El Kassam'ın hikâyesi yazılacak mı?
İsrail'e karşı
düzenlediği silahlı eylemlerle adını duyuran Hamas, 2006 yılının Ocak ayında
Filistin genelinde yapılan parlamento seçimlerinde çoğunluğu elde etti. Fakat
İsrail bu seçimleri tanımadı. Seçimlerin ardından Hamas ile Fetih arasında
meydana gelen iç çatışmalar hareketin 2007'de Gazze'yi kontrol altına almasıyla
sona erdi.
Hamas Hareketi ve silahlı kanadı
İzzeddin El Kassam Tugaylarının Mısır’da kurulan Müslüman Kardeşler yani
İhvan’dan etkilendiği bir gerçektir. Bu sebepledir ki başta Mısır olmak üzere
diğer İslam ülkelerinin Gazze’nin korunmasına ve buradaki sivillerin
katledilmesine ses çıkarmamaktadır. Zaten Mısır’ın meşru olmayan cumhurbaşkanı
Sisi, Mısır’ın meşru cumhurbaşkanı Mursi’yi tutuklamış, Rabia meydanında beş
binin üzerinde insanı katletmişti. Dünya halkları, bugün Gazze’de yapılan katliamların
baş sorumlusunun ABD ve Avrupa olduğunu zaten gördü. Birleşmiş Milletlerin bir
“Bir Utanç Müzesi” olduğunu gördü insanlar. Yahudiler bile isyanda, Amerika’da
Avrupa’da, İsrailde protestolar yapıyorlar.
Mısır’daki İhvan'ın Filistin'deki
uzantısı şeklinde silahlı bir güç olarak kurulan Hamas, Filistin'in önemli bir
coğrafi kısmını oluşturan Gazze Şeridi'ni yönetiyor. Hamas, Filistin Kurtuluş
Örgütü’nün silahlı kanadı El-Aksa Tugaylarının zayıflaması ile kendi askeri
birliği olan El-Kassam Tugaylarını kurdu. Önce El-Fetih daha sonra FKÖ çatı
kuruluşları İslam Konferansı tarafından desteklenir. Ama bunlar, kuruluş
itibariyle sosyalist, baas ve Arap Milliyetçiliğine dayanan bir yapıya sahipti.
Bir çatı örgüt olan Filistin
Kurtuluş Örgütü’nün en büyük grubu el-Fetihti. Ama ondan sonra Hristiyan
Araplar’ın örgütleri boy göstermeye başladı. 1967’de Hristiyan Arap George
Habaş’ın önderliğinde Milliyetçi Arap Hareketi adıyla kurulan ve daha sonra
bazı küçük eylemci grupların da katılmasıyla Filistin Halk Kurtuluş Cephesi
adını alan kuruluştur. Bu örgüt, Arap ve Yahudilerin barış içinde bir arada
yaşayabileceğini ileri sürer. Ama Filistin devleti çatısı altında bunun
olabileceğini savunur. Bu nedenle yöneticileri daima İsrail’in hedefinde idi.
George Habaş, 2000 yılında örgütün Genel
Sekreterliğini Ebu Ali Mustafa’ya devreder. Fakat Ebu Ali, 2002 yılında İsrail tarafından öldürülmüştü.
Örgütün bir sonraki Genel Sekreteri Ahmet Saadet ise İsrail'in baskısı sonucu
Filistin Yönetimi tarafından Eriha'da hapsedilmiştir. İsrail Ordusu 2006
yılında Eriha Hapishanesi'ne baskın düzenleyerek FHKC'nin Genel Sekreteri olan
Saadet'i kaçırmıştır.
Hamas, uluslararası arenada tanınan
ve bugün cebren hükümet olan Mahmut Abbas örgütünü tanımıyor. Onların aksine
İsrail'in var olma hakkını da tanımıyor. Hamas’ın Amblemi, Kudüs'teki
Kubbet-üs-Sahra'yı ve İsrail, Gazze ve Batı Şeria topraklarının ana hatlarını tek
bir Filistin devleti olarak tasvir ediyor. Hal böyle olunca Batı Şeria’nın bir
bölümü Ürdün’e verilmesi için Ürdün ve Gazze’nin de bir bölümünün Mısır’a
verileceği söylentileri nedeniyle Mısır da Gazze’de yaşanan trajediye karşı
gözleri kör ve kulakları sağır bir şekilde hareket ediyorlar.
Hamas, kendi ismine has temiz ve
berrak bir fikirden besleniyor. İhvan, bu gün sadece Hamas’ı değil Hamas
üzerinden bütün Dünya Müslümanlarına hatta insanlığa yeni söylemler sunuyor.
Hamas’ın İsrailli tutsaklara gösterdiği ilgi ve alaka dünyada birçok insanın
Müslüman olmasına vesile oldu. Dünya halkları, Hamas ve İzzedin El-Kassam
Tugayları sayesinde Amerika Birleşik Devletlerinin, İngiltere’nin, Fransa’nın,
İtalya’nın, Kanada’nın yamyam olduğunu öğrendi. Eğer bu yamyamlar dünyayı
yöneteceğine Hamas dünyayı yönetsin fikri ortaya çıktı. Hamas üzerinden
İslamiyet yeniden okunmaya başladı. İzeedin El-Kassam’ın hikâyeleri, destanları
yeniden yazılacak.