Eksiğimiz Nerede?
Sanayide, teknolojide ve bilimde yakalanan gelişmeler/ilerlemeler, kültürde, sanatta, irfanda ve düşüncede de yakalanamazsa bu alanlarda sağlanan başarı bir süre sonra başkalaşım geçirerek bir tehdit unsuru haline gelebilir. Silah korkakların, bilim manyakların ve teknik bilgi şeytani zekaların eline geçerse ne kadar ileri ve gelişmiş bir düzeye çıkarsanız çıkın bir süre sonra felaket çanlarının çalmaya başladığını göreceksiniz.
Amerikan filmlerinde bolca işlenen meşhur hikayede olduğu gibi büyük bilimsel ve teknolojik buluşlar yapılır, bu buluşlar bir süre sonra teröristlerin eline geçer. Yüksek teknolojili silahları elde eden terörist grup bütün dünyaya meydan okumaya başlar ve büyük bir tehdit unsuru haline gelir. Zira ellerinde bütün dünyayı bir dakika içinde yerle bir edecek bombalar ve silahlar bulunmaktadır. Daha sonra birkaç süper kahraman ortaya çıkar ve Amerikan Başkanından aldığı yetkiyle elinde süper güç bulunduran kötü adamları etkisiz hale getirir.
Bilimsel bilgi sahibine büyük güç kazandıran önemli bir stratejik değerdir. Hele de bu bilgi teknolojiye dönüşür de silah ve benzeri ürünlerde hayat bulursa değeri daha da artar. Ancak silaha sahip olmak tek başına kimseye bir şey kazandırmaz. Onu doğru zamanda doğru yerde kullanacak basiret, iman, zeka ve yetenek sahibi insanlara ihtiyacınız var. Nasıl ki para, bir görgüsüz nobranın eline geçtiğinde bundan çevresindeki herkes zarara görüyorsa silah da bir manyağın ya da bir cahilin eline geçtiğinde bundan bütün toplum ve insanlık zarar görecektir. Demek ki paraya, güce ve silaha sahip olmak insanlara tek başına bir üstünlük sağlamıyor. Gücü kullanmaya muktedir, ehil, bilinçli ve inançlı ellere ihtiyaç var. Yani sıradan olmayan yetişmiş farklı profilde bir insan kaynağına ihtiyaç var. Peki bu insan kaynağını nasıl yetiştireceksiniz. Bir insan hem inançlı, hem bilgili, hem yetenekli hem görgülü hem de basiret sahibi nasıl olacak? Böyle mükemmel insan yetiştirmek bu devirde mümkün mü?
Evet mümkün. Eğer şartları, imkanları sağlar, gerekli altyapıyı kurar ve bu konuda irade sahibi olursanız bu elbette mümkün. Ancak önce buna ihtiyaç hissetmeniz yani bu işin gerekliliğine inanmanız gerekiyor. Sonra bu insan kaynağını yetiştirecek altyapıyı kurmak sonra da doğru seçme yöntemleri ve doğru kadrolama ile nitelikli insan kaynağını bir araya getirmek zorundasınız. Sonrasında iş hamuru yoğurmaya kalıyor.
Türkiye gerçekten de son 10-15 yılda bilimde, teknolojide ve özellikle savunma sanayiinde çok önemli sıçramalar yaptı. Kendi tankını, topunu, tüfeğini, helikopterini İHA’sını SİHA’sını üretir hele geldi. Ancak bir kaç alanda hâla ciddi eksikliklerimiz var. Kültürde, ilimde, düşüncede, inançta ve sanatta hâla çok zayıf bir noktadayız. Gelinen noktada elde ettiğimiz gücü milletin ve insanlığın hayrına kullanması beklenen yeni bir nesle ihtiyacımız var. Bu nesil, inançlı, vatansever, irade sahibi, kültürel ve ilmi açıdan donanımlı olmak zorunda. Matematikte, fende, fizikte iyi olmak yetmez, siyasette, ilimde irfanda ve kültürde de yetişmiş insana ihtiyacımız var.
Mesela bir istihbaratçının müzikle uğraşması, bir askerin sporun bir branşında üstad düzeyinde donanımlı olması, bir doktorun bir cerrahın el sanatlarının hassas bir dalında eser verecek kadar gelişmiş olması, bir öğretmenin en az bir yabancı dile hakim olması, bir tarihçinin aynı zamanda iyi bir seyyah ve gezi yazarı olması, bir mühendisin aynı zamanda iyi bir ressam olması bize bir şey kaybettirmeyeceği gibi çok şey kazandırır. Kamu yöneticilerinin yabancı dil bilmesi, yönetim bilimleri üzerine en az master yapmış olması, psikoloji konusunda yeterli bilgiye sahip olmaları aynı zamanda iyi birer tarih bilgisine sahip olmaları bize bir şey kaybettirmeyeceği gibi çok şey kazandırır.
Kültür, sanat, düşünce, ilim ve irfan toplumları dönüştüren, geliştiren, güçlü kılan ve nitelikli insan kaynağının yetişmesine katkı sağlayan vazgeçilmez alanlardır. Eğer bu alanlarda yoksanız tek başına sanayi ve teknolojide yapacağınız atılımlar orta ve uzun vadede bir işe yaramayacaktır.