Elbise giydirilmiş keresteler!
SON yıllarda, müslümanlar arasına fitne fücur sokmaya çalışan, bizden görünüp; inandıklarımıza kötü pencereden baktırmayı amaçlayan “allâmecikler” çoğalmaya başladı. Bazıları Kur’an-ı Kerim’in ayetlerini aklınca sorgular, bazıları ise sahih Hadis-i Şerifleri delil kabul etmez, “Bize Kur’an yeter” der. Bunlar, zayıf ve hatta uydurma hadisleri örnek gösterip tüm hadisleri şüpheli gösterme gibi bir garabet içine sürüklüyorlar inananları…
Bunları
ekranlarda, radyolarda, gazetelerde, dergilerde, internet sitelerinde ve hatta
sosyal medya hesaplarında sık sık görüyorsunuz, izliyorsunuz, takip
ediyorsunuz.
Kendilerini,
allâme derecesinde bilgili addeden bu tipler; akıllarını putlaştıran, üstün
zekâsını nefsine kurban eden zavallılardır. Başlangıçta niyetleri hâlis olsa
bile zekâlarının üstünlüğüne aldanıp, Müslümanların temel inanç esaslarında
şüphe uyandırma hususunda pek mâhir hale geldiler.
Diğer yandan;
kendi makamlarını korumak, cemaati veya tarikatı içindeki konumunu
güçlendirmek, dünya nimetlerinden daha fazla pay alabilmek adına; hadisleri
kafalarına göre yorumlayan ve hatta hadis uydurmaktan bile çekinmeyen bazı dergâh
müdâvimleri de köşe başlarını tutmuştur. Onların da, ötekiler gibi
Müslümanların inançlarını zedelediklerini gördükçe üzülmemek elde değil!..
Rabbim, her
iki durumda da; başlangıçta niyetleri hâlis olup sonradan nefsine uyanlara
hidayet versin.
Bakınız
Kur’an-ı Kerim’de, Münâfigûn Süresi 4. Ayette Rabbimiz ne buyuruyor:
“Onları gördüğün zaman kalıpları
hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise
giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar.
Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da haktan
çevriliyorlar!
Rabbimiz, müslüman
gibi görünüp, Müslümanların arasını açmayı, İslâm’ın akidelerini zedelemeyi
amaç edinen münafıklar için, “Elbise
giydirilmiş keresteler” buyuruyor. Üstad Necip Fazıl Kısakürek de bu
tipleri, “Kitap yüklü eşşekler”
olarak nitelendirmişti.
Biz gene de
bu konuda, ihtiyatlı davranalım. Güzel giyinip, ağızları da güzel laf yapan,
ancak Müslümanların arasına fitne fücur sokan, kafaları karıştıran, inanç bütünlüğümüzü
şüpheye yöneltenler için Allah’tan hidayet dileyelim.
Velhasılı, İslâm
adına konuşanlar; Münafigun Suresi’nin 4. âyetinde bahsedilen Münafıklar gibi
olmamalıdırlar. Zekâsının/zekâlarının üstünlüğüne güvenip, “En iyi ben bilirim/En iyi biz biliriz” egosuna kapılmamalıdırlar.
Rabbim,
hiçbir Müslümanı, “Elbise giymiş
keresteler” haline dönüştürmesin.