Ekonomik veriler ne söylüyor?
Türkiye ekonomisi
İşsizlik
oranı Ağustos ayında %9,6 seviyesinde gerçekleşti.
İşsizlik verileri üzerine analiz yaparken sadece işsizlik oranı verisine bakmak
eksik olur. Bu nedenle istihdam oranı, iş gücüne katılım oranı gibi verilere de
bakmak gerekir. İstihdam oranı %0,5 oranında artmış görünüyor. Bu demek oluyor
ki iş aramaktan bıkıp iş aramaktan vaz geçenler sebebiyle işsizlik oranı
düşmemiş. İstihdam artışı sebebiyle işsizlik oranı düşmüş. İş gücüne katılım
oranı da aynı ayda artmış görünüyor. Bir önceki aya göre iş gücüne katılım
oranı %0,4 artış göstermiş. Yani daha önce iş aramayan ve iş aramaya
başlayanların artmasına rağmen istihdam oranı artarak işsizlik oranı düşmüş. Bu
oldukça güzel bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
İşsizlik
oranındaki azalmanın kaynağı olarak sanayi üretimindeki artış gösterilebilir.
Sanayi üretim endeksi ağustos ayında bir önceki aya göre %2,4 oranında bir
önceki yılın aynı ayına göre ise %1 oranında artış gösterdi. Sanayide çarkların
dönmesi, üretimin artması yeni istihdam alanlarının oluşmasına vesile oluyor.
Sanayi
üretimini artıran en önemli unsurlardan biri de iç talebin yüksek olmasıdır. İç
talebin yüksek olduğunu da perakende satış hacmi verisinden anlayabiliriz.
Perakende satış hacmi ağustos ayında bir önceki aya göre %3,7 oranında artarken
bir önceki yılın aynı ayına göre ise %9 oranında artış gösterdi. Enflasyondan
arındırılmış bir veri olması sebebiyle iç talebin artmaya devam ettiği yorumunu
bu şekilde yapabiliriz.
Ekonomide
yaşanan gerek iç talep gerekse dış talep üretimi artırırken gerek sanayide
gerekse diğer sektörlerde turizm sezonu olmasının da etkisiyle ciro artışları
da yaşanıyor.Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro
endeksi aylık %6,8 artarken yıllık
%130,3 arttı.Toplam cironun alt
detaylarına bakıldığında; 2022 yılı Ağustos ayında aylık sanayi sektörü
ciro endeksi %5,7, inşaat ciro endeksi %10,7, ticaret ciro endeksi %6,3, hizmet
ciro endeksi %9,2 arttı.
Nitekim
kart harcamalarının üçüncü çeyrekte yıllık %123,27 oranında arttığını
görüyoruz. Birçok kişi yaşanan enflasyon sebebiyle harcamaların arttığı
yorumunu yapabilir. Ancak perakende satış hacmi enflasyondan arındırılmış bir
veri olma özelliği taşıyor. Ayrıca kredi kartı harcamalarını da enflasyondan
arındırırsak, üçüncü çeyrekte ortalama TÜFE’nin %81,10 Yurtiçi ÜFE’nin de
%146,66 seviyesinde olduğu düşünülürse kredi kartı harcamaları üçüncü çeyrekte
TÜFE’ye göre %23,3 Yurtiçi ÜFE ve TÜFE ortalamasına göre ise %4,4 reel bir
artış olduğu görülmektedir.
Konut
satışlarında eylül ayında bir önceki aya göre azalma görüldü.Ağustos ayında 123
bin 491 konut satılırken eylül ayında Türkiye genelinde 113 bin 402 konut
satışı gerçekleşti. Ocak-Eylül dönemi olarak bir önceki yılın aynı dönemiyle
kıyaslandığında ise konut satışları %11,4 oranında artmış görünüyor.
Konut
satışlarında yabancıların alımlarına bakıldığında Eylül ayında 5 bin 49 konut
aldıkları görülmektedir. Yani toplam konut satışlarının %4,5’ini yabancılar
almış durumda. En fazla konut alan ülke vatandaşı ise Rusya Federasyonu olmaya
devam ediyor.
Küresel
perspektiften bakış
Pandemi ve savaşa bağlı olarak yaşanan küresel
enflasyon sebebiyle birçok ülke faiz artırımı yaparken talebi ve dolayısıyla
üretimi azaltıcı politikalar izliyor. Buna bağlı olarak ülkelerin azalan
büyümenin ileriki dönemlerde işsizlik artışına neden olması bekleniyor.
Küresel ekonominin küçülmesi ihracatımızı
yavaşlatıcı bir etki olacaktır. Ancak coğrafi konumunu avantaja çevirmeye
başlayan Türkiye yeni pazarlar bularak ihracatını artırmaya devam edecektir.S adece
miktar olarak değil kg başına değer olarak da ihracatı artırıcı çözümler
üretmek gerekir.
Başsağlığı
Bartın/Amasra’da
yaşanan elim kaza sonucu şehit olan kardeşlerimize Allah rahmet eylesin. Yaralılara
acil şifalar ihsan eylesin.
Bu
gibi kazaların önüne geçilmesi için herkesin görevini en iyi şekilde yapması
gerekliliği unutulmamalıdır. Gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı iyi
araştırılarak varsa ihmal ve tedbirsizlik en ağır şekilde cezalandırılması
gerekir. Verilecek cezanın diğer işletmeler için de uyarı niteliği taşıması
gerekir.
Kazanın
önüne geçilebilmesi için teknolojik gelişimle alınacak tedbirler vardır. Metan
gazı ölçümlemesi yapılırken otomasyon, yapay zekâ gibi teknolojik gelişimlerden
yararlanmak artık zorunluluk olmalı. Madenlerde kullanılan ekipmanların kıvılcım
çıkarmaması için önlemler alınmalı.Hiçbir maliyet artışı insan hayatından
değerli değildir.