Ekrem- Zelenski
"Halkın içinden, dürüst, prensip sahibi ve akıllı biri devlet başkanı seçilirse ne olur?"
Ukrayna'da devlet başkanlığı
seçimlerinde ipi göğüsleyen komedyen Vladimir Zelenski'nin başrolünde olduğu "Halkın
Hizmetkârı" dizisinin tanıtımı bu sözlerle başlıyordu.
x
Ukrayna'nın 41 yaşındaki en ünlü komedyeni Vladimir Zelenski,
ilk kez adım attığı siyaset sahnesinde kısa süre içinde büyük bir halk
desteğini arkasına aldı.
Yüzde 73,21’le, 2019 seçimini kazandı.
Rakibi Petro Poroşenko'nun oy oranı ise yüzde 24,45'te kaldı.
Başkent Kiev'de caddelerde Vladimir Zelenski'nin fotoğrafının
olduğu,"Halkın Başkanı"
yazılı reklam afişleri ilk kez 2015 yılında ortaya çıkmıştı. Önce anlam verilemeyen
bu reklamların, Zelenski'nin başrolünde olduğu "Halkın Hizmetkârı" adlı yeni televizyon dizine ait
olduğu anlaşıldı.
X
Zelenski’nin “çıkışı”
için hazırlanan filmde, “Yolsuzluk
batağındaki bürokratlar, ülke yönetimini ve medyanın kontrolünü ellerinde bulunduran
oligarklar” teması işlenmişti.
Başlangıçta her şey “Olacak
O Kadar” kıvamlı bir “komedi”
dizisinden ibaretti.
Zelenski, komik bir adamdı.
Ciddiye alınır tarafı yoktu ama 5 yılda Devlet Başkanı oldu.
X
Zelenski’yi “iktidara” getiren süreç, “Turuncu Devrimi” ile başlamıştı aslında.
Turuncu Devrimi, 2004 yılında Ukrayna için “hazırlanan” bir “halk hareketi”ydi.
“Devrim,” seçim sonuçlarına
dair “usulsüzlük” iddialarının
gündeme gelmesiyle başlamıştı.
Halk, -görünüşte- “demokrasi
ve şeffaflık” istiyordu.
O vakitler iktidardaki Viktor Yanukoviç ile muhalefet lideri
Viktor Yuşçenko arasında büyük bir siyasi rekabet vardı.
Seçim sonuçlarına ilişkin usulsüzlük iddiaları ve oyların
manipülasyonu gündeme gelince, halk sokaklara dökülmeye başladı.
Turuncu Devrimi, Ukrayna’nın sosyal medya üzerinden organize
edilen genç ve delikanlı nesline yaslandırılmıştı.
Sosyal medyada organize edilen yeni nesil, protestoları geniş
kitlelere duyurmayı ve ortalığı hareketlendirmeyi başarmıştı.
Protestolar giderek büyüyüp kamuoyu baskısi iyice artınca
Ukrayna Yüksek Mahkemesi, seçim sonuçlarını iptal etmiş ve yeni bir seçimin
yapılmasına karar vermiş…
Yenilenen seçimlerde Viktor Yuşçenko, Turuncu Devrim’in
lideri olarak Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Xxx
Ukrayna siyasetinde güç bir Rusya’nın bir Amerika’nın
adamlarının eline geçti.
Ukrayna-Rusya Savaşı için “hazırlandığı”
bugün çok iyi anlaşılan “Komedyen
Zelenski” Batı’nın yani, ABD’nin adamı olarak biliniyor.
x
Bugün, Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği konuşuluyor.
Finlandiya’nın ardından İsveç’in de NATO üyeliğinin yolu açıldı.
Ukrayna’nın NATO’ya üye olabilmesi için, Rusya ile kapışmaktan
çok daha fazla “fedakârlıkta”
bulunması gerekiyor galiba.
Sosyal medya hesabından “NATO zirvesi için Vilnius’a giderken NATO
üyeliği için güçlü bir işaret, bir davet almayı umduğunu ancak hayal
kırıklığına uğradığını” açıklayan Zelenski, şimdilerde “ortada bırakılma” endişesini yaşıyor olmalı.
The Wall Street Journal, “Ukrayna’nın NATO’ya giden çamurlu
yolu” başlığını atmış.
ABD, böyle çamura yatar.
Kullanır kullanır, bir kenara atar!
ABD ile Rusya anlaştığında, Zelenski kenara atılabilir icabında.
x
Olan bitene baktığımda, ABD’nin her geçen gün mesafe kat
ettiğini görüyorum.
Mesafeyi kat eden İsrail’dir ve Arz-ı Mev’ud Projesi’dir belki
de…
O yönde de işaretler var
zira.
İsrail’i şimdilik göz ardı edip, ABD’ye gelelim:
AB’nin iki devinden Fransa karıştı.
Almanya, enerji krizi endişesi yaşıyor.
Rusya, epeyce hırpalandı.
Finlandiya ve İsveç’le ilgili gelişmeler malûm…
NATO yani ABD iyice genişliyor.
Putin, kendi örgütü Wagner üzerinden NATO operasyonuna uğradı.
İçeriden vuruldu.
ABD imalatı terör örgütleriyle, etrafındaki kuşatma
operasyonlarıyla, ekonomisine saldırılarla uğraşan Türkiye, mecburen yeni bir “sürece” girdi.
İşaretlerini “Batı”nın
çok itibar ettiği Mehmet Şimşek ile
seçim öncesi görüşmelerle veren yeni süreçte, Türkiye elbette “dengeli dış politika” izlemeye devam
edecek ama Batı ile ilişkiler çok daha fazla öne çıkacak.
Önümüzdeki süreçte ekranlara daha çok, AB uzmanları, AB’ye yakın
gazeteciler, “neoliberal” simalar
çıkartılacak.
İçinde bulunulan şartlar, ekonominin durumu, vize engelleri…
Reel politik.
X
Bu yazarlık sürprizlerle dolu bir iştir.
Masaya oturduğunuzda yazmayı plânladığınızla kaleminin-
klavyenin sizi götürdüğü farklı olur kimi zaman.
Bugünkü yazımda, “değişim”
diyerek öne çıkan ve sosyal medya üzerinden epeyce örgütlenen Ekrem
İmamoğlu’nun “nereye koştuğunu”
değerlendirmeye alacaktım.
Yazının başlığını da, peşinen Ekrem Zelenski diye
atmıştım.
Zelenski’den girince, çıkmak hayli vakit aldı.
NATO Zirvesi’ne uğramamak olmadı.
Ekrem İmamoğlu’na gelene kadar da, yer bitti!..
Bizim “arif”
okuyucularımız “Ekrem - Zelenski”
başlığına bakıp, nereye varacağımızı elbette anlamıştır.
Lâkin, bazen de “Biraz
daha açık yaz, anlayan var, anlamayan var. Neyi yazdığından çok, neyin-ne kadar
anlaşıldığı mühim” denir.
O zaman, Ekrem İmamoğlu, tıpkı Komedyen Zelenski gibi “Devlet Başkanlığı”na yürüyebilir mi,
yürüyemez mi?
Kurgusu, stratejisi ne?
Bugüne kadar mesafe mi aldı, geriye mi gitti?
Önümüzdeki süreçte “sosyal
medya”nın ve “dinamik gençliğin”
etkisi…
“Karizmatik Liderlik” meselesi ve 2028…
Bu hattan devam edelim kısmetse.