamıdır. Yunus mükemmel bir ön liberodur. Maça girince oyunun kaderini değiştirdi. Volkan Şen istekli ve iyi oyununu gol atarak gösterdi. Gördük ki Burak Milli Takımda her zaman oynamalıdır. Hakan Çalhanoğlu büyük bir yetenektir.
Fatih Terim'in söylediklerini ele almaya devam edelim: "Kimse istiyor diye elemanımın kellisini vermem. Bülent Bayraktar ailesiyle ilgili sağlık sorunlarından dolayı burada olamadı. Prof.Dr. Bülent Bayraktar ile ilgili soruyu bir gazeteci dile getirdi. Prof.Dr. Bülent Bayraktar hekimdir ve Türk sporuna her alanda büyük hizmetler yapmıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesidir. Ayrıca Spor Bilimleri Fakültesi Dekanlığını da yapmaktadır.
Fatih Terim bir dava insanıdır, bir karakter adamıdır. Türk sporuna çok sayıda oyuncu yetiştirmiştir. Yetiştirdiği oyunculardan bazıları çalıştırıcı olarak çalışmayı sürdürmektedirler. Türk Milleti'ne büyük zaferler yaşatan bu onurlu adamı selamlıyoruz. Fatih Terim'in kişiliğini değil yaptıklarını eleştirebiliriz. Fatih Terim Türk spor tarihine altın harflerle geçecektir.
Fatih Terim gibi değerler kolay yetişmiyor. Yıllarca başarının peşinden koştuk, yakalayamadık. Fatih Terim'in hayatta iken kıymetini bilelim.
Sonuç: "Fatih Terim ve benzeri karakter abidelerini kaplanlara yedirmeyelim ve onları altın kafeste yaşatalım."