Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2987.71
BIST 100
9655.21
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Ağustos 2017

EKSEN OLABİLMEK

Batı'nın uzun yıllardır PKK'ya son dönemde ise aynı örgütün Suriye kolu PYD/YPG'ye verdiği desteğe karşı net bir tavır takınan, ülke menfaatlerini önceleyip eski hükumetler gibi Batı'nın taleplerini sorgusuz sualsiz yapmayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, uzun zaman önce hedef tahtasına konuldu. Türkiye'ye rol biçen güçler, ülkemizin kendi koydukları psikolojik, ekonomik sınırlar dışına çıkmasını asla istemediler, istemiyorlar.

Bugün Türkiye dış politikada yapılan bir çok hatanın akabinde ilk kez doğru hamleler yapmaya başlamış gözüküyor. Düne kadar Avrupa-Atlantik gölgesinde, "himayesinde" yaşama rolü biçilen Türkiye bu kalıbı kırmaya başladı. Bu değişim ülkenin Asya-Pasifik eksenine kayışı olarak nitelenmemeli. Türkiye jeopolitik konumu gereği -eğer iki blok var olduğunu varsayarsak- her iki blok içinde azami önem taşıyor. Tarih boyunca genellikle bizi sıkıntıya sokan bu konumu artık bir avantaja çevirmenin ve doğru hamlelerle bir "eksen" olmanın zamanı çoktan geldi. Son dönem atılan adımlar tam da bu noktada çok önemli. Rusya'dan alınan S-400'lerin hemen ardından İtalya-Fransa ile yapılan hava savunma sistemi anlaşması söz konusu her iki bloklada bağımsız ilişkiler kurulabilmesi adına doğru bir örnek. S-400'lerin alımı arkasından özellikle ABD'den yükselen seslerin de bu doğru adımların bir sonucu olduğunu söylemek gerekiyor. Zira Türkiye'nin 65 yılı bulan NATO üyeliği döneminde böyle bir alım bulunmuyor ve gelen tepkiler bu kırılan kalıpların sonucu.

Türkiye şu anda Batı ile tamamen bağlarını koparmamışken, Rusya ve Çin ile birçok alanda yeni işbirlikleri geliştiriyor. Rusya ile devam eden gaz boru hattı çalışmalarının benzeri bir çalışma İsrail ve Katar ile birlikte farklı bir noktada da yapılmak isteniyor. Türkiye; Avrupa'ya giden tüm gaz yollarında pay sahibi olurken aynı zamanda bu anlamda önemli bir merkez, koridor olma arefesinde. Bu ve benzeri bir çok adım var ve ivmelenerek devam ediyor...

Batı tam da bu ve benzeri sebeplerden dolayı, Türkiye'nin kalıplarını kırarak biçilen rol dışında attığı adımlar nedeniyle halihazır yönetimden şikayetçi. 15 Temmuz dahil ve 15 Temmuz'a kadar gelen süreçteki hadsiz adımların arkasında da burada sadece bir-iki tanesinden bahsettiğim bu gelişmeler mevcut.

Batı; FETÖ ve içeride devşirdiği siyasiler eliyle başaramadığı "Erdoğan'ı yıkma", kukla bir hükümet kurma projesinden tabi ki vazgeçmedi, vazgeçmeyecek. Bundan sonraki hamle ülkeyi istikrarsızlaştırmak adına Suriye'de yaşanan vekalet savaşlarını Güneydoğu sınırlarımız üzerinden Türkiye'ye sıçratmak olabilir. Aynı zamanda ekonomik anlamda da yeni adımlar beklemek gerekiyor.

Cumhurbaşkanımızın; "Senaryoları bozmanın bedelini kendi topraklarımızda ödemektense Suriye ve Irak'ta ödemeyi tercih ederiz" cümlesi bu anlamda çok önemli bir derinlik taşıyor.