Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2492.27
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Elem verici intihardan olmadık sonuçlar çıkarmak

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, girdiği bunalım sonucu intihar ederek hayatına son verdi. Bu trajik hadise, ailesi başta olmak üzere vicdan sahibi hemen herkesi derinden üzdü. Bu tür vakaların aşinası olan bir ruh hekimi olarak ben de derinden sarsıldım. Sosyal medya mecralarında, yazılı ve görsel medyada bu konu farklı tarz ve yaklaşımlarla ele alınarak bir takım çıkarsamalarda bulunuluyor. Bilhassa sol ve ateist tandansı ile öne çıkan üç gazetede bu konunun çarpıtmalarla ve din, cemaat, İslam düşmanlığı ile manşete çekildiğini müşahede ettik.

Bu yazımızda Enes Kara’yı intihara sürükleyen sebep ve saiklerin yanı sıra hadisenin ele alış biçimini irdelemeye çalışacağız:

*Öncelikle Enes Kara’nın ilk yayınlanan videosunun eksik olduğu, tamamı dinlendiğinde kaldığı mekân dışında başka hususlardan da çok rahatsız olduğu anlaşılmaktadır. Kara, gelecek kaygısından bahsetmekte, “Bir şeyler için çabalama enerjim kalmadı. Motivasyonumu kaybettim. İçinde bulunduğum duruma Türkiye’deki gençlerin çok büyük kısmı hâkim. Hepsinin işsiz kalma, geçinememe korkusu, dertleri sıkıntıları var.” demektedir.

*Yine hekimlerin durumuna işaret ederek, “Herkes kaçmaya çalışıyor doktorluktan, kimse tavsiye etmiyor. 36 saati bulan nöbetler, mobbing, hastalarınızdan şiddet görme ihtimaliniz var. Köle gibi çalıştırılıyorsunuz. Böyle bir gelecek istemiyorum” ifadelerini kullanmaktadır.

*İddia edildiği gibi cemaat yurdunda değil cemaatten olan arkadaşları ile birlikte evde kalmaktadır.

*Babasının anlatımına göre ise, “Dertlerinden bize hiç bahsetmedi. İçe kapanıktı, çok telefon bağımlısıydı, gece gündüz telefonla uğraşıyordu. Ailesiyle, bayramlarda akrabalarla çok şey paylaşmıyordu, değişik bir çocuktu. Zekiydi ama sosyal yönü zayıf bir çocuktu.”

Görüldüğü kadarıyla bağımlı, psikolojik problemleri olan bir gençle karşı karşıyayız. Başaramamak korkusu içini sarmıştır ve karamsar bir ruh haline bürünmüştür. Kısacası intihar olayını sadece kaldığı eve bağlamak aldatıcıdır ve konuyu saptırmadır. Çünkü intihar tek bir faktörle ortaya çıkmaz. Böyle bir sonuç için birçok sıkıntılar üst üste gelir. Yaşadığını söylediği baskılar, kendini yalnız ve çözümsüz hissetmek ancak zaten dolmuş olan bardağı taşıran damlalar olarak etki edebilir.

Gencecik bir insanın, bir tıp öğrencisinin yürek yakan ölümü üzerinden kin ve nefret mesajları vermek, ideolojik hesaplaşma ve ayrışma üretmek, toplumun inançlarını aşağılamak çok çirkin tepki şekilleridir.

Bu intihar olayından bizim çıkarsamalarımıza, almamız gereken derslere gelince:

*Bugünün muhafazakâr gençleri düalite yaşamaktadır. Bir yandan aile ortamı, diğer yandan dışardaki ve internetteki hedonist, mukaddes değerleri dışlayan, seküler kurgulu ayrı bir dünya arasında bocalamaktadırlar. Enes de son üç yıldır Müslüman olmadığını söylemiştir. Necip Fazıl’ın deyişi ile,“Her devrin mağduru ve mazlumuyuz.”

*Enes tıp talebesidir ve yoğun çalışması gerektiği halde kaldığı mekânın bunu sağlamayışı, kimsenin bu problemi görmeyişi üzücü bir başka husustur.

*Yeni yetişen neslin zihin dünyasını anlayıp ona uygun tebliğ metotları geliştirmek icap etmektedir. İşin özü şudur: Hizmet kaygısı taşıyan şahıs ve bireylerin geleneksel metotlarını gözden geçirip “yeni insan-yeni hizmet” dengesini kurmalıdır.

Elim vefatı dolayısıyla Enes Kara’nın ebeveynine başsağlığı diler, sabr-ı cemil niyaz ederim.